English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Kidnapping

Kidnapping traducir turco

1,270 traducción paralela
Tu crois que je suis intervenu dans ton kidnapping et celui de ton père?
Senin ve babanın kaçırılması olayıyla ilgili bir şeyler yaptığımı mı düşünüyorsun?
L'opération entière tout depuis le kidnapping du secrétaire Heller à la fusion de San Gabriel Island, a été organisée par l'un de nos employés.
Bakan Heller'ın kaçırılmasından, San Gabriel Adası reaktörünün erimesine kadar olan bütün operasyon, çalışanlarımızdan biri tarafından düzenlenmiş.
Alors retape la base de données pour que le kidnapping et l'explosion soient ensemble.
Sonra veri bankalarını yeniden ayarla, böylece kaçırma ve bombalama birleşsin.
Cette même source nous a informés qu'au moins 5 agents des services secrets ont été abattus durant le kidnapping.
Aynı kaynakların bize bildirdiğine göre, kaçırılma sırasında en az 5 Gizli Servis ajanı vurularak öldürüldü.
Le train, le kidnapping, tout se passe comme prévu.
Tren olayı, kaçırma, hepsi de beklediğimiz gibi oldu.
Ok, écoutez, nous recherchons une connexion entre l'explosion du train à Santa Clarita et le kidnapping de Heller.
Tamam arkadaşlar, Santa Clarita'daki tren bombalaması ile Heller'ın kaçırılması arasında bir ilişki bulmaya çalışacağız.
J'ai une information que tu as ignorée qui pourrait être liée non seulement à l'explosion mais aussi au kidnapping du secrétaire Heller.
Sadece bombalama değil, Bakan Heller'ın kaçırılmasıyla da ilgisi olan bir işi engellediğin bilgisini aldım.
Richard... Pour le moment, vous êtes le seul témoin du kidnapping de votre père et de votre sœur.
Richard şu an için babanın ve ablanın kaçırılmasına tanıklık eden tek kişisin.
Le polygraphe nous a montré clairement qu'il ne savait rien sur le kidnapping de son père.
Yalan makinesi, babasının kaçırılmasıyla bir bağlantısının olmadığını doğruluyor.
Kidnapping, extorsion, meurtre, la liste est longue.
Adam kaçırma, gasp, cinayet, liste uzayıp gidiyor.
Fausse monnaie, kidnapping, conspiration.
Para aklama. Adam kaçırma. Komplo kurmak.
Il va organiser un faux kidnapping et faire croire qu'on t'emmène en Colombie par hélicoptère.
Sahte bir adam kaçırma numarası yapacak ve helikopterle Kolombiya'ya götürecek.
Et George Sr. attendait le faux kidnapping organisé par son fils, dont il avait connaissance.
Ve George Sr. Michael'ın organize ettiğini bildiği sahte "adam kaçırmayı" bekliyordu.
Elle a avoué un kidnapping.
Çocuk kaçırmayı itiraf etti.
Si vous ne vous arrêtez pas tout de suite, je hurle au "kidnapping" par la fenêtre.
Eğer beni bir blok daha götürürsen pencereden "adam kaçıçırma" diye bağıracağım.
Sachant qu'ils pouvaient être accusés de kidnapping et de meurtre mes clients ont paniqué et se sont débarrassés du corps.
Adam kaçırma ve cinayetten suçlanabileceklerini bildikleri için müvekkillerim paniklediler ve cesetten kurtuldular.
Peut-être un kidnapping.
Bir çocuk kaçırma olabilir.
Tu vois, le problème, Missy, c'est que tu es un témoin matériel dans le meurtre d'un policier et un kidnapping.
Ama sorun şu : Missy. Bir polisin vurulması ve adam kaçırma davasında sonucu etkileyebilecek önemde bir şahitsin.
Commençons par l'assassinat d'un officier, kidnapping, vol à main armée.
Bir polisin öldürülmesi, adam kaçırma silahlı soygunla başlayalım.
Mais on l'a coupée aux ciseaux, c'est typique d'un kidnapping.
Ama makasla kesilmiş, bu da adam kaçırma olaylarına hastır.
Surtout avec le risque que comporte le kidnapping du fils d'une sœur Halliwell.
Özellikle Büyülüler'den birinin oğlunu, kaçırma riski göze alındığında.
Il a été arrêté pour kidnapping.
