Translate.vc / francés → turco / Mal
Mal traducir turco
147,169 traducción paralela
Nous sommes des guerriers, luttant contre le mal.
Bir görev üzerinde olan, kötülükle yarışan savaşçılarız.
Un mal hante mes terres ces temps-ci, kidnappant mes chevaliers de la Table Ronde.
Bu günlerde topraklarıma dadanan büyük bir kötülük var. Yuvarlak masa şövalyelerimi kaçırıyor.
Le mal se rapproche, et l'espoir semble perdu.
Kötülük yaklaşıyor ve umut da yok olmuş gibi duruyor.
Ray, c'est mal.
Ray, bu yanlış.
J'ai mal.
Her yerim acıyor.
Alors, qu'y a-t-il de mal à faire le Lien?
O zaman bağın zararı ne?
J'ai encore du mal à isoler son énergie des autres longueurs d'ondes.
Enerjisini diğer dalga boylarından ayırt etmede sıkıntı yaşıyorum.
Pas mal, hein?
Eğlenceli, değil mi?
Ça pourrait faire un peu mal.
Bu canını biraz acıtacak.
Je suis sûr que ce n'était pas si mal.
Eminim o kadar da kötü değildi.
Tu sais donc que désormais, je ne peut pas rester ici et laisser ces monstres te faire du mal à toi et à tes amis.
O zaman sende biliyorsun ki burada kalıp o canavarların sana ve arkadaşlarına zarar vermesine izin veremem.
Écoute, je ne veux pas me sentir mal de passer du temps avec Maggie.
Bak, Maggie ile zaman geçirmek istediğimde kendimi kötü hissetmek istemiyorum.
Si tu lui fais du mal...
Eğer onu incitirsen...
Les mauvaises habitudes ont du mal à partir.
Can çıkmadıkça huy çıkmaz.
J'ai du mal à le croire, mais je suis d'accord avec Snapper.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama Snapper'la aynı fikirdeyim.
Je pense que ça lui fait mal.
Galiba ona zarar veriyor.
Ce n'est pas moi qui me suis mal adapté au climat terrien glacial alors.
Dünya'nın dondurucu iklimine alışmaya çalışanın ben olmadığımı öğrendiğime memnun oldum.
Ça ne fera pas mal.
Söz veriyorum acımayacak.
Tu me fais mal.
Canımı acıtıyorsun.
Ce n'était pas si mal, si?
O kadar da kötü değilmiş, değil mi?
Ne lui fais pas de mal!
Ona zarar verme!
Aurais pu, aurais dû, aurais fait.
Ebilirdin, malıydın, ebilirdin.
J'ai mal agi.
Kötü davrandım tamam mı?
Très mal.
Çok kötü.
Je ne l'aime pas, mais c'est le seul moyen de l'empêcher de faire du mal, de te tuer.
Bak bende onu sevmiyorum ama onu diğer insanları ve seni korumanın tek yolu.
Pourquoi t'as autant de mal à le croire?
Ona güvenmek senin için neden bu kadar zor?
On se doit de regarder de tous les côtés, même si cela nous met mal à l'aise.
Bu bizi rahatsız etse dahi, her açıdan bakmayı kendimize borçluyuz.
Il ne l'a pas trop mal pris, mais...
Aslında buna kızmadı fakat...
Mais je travaille en secret pour le DOE avec ma sœur adoptive. pour protéger ma ville des extraterrestres et de ceux qui lui veulent du mal.
Ama öte yandan, şehrimi uzaylılardan ve zarar verebilecek kişilerden korumak için üvey ablamla DEO için çalışıyorum.
Elle est pas mal.
Hoş biri.
"Pas mal". Qu'est-ce que tu racontes?
"Hoş biri" de ne demek?
Je me suis déjà fait avoir pas mal de fois donc...
Sütten ağzı iki kez yanıp üçüncü kez üfleyerek yiyen biri gibiyim.
Mentir c'est déjà mal, Mais être le prince?
Yalan söylemiş olman yeterince kötü, ama prens olman?
Je veux vérifier d'abord.
Önce malımı kontrol ederim.
Et ça fait mal certaines fois. - Je ne te blesserai jamais exprès...
- Seni asla bilerek incitmek istemem...
Je ne te souhaite aucun mal, mais vous devriez quitter cette planète et ne jamais revenir.
Sana kötü niyet dilemiyorum, ama bu gezegenden gitmeli ve asla geri dönmemelisin.
Nous ne voulons aucun mal à ton amie.
Arkadaşına zarar gelmesini istemeyiz.
Ecoute, je me sens mal.
Bak, kötü hissettim.
Et je me sens déjà mal.
Ve zaten bunun hakkında kötü hissediyorum.
Tu veux en parler pour que je me sentes encore plus mal?
Ortaya çıkarmak istedin ki daha kötü hissedeyim diye mi?
Et avant ça, tu ne m'as pas dit ce qu'il s'est vraiment passé quand tu as dit à tes parents que tu étais gay. Et à quel point ils ont mal réagi.
Ve ondan önce, ailene gittiğinde gerçekten neler olduğunu ve ne kadar kötü tepki gösterdiklerini anlatmadın.
Aussi, je voulais que le vérité sorte tellement mal que je vous ai désobéi.
Ayrıca, gerçeğin ortaya çıkmasını çok istediğimden sana karşı geldim.
Pas mal, Danvers.
Fena değil Danvers.
Parfois les mots font plus mal que les coups.
Bazen konuşmak, yumruk atmaktan daha acı verici.
Et il y a des gardes très armés qui viendront Si vous avez du mal à trouver la sortie.
Ve eğer çıkışı bulmakta sorun yaşarsan birçok ağır koruma var.
C'est Rick. Je veux ne pas te faire de mal.
Sana zarar vermek istemiyorum.
Je l'ai mal jugé.
Onu yanlış değerlendirdim.
Ne me faites pas de mal!
- Bana zarar verme!
Chevaliers, nous ne vous voulons aucun mal.
İyi şövalye, size zarar vermek niyetinde değiliz.
"Pas mal"?
Neden bahsediyorsun?
Je suis très mal à l'aise.
Ve Polis Merkezleri, babamın kanun yaptırımıyla olayı vardı,