Translate.vc / francés → turco / Marisol
Marisol traducir turco
247 traducción paralela
Elle s'appelle Marisol.
Onun adı Marisol.
Qui est Marisol?
Marisol kim?
Où es-tu, Marisol?
Neredesin, MarisoI?
Ils nous rendront Antonio en échange de Marisol.
Sabah Antonio'yu Marisol'le değişmek için geri verecekler.
Va à lui, Marisol.
Git. Git ona, MarisoI.
Prends cinq hommes et escorte Marisol à la petite maison.
Beş adam al ve Marisol'a küçük eve kadar eşlik edin
- Ils ont enlevé Marisol!
- Marisol'u kaçırmışlar!
Où as-tu caché Marisol?
MarisoI'u nereye sakladın?
Dis-nous où est Marisol... et tout sera fini! Tu te comportes comme un imbécile têtu.
Sen inatçı bir budalasın.
Marisol est partie pour toujours.
Marisol beni terk etti.
Ecoute, Pedro, je sais que tu t'es fâché avec Marisol mais ne t'en prends pas à ton grand frère.
Pedro, Marisol için üzülmeni anlıyorum ama neden ağabeyin için bunu yapmıyorsun?
Marisol, tu es revenue?
— Marisol, geri döndün...
C'est Marisol.
Marisol'ün işleri...
Tu sais que moi et Marisol, on est ensemble...
- Ne? Biliyorsun ben ve Marisol, yakınız işte.
Marisol et José vont à la mairie, demain.
Biliyor musun, Marisol ve Jose yarın belediyeye gidiyorlar. Öyle mi?
Tu donneras la part de José à Marisol et ses gosses.
Hepiniz, Joe'nun payının Marisol ve çocuklarına gitmesi için gerekeni yapın.
- Marisol, c'est un pays libre.
- Marisol, burası özgür bir ülke.
Les esclaves ont congé quand tu t'encanailles avec Marisol.
Sanırım kölelerin rahat bir gün geçiriyorlardır. sen burada Marisol'le uğraşırken.
- J'étais avec Marisol.
- Marisol'le takılıyordum.
Tu ne comprends pas, Marisol.
Anlamıyorsun, Marisol.
- Je le devine, Marisol.
- Tahmin, Marisol.
Tout est affaire de coeur avec toi?
Hani senin için herşey romantizmdi, Marisol?
Courage, Marisol.
Kendine iyi bak.
Ce type est effrayant.
Bu adam ürkütücü. Marisol, o vakayla ben ilgilenmiyorum.
Marisol, je peux rien faire pour toi. Si tu veux que papa rentre à la maison, appelle-le, toi.
Babamızın evde kalmasını veya iş yerini arayıp hasta olduğunu söylemesini istiyorsan onunla kendin konuş.
- Ta gueule et ferme cette foutue porte!
Marisol! Kapasana şu kapıyı be!
Marisol, comme dans les films.
Marisol. Film yıldızı gibi.
Marisol, tu devais attendre que papa dise "Action!".
Marisol, hayatım, baba "Motor!" diyene kadar beklemen gerek.
- Marisol.
- Marisol.
Elle s'appelle Marisol.
Adı Marisol.
- Marisol, je te présente Dakota.
- Marisol bu Dakota. - Tanıştığıma memnun oldum.
- Mon Dieu, Marisol.
- Tanrım Marisol.
Marisol a trouvé le bonheur dans son mariage et dans l'amour qu'elle porte à ses enfants :
Marisol mutluluğu evliliğinde ve çocuklarına duyduğu sevgide buldu. Kendi huzurlu yaşantısına onların da kavuşması için dua ederdi.
Je dois juste être sûre.
Marisol... Emin olmam gerekiyordu.
Marisol.
Marisol.
Marisol?
Marisol?
Marisol, ce serait bien pire de vous perdre.
Marisol, seni kaybetmesi bundan çok daha kötü olur.
Très bien. Elle a de la chance de t'avoir.
Marisol senin gibi bir kardeşi olduğu için çok şanslı.
Ce qui est arrivé à Marisol Reyes était une tragédie.
Marisol Reyes'ın başına gelenler bir trajediydi Eli.
Et... Marisol, qu'est-ce qui vous tracasse?
Ve Marisol, sana sıkıntı veren şey nedir?
Marisol t'a fait à dîner hier soir.
Marisol dün gece sana akşam yemeği hazırlamış.
Vu comme elle est heureuse, je ne peux rien dire.
Ama Marisol'un ne kadar mutlu olduğunu görünce itiraz edemedim.
Pas pour elle.
Marisol için yok.
- Marisol a des ennuis.
- Marisol'un başı belada.
Marisol, parle-moi.
Marisol, ne oldu?
Marisol, tu réalises ce que tu as fait?
Marisol, ne yaptığının farkında mısın?
Marisol, vous ne parlez à personne, et Eric, tu dois rester en dehors de ça.
Marisol, hiç kimse ile konuşmamanı istiyorum. Eric sen de bu işe karışmayacaksın.
Actuellement, je ne veux pas que tu t'inquiètes pour ça.
Şu an bunu düşünmeni istemiyorum. Marisol.
Marisol? - Où allons-nous?
- Nereye gidiyoruz?
Marisol...
Endişelenmeni istemedim.
Bonsoir, je suis Marisol.
Merhaba, ben Marisol.