English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Lem

Lem traducir turco

831 traducción paralela
"Peut-être que j'ai fait erreur en envoyant Lem seul à Chicago."
Belki de, Lem'i Chicago'ya bir başına göndermekle hata ettim.
" Pas encore de lettre de Lem.
Lem'den mektup da gelmedi.
" Lem se débrouille bien.
Lem doğru olan şeyi yapıyor. Oğlumuzun koca adam olduğunu unutuyorsun.
"Oh, Lem, c'est merveilleux d'avoir une maison et une mère et un père."
Lem, bir evin, annenin ve babanın olması harika bir şey.
"Je veux savoir ce que vous espériez retirer en épousant Lem."
Lem ile evlenerek ne elde etmeyi beklediğini bilmek istiyorum.
J'ai épousé Lem parce que je — je l'aime. "
Lem ile evlendim çünkü onu seviyorum.
Je n'abandonnerai jamais Lem! "
Lem'den asla vazgeçmeyeceğim!
"Je vais transformer Lem Tustine en un homme, malgré vous!" "Et si vous pensez qu'il va me laisser partir sans lui, vous vous trompez royalement!"
Size rağmen Lem Tustine'yi gerçek bir adam edeceğim ve onsuz bir yerlere gideceğime izin vereceğini sanıyorsanız bir kez daha düşünün!
Lem a épousé une fille de la ville! "
Lem şehirli bir kızla evlenmiş!
"Je vous traiterai bien, et c'est plus que ce que le vieux Tustine laissera Lem faire!"
Sana düzgün bir şekilde davranacağım bu da yaşlı Tustine'nin Lem'e müsaade edeceğinden bile fazla!
"Je vais aller trouver Lem pour lui dire quel genre de femme il a!"
Gidip Lem'i bulacağım ve nasıl bir kadınla evlendiğini anlatacağım!
Lem, je m'en vais seule!
Lem, tek başıma uzaklara gidiyorum.
"Père. C'est Lem!"
Baba... benim Lem!
"J'ai eu tord, Lem, et je suis désolé."
Çok yanlış yaptım Lem, özür dilerim...
- Les clés.
- Anahtarları bize ver, Lem.
Arrête de tirer, Lem.
Ateş etme.
Sophie et Lem Claggett sont dehors.
Sophie ve Lem Claggett dışardalar!
- Lem?
Lem?
- Que dit le canard?
Ne yazıyor, Lem?
Exactement.
Beş atış istiyorum, Lem.
- Prête-moi un dollar, Lem. - Voilà mon dollar, Alvin.
- Bir dolar ödünç versene.
Alvin York a fait cinq fois mouche. Il a gagné le bœuf entier.
Alvin York beş kere tam ortadan vurdu ve Lem'in sığırını kesilmesine gerek kalmadan kazandı.
- Tout entier? - Oui.
- Alvin, Lem'in sığırını mı kazandı?
L'inspecteur Briggs sait que ce processus est le secret militaire américain le plus important.
Müfettisş Briggs tarihteki en önemli Amerikan askeri sìrrìnìn Ísş lem 97 oldugunu biliyordu.
Dans plusieurs endroits reculés, sous étroite protection militaire, des scientifiques américains travaillent au processus 97, l'ingrédient secret de la bombe atomique.
Birkaç gözden uzak yerde Amerikalì bilim adamlarì çok büyük askeri güvenlik altìnda atom bombasìnìn gizli malzemesi Ísş lem 97'yi üretiyorlardì.
Lors de réunions avec les services secrets de l'Armée et de la Marine, le FBI examine le cas de Francisco Ruiez, origine de l'information saisissante selon laquelle les agents étrangers connaîtraient le processus 97 et tenteraient d'en voler le secret.
FBI, Ordu ve Donanma Ístihbarat subaylarìyla yapìlan toplantìlarda Francisco Ruiez vakasìnì inceledi. Elde edilen sonuç yabancì ajanlarìn Ísş lem 97'yi ögrendigi ve bu sìrrì çalmayì planladìklarìydì.
Le Dr Arthur C. Appleton, 7 2 ans, directeur du laboratoire central où ont lieu les expériences secrètes finales sur le processus 97.
Bu, Ísş lem 97'ye ilisş kin en son gizli deneylerin yapìldìgì merkez laboratuvarìn 7 2 yaşìndaki şefi Dr. Arthur C. Appleton'dì.
Par un miroir à rayons X à l'arrière d'un camion de livraison, tout est filmé, y compris les personnes les plus dignes de confiance travaillant au processus 97.
Sìradan bir kamyonun arkasìndaki x-ìşìnlì bir aynadan Ísş lem 97 üzerinde çalìşan en güvenilir insanlar bile filme alìndì.
Le processus 97, la bombe atomique, le secret de guerre n o 1 de l'Amérique, reste un secret.
Ísş lem 97 atom bombasì America'nìn en büyük savaş sìrrì bir sìr olarak kalmaya devam ediyor.
Merci, Lem.
Teşekkür ederim, Lem.
Merci encore, Lem.
Tekrar teşekkürler.
Lem Smoot, je te croyais plus intelligent que ça.
Lem Smoot, Ben seni daha akıllı biri sanırdım.
J'ai du mal à croire que Smoot se soit rallié à ces gens!
Lem Smoot'un demiryolu taraftarı olması çok adice.
- C'est moi... Lem Smoot.
Lem Smoot.
Tu sais Lem, cela peut te paraître impossible... mais il faut croire que j'avais tort sur beaucoup de choses.
Ama öyle olmadı birçok şeyde yanlış yapmış olmalıyım.
Tu vois ces plaines et ces collines, Lem?
Şu ovaları ve tepeleri görüyor musun?
Je suis juste un vieil homme qui a besoin d'un ami... comme tu as dit, Lem.
Ben, senin de dediğin gibi yalnız bir ihtiyarım.
Lem dit qu'ils sont fréres.
Lem onlara kardeş olduklarını söyle.
- Tais-toi!
- Kapa çeneni, Lem!
Calme-toi, Lem!
- Öfkene hakim ol, Lem!
C'est quoi, ces maniéres?
Senin terbiyen nerde kaldı, Lem?
J'ai pas envie de me faire tuer sur un sentier, si c'est de ça qu'il s'agit, Lem.
Ya, izleri takip ederek bir cinayet işleyeceğimi hiç düşünemiyorum Eğer ayakta dikilirken yakalarsam, Lem.
Mais tâche d'éviter Lem.
Ama Lem'in yoluna çıkma.
Lem est en ville?
Lem seninle birlikte kasabada mı?
Que Lem t'entende pas dire ça, petit.
Bunu işittiğini Lem'e söyleme, genç adam.
Je suis désolé que Lem regrette notre troc.
Takas için Lem'in hissettikleri için özür dilerim.
Millwheel a dit qu'elle était avec Lem.
But Millwheel o kızın Lem'in kız arkadaşı olduğunu söyledi.
Il se bat avec Lem et les Forrester.
Lem ve bütün Forresterslar onu dövüyor.
" Hé, Lem!
Lem!
N'insiste pas, Lem.
Şimdi benim üzerime gelme, Lem.
Attention, Lem.
- Kafana taktığın şey ne, Lem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]