Translate.vc / francés → turco / Libère
Libère traducir turco
2,351 traducción paralela
Répondez-moi, car sinon non seulement je ne vous libère pas, mais, le reste de votre vie sera court et intense.
Eğer bize yalan söylerseniz, sadece sizi tutsak etmekle kalmam. Hayatınızı aniden kısaltırım.
S'il se libère, le Soleil s'arrêtera et la nuit tombera.
Eğer onlar oradan çıkarsa Güneşin hareketi durur. Sonsuza kadar karanlığın esiri orada kalacak.
On te libère et tu te retourne contre nous.
Seni özgür bıraktık ve sen vize düşman oldun.
- Libère Aqualad.
- Aqualad'ı serbest bırak.
Libère-toi l'esprit.
Aklını serbest bırak.
j'ai besoin d'attendre qu'une place se libère avant que je puisse passer l'examen d'entrée.
Ama bölüme girmeden diploma alamam.
Comme tu iras aux répétitions, libère-toi toute la semaine prochaine.
Prova yapmalıyız gelecek hafta programın olmasın.
- Libère toi!
- Hallet!
Je te libère.
Serbestsin!
Et je te libère.
Serbestsin.
Quand on libère le sable, on inverse le cours du temps.
Kumu dökünce zaman geriye dönüyor.
Libère-la, Roque.
İpi kes, Roque.
Ou peut-être que cette maison a été bâtie sur un vieux cimetière... et que je libère une ancienne malédiction.
Belki de bu ev eski bir mezarlık üzerine kurulmuştur... ve ben çok eski bir laneti kaldırıyorumdur.
Libère le Kraken!
Kraken'i serbest bırak.
Qu'il me libère.
Beni azat etmesini.
Libère-moi, salopard.
Bırak buradan gideyim, seni adi herif.
Si tu veux que je parte, libère-moi.
Gitmemi istiyorsan, beni serbest bırakmalısın.
Grâce à ces quelques gouttes d'eau, il libère tout son arôme.
Şimdi, birkaç damla suyla bütün aroma serbest kaldı.
On vous libère dès qu'on peut.
Ve en kısa zamanda seni bırakacağız.
Libère-la... et je te le donne.
Carol'ı bırak ve bu senin olsun.
Cette onction te revêt de la grâce de l'expiation de Jésus-Christ, t'absout de toutes erreurs passées et te libère pour accéder au royaume qu'Il a préparé pour nous.
Bu işaretle, efendimiz İsa Mesih'in merhametiyle seni meshediyorum geçmiş hatalarından arındırıyorum, bize hazırladığı dünyada yerini almakta özgürsün.
Elle a survécu sans manger ni boire durant 8 semaines avant que le démon la libère.
Kadın sekiz hafta susuz ve yemeksiz yaşadı ve ancak o zaman şeytan onu bıraktı.
Je n'ai pas besoin qu'on me libère.
Ne? Özgür bırakılmaya ihtiyacım yok benim.
C'est moi qui libère.
Özgür bırakacak olan benim.
Tu peux les libérer. Libère-les!
Onları özgür bırakabilirsin.
Bref, libère l'ours en toi.
Neyse, içindeki ayıyı açığa çıkartman lazım.
- Libère-le. - Amen!
- Serbest bırakın.
Pas contre, demain, si on libère les otages vivants, ils sauront exploiter l'événement.
En azından yarına kadar. Eğer rehineler sağ salim bırakılırsa fırsattan istifade edecekler.
C'est donc grâce à la colère que ton don se libère.
Sahip olduğun hediyeyi öfken sayesinde ortaya çıkardık.
On libère des légendes du kung-fu!
Gerçek Kung Fu efsanelerinin karşımda olduğuna inanamıyorum.
On te libère plus tôt pour "humeur maussade"?
Nasıl olurda birini aksi diye eve erken gönderirler?
On paie, on libère Polo et on met sa tête à prix.
Ukraynalılara para yediririz, Polo'yu bırakırlar ve başına ödül koyarlar.
Libère.
Ateş et.
Et libère-toi
# Kendini bu zincirlerden azad et #
Et libère-toi, libère-toi
# Kır bu zincirleri kendini azad et #
Si ce nouveau territoire est hospitalier, elle libère une phéromone qui peut être détectée par le mâle de l'espèce à plus d'un mile de distance.
Eğer bu yeni bölge onun için uygunsa, feromon salgılayarak kilometrelerce uzaktaki erkeklerin onu fark etmelerini sağlayabilir.
- M. Pellit, Kurt... J'attends que ça se libère.
- Bayadır belliyorum sadece.
Libère la puissance des dieux sur eux!
Onları ızgara gibi kızart!
Libère tes jambes.
Bacağını kurtar.
Greg, libère tes jambes.
Greg, bacağını kurtar.
Combats! Libère tes jambes!
Bacağını kurtar!
Libère tes jambes! Cambre-toi!
Bacağını kurtar!
Seigneur, libère cette enfant du péché originel.
Çocuk ilk günahtan arındı.
"Libère-moi de ce monde ennuyeux que je vogue avec toi sur le vent!"
"Beni bu aptal dünyadan al da seninle rüzgara binebileyim."
Leur théorie est qu'en disant la vérité absolue... on se libère du besoin de faire bonne impression, et on est vraiment libre.
Teorilerine göre, tamamen gerçeği söyleyerek iyi bir izlenim bırakma baskısından kurtulup gerçek anlamda özgür olabiliriz.
Si on relâche des gens, j'ai besoin de savoir pourquoi avant qu'on n'en libère d'autres.
Eğer biri Phantom Zone'dan suçluları çıkartıyorsa başka biri daha çıkmadan kim olduğunu ve neden yaptığını öğrenmeliyim.
- T'inquiète, je te libère. - Non, libère les autres!
- kurtar beni - diğerlerini de kurtaralım.
Je te libère.
Serbestsin.
Je vous libère.
Serbestsiniz.
Libère-nous.
Çıpaları çıkar.
Libère-toi!
Karşılık ver!