Çocuk kaçırma suçundan tutuklanmıştı.
- Le kidnapping de qui?
- Kimi kaçırmaktan?
Alors juste avec le kidnapping?
Sadece kaçırdınız mı?
Quelqu'un d'impliqué dans le kidnapping.
Kaçırmaya birileri dahil olmuş.
Quelqu'un au courant pour ces titres, était impliqué dans le kidnapping.
Tahvillerden haberi olan birinin kaçırma işine dahil olduğunu düşünüyoruz.
Petits vols, kidnapping.
Küçük çaplı soygunlar, adam kaçırma.
Kidnapping, c'est 25 ans!
Çocuk kaçırmanın 25 yıldan müebbete kadar yolu var!
Nous recherchons une jeune femme disparue, probablement un kidnapping.
Neden bahsediyorsunuz? Kayıp bir kızı arıyoruz, olası bir kaçırılma.
Vous savez bien qu'il n'y a pas pire endroit que le rayon épicerie pour le kidnapping d'enfants.
Biliyorsunuz, alışveriş mağazalarında hiçbir yerde olmadığı kadar çocuk kaçırma olayı oluyor.
Quoi, tu as déjà demandé à Ed quoi faire en cas de kidnapping?
Haydi ama dostum, daha önce Ed'e kaçırılma ile ilgili bir şeyler sordun mu?
C'est le plus charmant, le plus justifié des kidnapping que j'ai jamais vu.
Bu benim gördüğüm en tatlı en tatlı cezalandırma.
Escopeta dirige un réseau de kidnapping, patron.
Escopeta, adam kaçırıyor patron.
Bien, ça n'a pas l'air d'être un kidnapping.
Bana pek adam kaçırma gibi gelmedi.
Donc il y a une possibilité que le capitaine Tanner ait fait tout cela pour que ça ressemble à un kidnapping.
Binbaşı Tanner, kaçırılma olayını kendisi planlamış bile olabilir.
Vous avez acheté des téléphones liés à un vol, un kidnapping et un meurtre.
Adam kaçıran bir katille bağlantı kurmak için telefon aldın.
Elizabeth Cruz, vous êtes en état d'arrestation sous 18 chefs d'inculpation pour agressions, voies de fait, kidnapping, et le meurtre de Rhea Reynolds.
Elizabeth Cruz, tutuklusun. 18 saldırı ve darp, adam kaçırma ve Rhea Reynolds cinayeti.
D'accord, donc c'est vraiment un kidnapping.
Tamam, öyleyse kaçırılma olayı gerçek.
Maintenant, on va traiter l'affaire comme un kidnapping.
Bu davayı, her şeyden önce bir kaçırma davası olarak ele alacağız.
- Ecoutez les gars... J'ai affaire à un kidnapping ok?
- Benim burada uğraştığım bir kaçırma olayı, tamam mı?
Pour une affaire de kidnapping.
Bir kaçırılma olayı ile ilgili.
Mais si tu es impliqué dans le kidnapping, ça peut te mener à être attaché dans un lit.
Ama kaçırma olayı eğer bunun içindeysen işler senin için iyice sarpa saracak.
Nous avons un lien entre eux et le kidnapping.
Olabildiğince açık konuşacağım.
Comment impliques-tu ta famille dans un kidnapping?
Ama aileni nasıl bir kaçırılma olayına alet edersin?
Elle est recherchée pour kidnapping et traffic de drogue.
Uyuşturucu satışı ve çocuk kaçırmadan aranıyor.
Quoi, votre kidnapping idiot?
Ne, senin kaçırma saçmalığın mı?
A-t-on eu des nouvelles des autres agents des services secrets qui ont survécu au kidnapping? Il n'y en a qu'un jusqu'à maintenant, il est au bloc.
Sadece bir kişi var, O da ameliyata alınıyor.
Ce n'est pas la livraison de la rançon, c'est un second kidnapping.
Bu bir fidye ödemesi değil.
Sans parler d'un petit kidnapping parmi tes autres crimes.
Bana yalan söyledin John.
Ouais, ben, Charlie, tu sais, on a cette affaire de kidnapping.
Evet, Charlie biz de bu kaçırılma olayı üzerinde çalışmaya başladık.
Et le kidnapping de la petite fille et de la mère.
Ve küçük kızla annesinin kaçırılmasından.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]