Translate.vc / francés → turco / Madam
Madam traducir turco
5,566 traducción paralela
madame.
- Hoşçakal, Alice. - Hoşçakalın, madam.
n'est-ce pas?
Madam, hatırladın değil mi?
Madame!
Madam!
Madame.
Madam!
avez-vous besoin d'argent?
Madam paraya mı ihtiyacın var?
ne vous avais-je pas dit que je souhaitais rester seul?
Madam, sana yanıma kimseyi sokma demedim mi?
Bien, madame.
Tamam, madam.
Madame.
Madam.
Monsieur, madame.
Beyfendi, madam.
Attention, madame.
Dikkatli olun madam.
Madame Tchang, vous êtes plus belle qu'en couverture du Time.
Madam Chiang, Time kapağında göründüğünüzden iyisiniz.
Le gros rouge que Madame Tchang a dit de ne pas craindre.
Madam Chiang'ın bizi uyardığı büyük komünist.
Gellhorn. Vous avez une broche de jade de madame.
Gellhorn, görüyorum ki Madam'ın yeşim broşlarından biri sende.
Ma femme pense que Madame a fait castrer Tchang.
Karıma göre Madam, Chiang'ı kısırlaştırmış.
T'es qu'une loup-garette.
Senden anca kurt madam olur.
Et il a un coeur, mesdames et mesdames, gros comme une horloge.
Ve sahip olduğu en önemli şey, madam, saat kadar büyük bir kalp!
Bonsoir, madame.
İyi akşamlar, madam.
Qu'est-ce que cela signifie Kress, Madame, c'est que nous partons.
Kress'in demek istediği, biz gidiyoruz, madam.
Besoin d'un peu d'aide, madame?
Yardım edelim mi, madam?
Bonjour, madame Dorothea.
Selam, Madam Dorothea.
Simon, c'est pas elle!
O Madam Dorothea değil!
Oui, madame, je ne peux m'empêcher de rire lorsque je pense à l'enfant qui s'arrête de pleurer et dit "oui" à Jack.
Ama madam bir çocuğun ağlamayı kesip de Jack'e dönüp "evet" değişine gülmeliyim ben
Madame, votre mère voudrait vous dire un mot.
Madam... anneniz sizinle konuşmayı arz eder
- Madam?
Madam?
Sir, Madam, soyez prêt pour notre marche pour mettre ce bel enfant, dans sa tombe
Sör, madam, yürüyüşe hazırlanalım bu sevgili çocuğu mezarına taşımak için
Madame Jacquin.
Madam Jacquin'den.
Tu pourrais retourner chez Madame Jacquin.
Madam Jacquin'e dönebilirsin.
Reculez, madame.
Geri çekil, madam.
À votre service.
Emrinizdeyim, madam.
C'est un privilège.
Sizinle tanışmak büyük bir ayrıcalık, madam
Palourde, bam, merci madame!
İşte yemeğiniz madam.
Le manager de M. Gargamel, madame Doolittle.
Ben Mösyö Gargamel'in menajeriyim, Madam Du Little.
Oui, madame!
Evet, madam!
Madame, tout va bien?
Madam, iyi misiniz?
Dieu, non, madame.
Tanrım, hayır, madam.
- Allons, madame.
- Oh, yapmayın, madam.
Madame, monsieur.
Madam, mösyö.
- Vous semblez heureuse aujourd'hui.
- Bugün çok mutlu görünüyorsunuz, madam. - Öyleyim.
Que les scientifiques ne vous entendent pas.
Bilim adamları böyle bir şey söylediğini duymasınlar, madam. Oh.
Que voulez-vous dire?
Tam olarak ne demek istiyorsunuz, madam?
La veille, j'ai parlé avec Mme Franklin.
Ölümünden önceki gün, Madam Franklin'le konuşmuştum.
Mais avec Mme Franklin vivante, la vie était difficile pour Judith, et Norton sait comment souffle le vent.
Fakat Madam Franklin yaşarken, Judith için yaşam çok güçtü, ve Norton rüzgarın tam olarak nereden estiğini biliyordu.
Vous êtes-vous demandé pourquoi Mme Franklin voulait venir à Styles?
Hiç aklına geldi mi, Madam Franklin'in Styles'a gelmek için niçin istekli olduğu?
Madame Franklin était une femme déçue.
Madam Franklin hayal kırıklığı yaşamış bir kadındı.
Mme Franklin boit le café empoisonné de son mari, et il boit son café à elle.
Madam Franklin kocası için hazırlanan zehirli kahveyi içti, kocası da onun için hazırlananı.
Si la mort de Mme Franklin n'était pas un suicide, les soupçons seraient à coup sûr sur Franklin ou Judith.
Eğer Madam Franklin'in ölümünün intihardan başka bir şey olduğu düşünülseydi, kuşku gölgesi kaçınılmaz olarak ya Franklin'in ya da Judith'in üzerine düşecekti.
C'est pourquoi j'ai appuyé le fait que Mme Franklin s'est donné la mort, et ma déclaration serait acceptée car je suis Hercule Poirot.
İşte bu nedenle Madam Franklin'in kendisini öldürdüğü üzerinde ısrar ettim, ve biliyordum ki, ben Hercule Poirot olduğum için benim görüşüm kabul görecekti.
Mme Franklin était morte... mais pas comme il désirait.
Madam Franklin ölmüştü, evet fakat istediği gibi olmamıştı.
Mme Etherington jugé pour avoir empoisonné son mari, un homme sadique, mais aussi toxicomane et avec qui vous êtes très intime.
Madam Constance Etherington... kocasını zehirlemeğe çalışmıştı, Kocası hem çok zalim biri idi hemde uyuşturucu bağımlısı idi ve onunla senin çok yakın bir bağlantın bulunmaktadır.
Madame n'est pas disponible.
Madam şu an müsait değil Mösyö Carraway.
- Madam!
- Madam!