Translate.vc / francés → turco / Mandala
Mandala traducir turco
47 traducción paralela
Oui, les objets étaient éparpillés et la vitre avait été cassée.
Evet. Bazı şeyler etrafa saçılmıştı. Ve pencere, mandala yakın bir yerde kırılmıştı.
Aidez-moi à atteindre le loquet.
Elini ver. Belki mandala ulaşabilirim.
Mandala et le nettoyage à sec. Quelles soldes? le prix!
Mandala Yıkayıp temizler. fiyatı artar!
Général, les moines fabriquent ce mandala de sable depuis plusieurs jours.
General, rahipler günlerdir bu kumdan mandala'yı yapıyor.
James Mandala le Pollux, Capt.
Kaptan James Mandala. Pollux :
Je vais aller toucher au "badaud".
Mandala dokunacağım.
Il a touché au "badaud".
- Mandala dokundu.
Essaye, c'est typique des ninjas!
Hayır, Ninja Mandala'yı bir deneyelim!
Je m'appelle Salomon ma vache Mandala
Adım Salomon. İneğim Mandala.
Mandala
Mandala.
Je peux t'appeler Mandala?
Sana Mandala diyebilir miyim?
Ma vache s'appelait Mandala
Benim ineğimin adı Mandala idi.
Mandala Quoi?
- Mandala. - Ne?
Mandala C'est un nom de chez nous Ethiopien
Mandala. Bizim oranın dilinden, Etiyopya'dan.
Qu'elle s'appelait Mandala
Adının Mandala olduğunu.
Mandala Papy
Mandala, Papy.
Et Mandala va bien?
Peki, Mandala nasıl?
Il m'exaspère Et sa pouffiasse de Mandala!
O ve onun orospu Mandala'sı beni çileden çıkarıyor.
Une année plus tard La sécheresse a tué Mandala
Bir sene sonra Mandala kuraklıktan dolayı öldü.
La merde de Mandala
Mandala laneti.
Elle est attendue au Mandala Bay.
O 1.5 saat önce Mandalay Bay'de sahne almış.
Le mandala de la panthère est analysé avec 24 bits!
24-bit patlıcanın analizi yapılacak.
Toujours... cette lumière et cette toupie qui vient sur moi.
Sadece... Aynı ışık ve şu şu dönüp duran mandala şekli üzerime doğru geliyordu. - Emin misin?
Ce sont des mandalas.
Aslında bunlara "Mandala" denir.
Une peinture tibétaine appelée un mandala, représentation symbolique de l'univers.
Mandala denilen Tibet'e özgü bir resim. Evrenin sembolik bir ifadesidir ve bu çizimde yaklaşık 1000 yıllık.
C'est le mandala du Temple.
Bu mabetteki desen. Bunun olması bekleniyordu.
La nova ressemble au mandala du Temple.
Bence de nova mabetteki desen gibi görünüyor.
Je pense que la nova ressemble à la mandala de ce temple.
Yıldız patlamasının tapınak içindeki şekle benzediğini düşünüyorum.
J'aurais aimé ne jamais voir la photo de ce foutu mandala.
Keşke bana o desenin resmini hiç göstermeseydin.
La nova ressemble au mandala à l'intérieur du temple.
Bence nova tapınağın içindeki desene benziyor.
- Le mandala, les peintures, ma mère.
O desen, resimler, annem.
C'est comme un mandala.
Mandala gibi olmuş.
En fait, ce n'est pas comme un mandala.
Aslında tam da mandala gibi olmamış.
Si tu es là, réponds.
Oradaysan, mandala bas.
SM Mandala.
SM Mandala.
"Spiritual Music Mandala."
"Spiritual Music Mandala."
Et de son visage sont sorties des lignes rayonnantes qui formaient autour de sa tête un mandala scintillant, une sorte de kaléidoscope avec son visage au centre, ses yeux fixés sur moi, le reste de la pièce perdu dans l'oubli.
Ve "bam", Yüzünün etrafında, ışınsal çizgiler ve desenler... oluştu ve kafasının çevresine yayılmaya başladı. Yüzünün merkezde olduğu, dairesel... parıltılı bir mandala veya kaleydoskop. Gözleri gözlerime kilitlenmişti ve... odanın geri kalanı boşluğun içine doğru yok oluyordu.
Tu sais ce qu'est un mandala?
Mandala nedir bilir misin?
Essaie de voir ton expérience ici comme un mandala, Chapman.
Burada yaşadığın deneyimi bir mandala olarak düşün Chapman.
Tu peux atteindre la boucle?
- Mandala ulaşabiliyor musun?
Vois le temps que tu passeras ici comme un mandala.
Burada kendini mandala olarak düşün.
Elle regardait une photographie du mandala que vous lui avez donné.
Bir fotoğrafa bakıyordu şu sizin verdiğiniz mandalanın fotoğrafına.
- Appuie ici quand tu veux parler.
- Konuşmak istediğinde mandala bas.
Vois ça comme un mandala de chattes.
Şey... Bunu amdan yapılmış bir mandala gibi düşünün.
- Ici, c'est comme du sable. - Un mandala.
- Zamanını kumdan labirent olarak kullanmak.
Oui, un mandala.
- Mandala. - Evet, mandala. Tamam mı?