Translate.vc / francés → turco / Mandy
Mandy traducir turco
1,235 traducción paralela
Ça suffit, Mandy.
Tamam. Kes şunu Mandy.
- Je vais avec Mandy.
- Mandy'le alışverişe.
Mandy, ça ne te regarde pas.
Mandy, bunun seni ilgilendirdiğini sanmıyorum.
Va voir son amie Mandy.
Kız arkadaşı Mandy ile görüşebilirsin.
Mandy, le deuil de 24 h est fini.
Cidden Mandy. 24 saatlik yas süresi doldu.
Mandy, c'est ça?
Mandy değil mi?
Mandy et Rhonda ont fait un exposé de science.
Mandy ve Rhonda birlikte fen projesi yapmışlar.
Je pensais à l'exposé que Mandy a dans son sac.
O fen ödevi Mandy'nin taklit Prada çantasında.
- Salut, Mandy.
- Merhaba, Mandy.
Dites. Où est Mandy?
Mandy nerede?
Nous les Vaches avons le meilleur esprit d'école.
Bence ineklerin takım ruhu var. Değil mi, Mandy?
Allez, soyez franches.
Dürüst olun. - Mandy.
- Mandy. Mandy... J'adore cette chanson, Mandy.
- O şarkıya bayılırım. "Mandy".
Merci, Mandy.
Teşekkür ederim, Mandy.
Regarde, Mandy!
Bak, Mandy!
La fillette s'appelait Mandy Phillips.
Kızın ismi Mandy Phillips'miş.
Mandy Camarillo.
- Mandy Camarillo.
D'accord, alors tu es Mandy Camarillo, et Janos Vak est ton cavalier.
Tamam, sen Mandy Camarillo'sun. Janos Vak da balodaki sevgilin.
Dis ce qu'elle aurait dit.
Mandy gibi konuş yeter.
Ra... Mandy.
Ray- - Mandy.
Qu'aurait fait Mandy?
Mandy olsa ne yapardı?
- T'as du nouveau, Mandy?
Güzel haberin var mı, Mandy?
D'accord, qu'est-ce qui se passe entre Mandy et toi?
Pekala, sen ve Mandy arasında neler oluyor?
Mandy a rompu avec Chris, alors maintenant on est ensemble.
Mandy, Chris'ten ayrıldı, şimdi biz birlikteyiz.
J'aimerais que Mandy rencontre la famille. - Je l'emmènerai à Napa ce week-end.
Mandy'nin aile ile tanışmasını çok isterim, bir ara Napa'ya gidebiliriz.
Tu n'aimes pas Napa ou tu ne veux pas être ami avec Mandy?
Napa'yı mı beğenmiyorsun yoksa Mandy'le mi tanışmak istemiyorsun?
Le "New York Post" vient de faire un papier sur Vince et Mandy. Bang-bang.
Sayfa Altı, Vince ve Mandy'yi kovmuş.
Mandy n'est même plus fiancée.
Mandy artık nişanlı bile değil.
- C'est l'artiste préféré de Mandy.
- Mandy'nin favori sanatçısı.
Ne sois pas méchant avec Mandy pour te venger contre moi.
Sadece bana kızdın diye adilik yapma Mandy.
Tu me vends cette peinture? Je veux l'acheter pour l'anniversaire de Mandy.
Ari, Bu fotoğrafı Mandy'nin doğum günü için alabilir miyim?
- Ah bon? - Mandy va nous rejoindre.
- Evet, Mandy de bize katılıyor.
- A Mandy!
- Mandy'ye!
A Mandy et Vince!
Mandy ve Vince'e!
Avec Mandy.
Mandy'le.
Je dépose Vince chez Mandy là...
Vince'i Mandy'nin evine bırakacağım.
Eric, Mandy et Chris sont sortis ensemble pendant 3 ans.
Eric, Mandy Chris'le üç yıl çıktı.
C'est Mandy et Chris.
- Mandy ve Chris.
- Souvenez-vous, Vince a piqué Mandy à Chris.
Çocuklar, unutmayın, Vince Mandy'yi Chris'ten aldı.
Tu compares Mandy a Kristen?
- Mandy'yi Kristen'la mı kıyaslıyorsun?
Aucune chance que je vous dise ce que Mandy Moore a loué.
Mandy Moore'un hangi filmi kiraladığını asla söyleyemem.
- Mandy t'a finalement détaché de sa toile?
Mandy seni azat etti mi?
Mais j'ai un peu dit à Mandy que j'irai avec elle à la maison de chasse.
Ama Mandy'ye, ev bakmaya gideceğimize söz verdim.
- C'est l'agent de Mandy Moore.
Mandy Moore'un menajeri.
Trois pleines pages sur Vince et Mandy, Avec des photos d'eux se cajolant au Bristol Farms.
Üç sayfa boyunca Vince ve Mandy ve Bristol Farms'da çekilen fotoğrafları.
L'équipe de Mandy, et ils ont pas l'air heureux.
Mandy'nin adamları, mutlu görünmüyorlar.
- Parce que Mandy ne rate pas les réunions.
- Mandy hiçbir toplantıyı kaçırmaz.
Mandy n'a jamais raté un rendez-vous.
- Hiçbirini.
Pas vrai Mandy?
Evet.
C'est Mandy.
Bu Mandy mi?
Dis bonjour à Phyllis, le manager de Mandy, Mark, son agent musical, Stan, son publiciste,
Mandy'nin menajeri Phyllis'e, müzik menajerine basın danışmanına, avukatı Jeff'e, müzik yapımcısı Craig'e ve hepsinden önemlisi, Barbara Miller'a merhaba de.