English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Listen

Listen traducir turco

283 traducción paralela
Suis-je bon acteur?
Listen Cos, bana gerçeği söyle. Ben iyi bir aktör müyüm?
"You simply gotta listen to me " Till it s all talked away
# Asla bilemezdin, dostum, ama ben bir tür şairim
Ecoutez, J'étais dans le village de Schwartzof.
Listen, ben buradaki schwartzwald köyündenim.
Voici ce que tu me dois.
İşte bana olan borç listen.
J'ai la liste de tes adultères.
İşte zina listen. Okumak ister misin?
Tu sais ce que je veux "POP, LOOK LISTEN"
POP, BAK DİNLE ( British TV - 1965 ) Ne istediğimi biliyorsun.
- Tu as ta liste?
- Listen yanında mı?
Je me mêle peut-être de ce qui ne me regarde pas, mais il faudrait en parler. Des saignements de nez?
Listen, sweetheart, this may be butting in where I don't belong but don't you think someone should say something?
C'est au sujet de votre liste.
- Listen hakkında konuşmak istiyorum.
" Ecoutez mon histoire
# Listen to my story
- Verdict?
- Noel listen.
Listen, listen, Moe. l'll get you all the paperyou need at a better price.
Dinle, Mo. İhtiyacın olan tüm gazeteyi daha iyi bir fiyata halledebilirim. Hayır.
Vos frais doivent être aussi réduits que vos clients.
Bu da işletme giderlerin, müşteri listen kadar küçük demektir.
Écoute, poulette, bien que tu n'aies jamais appelé ni écrit... j'ai toujours le béguin pour toi.
Listen tatlım, hiç arayıp sormasan, ve bana hiç yazmasan da,... hala senin için bir yerim var.
Très bien, John, vraiment.
Fine, John, just fine. Oh, listen, I am sorry to assign you to old smelly George here but I hear tell you have a strong stomach. Good.
Y compris la liste de vos clients et tout le reste.
Müşteri listen ve diğer her şey de dahil olmak üzere.
Je sais pas, moi. C'est ta liste.
Bilmiyorum, bu senin listen.
Tu as la liste?
- Tamam, listen yanında mı?
And they ll all go away Close the night and listen Close your eyes to me
Hepsi geçecek bitir geceyi ve dinle beni kapa gözlerini benim için ve sat yalanları yüzüm yaşayacak
- On m'a dit que vous aviez une liste.
- Listen olduğunu duydum.
Nous donnons notre opinion, but you don t listen.
Fikrimizi veriyoruz, düşüncemizi söylüyoruz ama sen dinlemiyorsun.
Il me faut une seringue.
Listen, bana şırınga lazım. Olamaz!
Ecoute, Gale, cette idée d'une union libre... n'était qu'une idée.
- Oh, listen, Gail, bu tüm açık evlilik fikri... kesinlike o kadar. Sadece bir fikir.
Voilà où je la mets ta liste, princesse!
İşte listen burada prenses.
/ / Listen, red light, yellow light, green light, go / /
/ / Listen, redlight, yellow light, greenlight, go / /
- Tu détestes beaucoup de monde.
- Listen bayağı kabarık.
Ecoutez,
Listen
Oui, entendu.
Evet, müzik listen.
# Sit and listen, sit and listen
# Usluca, oturup dinlemesini oturup dinlemesini.
Ou votre carnet de bal est complet?
Yoksa dans listen mi kabaracak?
Je lis Sylvia Plath, j'écoute bikini kill et je mange du tofu.
I read Sylvia Plath, listen to Bikini Kill and eat tofu.
- Ne l'écoute pas, Reggie Ray.
- Don't listen to him.
OK, les gars.
Listen, boys.
Ecoute, trésor... je ne suis pas toujours cohérent ou conscient... mais je sais quand ma petite fille est préoccupée.
Listen, honey l may not always be coherent or conscious but I know when my girl's got something on her mind.
Ecoute, Jake
Listen, Jake- -
Ecoute-moi bien!
Listen right now!
Votre liste de clients.
Müşteri listen.
- Tu as une liste de règles?
- Senin listen mi var?
Révéler un scandale pareil serait du pain béni pour toi.
Bu şekilde altında imza olan listen, şapkandaki tüyden daha az gürültü çıkarır.
Ton petit article!
Küçük listen.
Vos pauvres petits malheurs sont indignes de pénétrer sur ce vaisseau de l'horreur.
Listen kısa ve bu korku gemisine yeni girmiş birine yakışmıyor.
Et ces listes?
Ya listen?
Damon, on a des commandes et rien n'avance.
Damon, iş listen burada ama sen hiçbir şey yapmamışsın.
C'est votre fiche de travail?
Bu senin çalışma listen mi?
Le 15 du mois prochain, j'ai une conférence à Galway.
Listen, Rosie, gelecek ayın 15'in de Bir konferans için...
Listen good!
İyi dinle!
- Où est ta liste, papa?
Senin listen nerede baba?
La liste des courses.
Alış veriş listen.
Tu as une liste?
Listen var mı?
{ C : $ 00FFFF } won t listen anyway { C : $ 00FFFF } You don t know me
# Güçlü olup başarmak
On a eu la liste de vos employés.
Personel listen elimize geçti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]