Translate.vc / francés → turco / Lana
Lana traducir turco
4,896 traducción paralela
Vous me connaissez. Je peux changer.
- Lana beni tanıyorsun, değişebilirim.
Je suis désolée, Lana.
Özür dilerim, Lana.
Je peux vous appeler Lana?
Sana Lana diyebilir miyim?
Puis tu trouveras quelqu'un en passant le temps avec tes amis à Asmalımescit Et coucher avec lui ce soir-là. Tu sortiras avec lui...
Sonra arkadaşlarınla Asmalı'ya gidersin, gözüne birini kestirirsin, akşam sevişirsin, kendini kaşar hissetmemek için onunla çıkmaya başlarsın, ta ki sıkılana kadar.
Je n'ai commencé qu'après que tu aies rompu avec moi!
- Sen, benden ayrılana kadar bir şey yoktu.
Cannady ne pouvait dépenser aucun des billets avant leur mise en circulation.
Cannady, bu yeni paraları dağıtımı yapılana kadar harcayamazdı.
Ce qui signifie qu'il n'y a pas de place pour toi au conseil sauf si quelqu'un laisse sa place volontairement, et je ne crois pas que ça va arriver de sitôt, sachant que l'accord avec Nolcorp vient d'augmenter notre résultat net de 30 %.
Yani birileri kendi isteğiyle ayrılana kadar kurulda sana yer yok ve Nolcorp anlaşması en alt sınırımızı % 30'a yükseltince bunun yakın zamanda olacağını sanmıyorum.
Elle a été lié à toi et je parie que tu en a tiré un grand avantage jusqu'à ce que tu t'ennuies d'elle, n'est-ce pas?
Sana efendilik bağıyla bağlanmıştı ve sadece farz edebilirim ki, sen de kızdan sıkılana kadar bunun avantajlarını sonuna kadar kullandın, değil mi?
Les entrées des vecteurs ont maintenu la descente jusqu'au sol.
Koordinat girişi uçağı yere çakılana kadar rotada tutmuş.
Il m'en faut plus quand le diable est aux commandes, ma chère.
Denize düşen yılana sarılır, hayatım.
Non, et elle ne saura pas tant que je mets la bague sur ce doigt.
Hayır, bu parmağa bir yüzük takılana dek de olmayacak, ki bu da hafta sonu olabilir.
Faut économiser la bouffe!
Kurtarılana kadar yetecekti bize bunlar!
Ça dit...
Yazılana göre...
Johnny Stompanato saute Lana Turner et ça énerve Sinatra.
Johnny Stomp, Lana Turner'ı beceriyormuş. Sinatra bu işe çok kızıyormuş.
- Ne pas arrêter de pleurer.
Onlardan ayrılana kadar ağlamadılar.
On attends que le vaisseau se fasse la malle.
Mekik ayrılana kadar fabrikanın dışında bekleyeceğiz.
Et là, il faut que tu attendes que le portail soit ouvert.
Kapı açılana kadar bekle.
- Et après ça, de dire non. Encore et toujours non. Jusqu'à ce que le gars n'en puisse plus.
Sonra da çok fazla "hayır" dememi söyledi, adam kancaya takılana kadar.
Jusqu'à ce qu'on te décongèle et que tu te réveille tout frais.
Evet, ta ki buzların çözülüp uyandırılana kadar.
Ok, reste tranquille jusqu'à ce qu'ils appellent le faux nom que j'ai créé pour toi.
Tamam, sana uydurduğum sahte isimle çağrılana kadar burada öylece otur.
Emmène-moi près du marais. Prends-moi par la gorge et maintiens-moi sous l'eau jusqu'à ce que la vie ait quitté mon corps.
Beni bataklığın kenarına götürmeni sandalla götürüp beni suya daldırmanı istiyorum ta ki ruhum bedenimden ayrılana dek.
Gaga, Lana, la diva.
Gaga, Lana, Diva...
Tu as jusqu'à ce que le rideau se lève pour me parler de ton frère, ou je m'en vais. Quoi...
- Ağabeyin hakkında konuşmak için perde açılana kadar vaktin var, aksi halde ben yokum.
On attaque pas un serpent de face, Lorenzo.
Bir yılana önünden yaklaşılmaz Lorenzo.
Je croyais que la femme ne devait pas agacer le mari avant d'en avoir assez de lui?
Bir kadının ta ki kocasından sıkılana kadar onun başının etini yemeyeceğini düşünürdüm?
