Translate.vc / francés → turco / Locke
Locke traducir turco
739 traducción paralela
Je suis Townsend P. Locke, de Chicago.
Ben Townsend P. Locke, Chicago'dan.
Il enseignera les sciences politiques, Machiavel, Bentham, Locke, Hobbes, Sutcliffe, Bradman, Lindwall, Miller, Hassett et Benaud.
Yeni Bruce siyaset bilimi, Machiavelli Bentham, Locke, Hobbes, Sutcliffe Bradman, Lindwall, Miller, Hassett ve Benaud hocası.
- Dunmore and Locke's à St. James.
- "Dunmore ve Locke".
Je m'appelle Locke.
Adım Lock e.
- Pas David Locke?
- David Lock e olamaz.
Voyez-vous, M. Locke, vous travaillez avec des mots, des images, des choses fragiles.
Şu şekilde Bay Lock e senin işin kelimelerle, görüntüler, kırılgan şeyler.
- M. Locke?
- Bay Locke mu?
Locke.
Locke.
David Locke.
David Locke.
Savez-vous si M. Locke était un homme religieux?
Bay Locke dindar mıydı, biliyor musunuz?
David Locke?
David Locke?
David Locke, 37 ans, journaliste et auteur, mort soudainement mardi.
Gazeteci ve yazar David Locke salı günü 37 yaşında aniden öldü.
Rachel Locke.
Rachel Locke.
Nous avions un ami en commun, David Locke.
Sizinle onun hakkında konuşmak istiyorum.
M. Locke, il y a des réponses parfaitement satisfaisantes à toutes vos questions.
Bay Locke bütün sorularına memnun edici cevaplar var.
M. Locke, nous pourrons continuer cette conversation si on ne se base pas seulement sur ce que vous pensez être sincère, mais aussi sur ce que je crois, moi, être honnête.
Bay Locke, konuşabiliriz ama senin düşündüklerinin samimi olduğu kadar inandıklarımın da dürüst olduğunu düşünürsen.
Mme Locke.
Bayan Locke.
Mme Locke, je voudrais d'abord vous adresser mes plus sincères condoléances.
Bayan Locke hükümetim baş sağlığı diliyor.
Une femme du nom de Rachel Locke pense qu'il est en danger.
Rachel Locke diye bir kadın var. Tehlikede olduğunu düşünüyor.
Señora Locke?
Senora Locke?
- Ça me rend heureux. - Attendez de l'entendre, M. Locke.
- Ben memnunum.
Ça me semble très bien, M. Locke.
Benim için sorun değil Bay Locke.
C'est pourquoi Locke le paie.
Locke ona öyle yapsın diye para veriyor.
Locke m'a parlé, et il est embêté.
Locke ile konuştum ve adamın tepesi atmış.
Tu as fait la liste pour M. Locke?
Bay Locke'ye o listeyi hazırladın mı?
M. Locke a appelé tous les jours, et il est vraiment contrarié.
Bay Locke her gün arıyor ve adam çok sinirli.
M. Locke te fais gagner plus d'argent que tu n'en as jamais gagné.
Bay Locke sana çok iyi para veriyor.
La Hollande du XVllème siècle... est la patrie du grand philosophe juif Spinoza... qu'Einstein admirait tant... et de René Descartes, figure clé... de la philosophie et des mathématiques. Le pays héberge aussi le scientifique et politicien John Locke... qui aura une grande et profonde influence... sur un groupe de philosophes révolutionnaires... comme Paine, Hamilton, Adams... Franklin ou Jefferson.
Böylece 17. yüzyıl hollandası Einstein'ın hayran olduğu Yahudi filozof Spinoza René Descartes, felsefe ve matematiğin öncülerinden ve politik bilimin üstadı John Locke felsefedeki yükseliş devrimlerinin ilham babaları Paine, Hamilton, Adams Franklin, ve Jefferson.
Nous dînerons au Locke-Ober's.
Bunu yap. Locke-Ober's'de olacağız.
Bendini, Lambert Locke n'est qu'une petite firme de Memphis, qui compte 41 avocats.
Bendini, Lambert Locke küçük bir Memphis şirketi, 41 avukatlı.
M. McKnight, vous êtes directeur chez Bendini, Lambert Locke?
Bay McKnight, Bendin, Lambert Locke'da yönetici ortak mısınız?
Mitch, la lettre que vous avez reçue de Bendini, Lambert Locke est la seule que nous ayons envoyée.
Mitch, Bendini, Lambert Locke'dan sadece sana teklif mektubu gönderildi.
Vous travaillez chez Bendini, Lambert Locke?
Bendini, Lambert Locke'dan mısın?
Nous enquêtons sur Bendini, Lambert Locke depuis quatre ans.
Dört yıldır Bendini, Lambert Locke'u araştırıyoruz.
M. Locke et M. Lambert m'ont parlé de votre causette avec le F.B.I.
Bay Locke ve Bay Lambert FBl'yla karşılaşmanızı anlattı.
Nous, Bendini, Lambert Locke... la firme dans son entier...
Görünüşe göre biz, Bendini, Lambert Locke... bütün şirket...
Avec les types qu'elle a rencontrés chez Foot Locke.
Foot Locker mağazasında tanıştığı çocuklarla.
Shakespeare, Nietzsche, Frost, O'Connor, Kant, Pope, Locke.
Shakspeare, Nietzsche, Frost, O'Connor, Kant, Pope, Locke.
Par où sont-ils allés?
Hangi yoldan gitmişler Locke?
Hé, Locke, écoutez, on ne va pas rester ici à se morfondre.
Hey, Locke. Çoğumuz sadece burada oturup haberleri beklemek istemiyoruz.
Locke comme nous tous.
Locke da diğerlerimiz gibi hissediyor.
Locke est un guerrier.
Bay Locke bir savaşçı.
Que faites-vous dans la vie, M. Locke?
Gerçek dünyada ne iş yapıyorsunuz Bay Locke?
Je crois, mais je ne suis pas aussi douée que Locke.
Sanırım bu taraftan gitmişler. Bu işte Locke kadar iyi değilim.
Ton frère est en toute sécurité avec Locke.
Bu adada kardeşinin yanında güvende olacağı biri varsa, o da Locke'dur.
Locke, où étais-tu hier soir au coucher du soleil?
Locke, Dün günbatımında nerdeydin?
John Locke, c'est bien ça?
John, değil mi? John Locke?
M. Locke.
Bay Locke.
Cher M. Robertson.
Sayın Bay Robertson. David Locke ortak dostumuz.
D'accord Guthrie, chante-nous quelque chose.
- Onu dinleyin Bay Locke. Tamam Guthrie, hadi bir şey dinleyelim.
Mais Confucius siffle la fin.
Yarı finalde İngiltere'nin ünlü orta saha üçlüsü Bertham, Locke ve Hobbes'u bozguna uğratan Almanya tek golle yenildi. Maç bitti.