Translate.vc / francés → turco / Livia
Livia traducir turco
291 traducción paralela
N'est-ce pas, Livia?
Değil mi, Livia?
Livia.
Livia.
Va! - À bientôt.
- Hoşçakal, Livia.
Le moment approche!
Bir düşün, Livia, zaman dar.
- Livia, c'est bien ça?
Livia... Adınız bu, değil mi?
Livia, enfin!
Livia, nihayet!
Livia!
Livia!
Livia, quelle joie de te revoir enfin!
Livia, dünya varmış.
Livia, nous avons pu passer la frontière.
Livia, sınırı dün gece geçebildik.
Je l'avais déjà dit à Livia.
Livia'ya karşı daima açık oldum.
Livia, comment vas-tu?
Livia, nasılsın?
Livia, peux-tu partir pour Aldeno demain?
Livia, yarın Aldeno'ya gitmek için hazırlanır mısın?
Je lui répète depuis des jours...
Günlerdir Livia'ya diyorum ki- -
Je comprends, Livia, mais on n'a plus de temps à perdre.
Sorun değil Livia ama artık kaybedecek zamanımız yok.
Nous n'avons plus de droits, seulement des devoirs.
Artık haklarımız yok Livia, yalnızca görevlerimiz var.
- Livia, écoute-moi...
- Livia, beni dinle...
Livia, mon amour.
Livia, sevgilim.
Moi, Livia.
Benim, Livia.
Livia!
Livia.
" Livia, mon adorée...
Sevgilim Livia...
La Comtesse Livia Serpieri.
Kontes Livia Serpieri.
Livia, tu ne peux pas la laisser sortir si tard.
Livia bu saatte gitmesine engel olmalısın.
La même année que ma grand-mère, L-Livia.
Büyükannem Livia'nın öldüğü yılda.
Comme Livia avec Auguste?
Livia'nın Augustus'a olduğu gibi mi?
Mon chéri, je veux être ta Livia, tu seras mon Auguste.
Evet. Hayatım, ben de senin Livia'n olmak istiyorum.
Livia est donc enfin déesse!
Demek, Livia tanrıça oldu sonunda?
Livia prend p-place parmi les dieux.
Livia tanrılar arasındaki yerini aldı.
J'aurais aimé assister à son arrivée aux cieux. Voir le divin Auguste la présenter à tous les autres dieux.
Livia, Gökler Alemi'ne gittiğinde ve Augustus elini tutup Livia'yı tüm tanrılara gösterdiğinde, orada olmak isterdim.
Gaetulicus, non... C'était un vieil ami de mon père, un commandant de légion de mon frère, un soldat d'une loyauté à toute épreuve.
Livia'nın mülklerinde değerli ne varsa toplayıp karadan ona göndereceğim.
Je dois aussi prendre tous les objets de valeur de Livia et les lui envoyer par la route.
Eş olarak neden beni seçti? On yaş büyüğüm ondan, güzel değilim.
Ta femme a obtenu de toi tout ce qu'elle voulait. Tout! Elle n'a plus besoin de toi.
Nero, İmparator olabilir, bunu halletiniz ama perde gerisinden karınız yönetecek, Livia'nın Tiberius üzerinden yönetmesi gibi.
Ne vois-tu pas que tout ça va le blesser?
Ölmeden az önce, Livia vermişti bana.
Cela a été prédit, et rien ne peut le changer.
Belki de anlamadığı içindir. Ama Livia anlamış.
- tout comme Livia avec Auguste. - Non.
Nero'nunkini de söylüyor.
Ou peut-être ne l'avait-il pas compris. Mais Livia, elle, savait. Qu'est-ce que ça prédit?
Bizden sonra, halk sonsuza dek monarşiyi bırakacak aklıselim Cumhuriyet'e dönecek.
Oh, il durera encore, comme Livia l'avait prévu. Mais Néron sera le dernier des Claudiens.
# Bereket, bir kopyasını çıkarıp gömdün.
- Livia? ! - Chut.
Livia mı?
Auguste sait qu'elle agit ainsi?
Augustus, Livia'nın bunu yaptığını biliyor mu?
J'ignore ce q-que sait Aug-guste, mais elle s-sait tout.
Augustus'un ne bildiğini bilmiyorum, ama Livia'nın her şeyden haberi var.
Il m'a répondu... q-que c'était L-Livia qui l'avait manipulée.
Dedi ki... Bunu yapması için Livia zorlamış.
Il pense qu'elle a empoisonné notre grand-père et qu'elle est prête à tout pour que Tibère succède à Auguste.
Büyükbabamızı onun zehirlediğini düşünüyor Tiberius, Augustus'un yerine geçene dek, Livia'nın asla durmayacağına da inanıyor.
Il pense qu'elle est folle.
Livia'nın deli olduğunu düşünüyor.
Et Livia plus que quiconque, apparemment.
Livia, belli ki, herkesten çok da o.
A ta place, je me ferais plus de souci pour Livia.
Yerinde olsam, daha çok Livia'dan korkardım.
"Tu auras ton cadeau, à ma mort, la Maison des Vestales."
"Livia, ben öldüğümde ufak bir armağan senin olacak, Vestal evi..."
J'en parlerai à Livia.
Bayan Livia'yla bunu konuşacağım.
Livia l'a vu et est allée en demander la signification à un augure.
Livia gördü bunu. Anlamını öğrenmek için bir falcıya gitti.
Quelle chance, Livia!
Şu şansa bak, Livia!
Pas même celle de Livia. Rien.
Livia'nın elinin değdiklerini bile.
- Où as-tu trouvé ceci? - Livia me l'a remis, juste avant de mourir.
Ömrüm boyunca, Cumhuriyet'in yeniden kurulduğunu görmek istedim ama İmparator yapılmama izin verdim.
Oh...
# Livia'nın dediği gibi, İmparatorluk sürecek.