Le shérif garde l'or à la salle des coffres jusqu'à ce que tout soit réglé.
Anlaşma yapılana dek şerif altını kasada saklayacak.
Dieu va continuer à le faire jusqu'à ce que Pharaon cède.
Tanrı, Firavun'un inadı kırılana dek bunu yapmaya devam edecektir.
Seul le pont pourra résoudre leurs problémes.
Köyün problemi köprü yapılana kadar çözülmeyecek.
Ne mettez pas les pieds à Jhumli avant la fin des travaux.
Bu köprü yapılana kadar Jhumli'ye adım atmayacaksınız.
Prétendre que tu l'aimes jusqu'à ce que tu le jettes dans une chambre à gaz?
- Gaz odasına atılana kadar seviyormuş gibi mi yapayım?
Ce sont tous des bons plans jusqu'à ce que les premières balles volent, et après ils sont tout aussi pertinents que les courses d'hier.
İlk kurşun atılana kadar her plan sağlamdır ve sonra dünün yarış formlarından farkı kalmaz.
Elle donnait des coups de pieds, griffait, Mais j'ai retenu mon souffle et tenu bon. jusqu'à qu'elle s'évanouisse!
Tırmalayıp debeleniyordu ama bayılana kadar nefesimi tutup bekledim!
Personne ne sort d'ici.
Kapatma kaldırılana kadar kimse bir yere gidemez.
- Lana Kane.
- Lana Kane.
Pour vous, Lana, je prendrais l'autoroute jusque dans la Zone danger... Oh mon dieu!
Senin için Lana, ben dümdüz tehlike bölgesine... doğru süreceğ - im aman tanrım!
- Si, Lana, on l'a fait!
Yaptık, Lana!
Euh, Lana?
Ah, Lana? !
C'est quoi ce bordel, Lana?
Bu da neydi, Lana?
Je suis un adulte, Lana, je n'ai pas fugué de la maison!
Ben yetişkin bir adamım, Lana, Evden kaçmadım!
Oui, Lana, je pense à une coïncidence!
Evet, Lana. Tesadüf diyorum!
Si je connais Bo, elle ne se reposera pas tant qu'il n'est pas sain et sauf
Eğer Bo'yu tanıyorsam, o kurtarılana kadar rahat durmayacak.
Scientifique?
Sıfırıncı Saat diye bir saha araştırması için Nazi partisine katılana kadar. Bilim adamı mı?
Mon ex détestait les oignons, alors il prenait une chips, il la trempait dans la sauce... et il touillait, touillait... jusqu'à ce que tous les oignons soient au bord.
- Eski kocam soğandan nefret ederdi. Eline bir cips alıp sosa batırır, içine daldırır döndürür, daldırır, daldırır, döndürür, daldırır, daldırırdı, ta ki tüm soğanlar bir kenara ayrılana dek.
Cependant sans aucun moyen pour s'habiller ou se nourrir on doit prendre le problème entre nos mains.
Giyinmek ya da karnımızı doyurmak adına bir plan yapılana dek kendi işimizi kendimiz görmeliyiz.
Puis j'ai marché d'un pas lourd sur sa main jusqu'à ce que tous les os soient cassés.
Sonra da tüm kemikleri kırılana kadar botlarımla kafasını ezdim.
Je sais pas. Toi?
Kapı anahtarını temizlikçiden yürüttüm ve biri açılana kadar bütün kapıları denedim.
Et ce n'est que quand... je suis arrivée dans cette salle... et que j'ai rejoins ce club que j'ai vraiment commencé à croire en moi.
Bu bu odaya adım atana ve... bu kulübe katılana kadar... bu böyleydi, sonra gerçekten kendime inanmaya başladım.
Soroyan : Son cou a été tordu jusqu'à ce qu'il se casse.
Boynu kırılana kadar bükülmüş.
Peut-être que si je l'ai frappé sur la tête avec ce presse-papiers, Je pourrais le lécher partout avant qu'il reprends conscience. "
'Belki de kafasına bir kağıt ağırlığı ile vurursam,''ayılana kadar her yerini yalayabilirim.'
- C'est pas mon...
- Bu benim... Sen de sarılana kadar bırakmam. - Hadi ama.
Je lui disais : "Ruth, " tu peux crier à perdre la voix, " mais ça change rien,
Ben de ona "Ruth, sesin kısılana kadar bana bağırabilirsin, ama hiçbir şey farketmez, çünkü bağırman bitince, odanın içinde kalan yalnız ikimiz olacağız" derdim.