Martina traducir turco

Nous avons un témoin, Martina, une empoisonneuse notoire.

Tanığımız var, adı Martina. Azılı bir zehirleyici, sık sık Plancina'yla birlikte görülmüş.

Qui est cette femme, Martina?

Martina denen kadın kim?

Martina, la veuve du soldat romain, qui s'est installée à Antioche.

Martina. Antakya'da oturan Romalı dul.

- Martina a disparu.

- Martina kayıp. - Ne?

Où est cette Martina?

- Martina denen kadın nerede?

Eh bien, vois-tu, je détiens Martina.

Martina adlı kadın benim elimde.

Martina m'a dit qu'un dieu devait agir ainsi.

Martina bana, bir tanrı için bunun doğru olduğunu söylemişti.

Tu as b-bien c-connu Martina?

Martina'yı iyi tanıyor muydunuz?

Martina Navri...

Martina Navra... Hayır.

Martina... Navra, Navrajamma, non.

Martina Denavramammajamma...

Martina...

Hayır.

Elles avaient été appelées Martine et Filippa comme Martin Luther et son ami Philipp Melanchthon.

Martina ve Philippa adlarıyla vaftiz edilmişlerdi.. Martin Luther ve arkadaşı Philipp Melanchton anısına.

La beauté de Martine et Filippa jeunes filles était extraordinaire, digne des arbres fruitiers en fleurs.

Genç kızlarken, Martina ve Philippa'nın güzellikleri... sıradışıydı, çiçek açan meyva ağaçları gibi.

N'est-ce pas, Martine?

Öyle değil mi Martina?

Martine, je me fais beaucoup de souci.

Martina, bu konuda endişeliyim.

Ne pleurez pas, Martine.

Ağlama Martina.

Du calme, Martina.

Sakin ol, Martina.

- Salut Martina.

Selam Martina.

N'oublie pas de donner son laxatif à grand-mère!

Geçen yaz Martina..

Mar-tiiin-ahhhhhhh.

Martina!

Martina et le tueur sont coudes-à-coudes... le tueur commence à produire son effort...

Martina ve Katil kıyasıya mücadele ediyor! Katil öne geçmek üzere!

Martina se rapproche pour ne pas être distancée.

.. veee geçtii!

Martina?

Martina?

"Martina a fait une rédaction et a failli y passer."

Ancak maalesef, Martina'yı canlandıran oyuncunun alerjisi varmış ve o neredeyse ölecekti

Salut, Martina.

Merhaba Martina

Martina.

Martina..

Martina Lubitz.

Martina Lubitz.

Martina Navratilova, oui, il y en a.

Evet, Martina Navratilova'da var.

J'ai rencontré Madame Martina.

Doña Martina adında birisi ile tanıştım.

Lady Martina a fait un cadeau du singe en pelouche qui portait son nom à Luisa.

Bayan Martina hediye olarak Luisa'ya üzerinde ismi yazılı bir fare resmi verdi.

J'aimais Martina Navratilova autant que mon prochain.

Bize biraz yardım lazım değil mi? Martina Navratilova kadar arkadaşı için de alkış tutuyordum.

D'abord, maman et Martina...

Önce annem ve Martina...

Elle ressemble à Martina.

Martina'ya benziyor.

Martina déménage.

Martina yeni dairesine taşınıyor da biraz yardıma ihtiyacı var.

J'en ai rien à foutre d'Eva.

Martina, Eva umrumda değil.

Tu te ferais Martina?

Martina'yı becerir misin?

- Martina m'a cassé mon game boy!

- Anne, Martina Game Boy'umu bozdu.

- Non, tu me gênes comme ça.

- Martina, sen de işin içindesin.

- C'est pas le moment, file!

- Havamda değilim Martina.

Tu m'écoutes?

Martina, beni duyuyor musun?

Martina, va préparer ton cartable.

Martina, gidip ödevlerini yap.

Il a demandé à Martina de choisir etelle a la folie des grandeurs

Martina'nın hediyelere ne kadar düşkün olduğunu bilirsin.

- Martina, dépêchez-vous!

- Martina, acele et.

Martina!

Martina!

Martina n'arrêtait pas de me le demander.

Martina sürekli bunu sorardı.

Cher David, depuis que tu n'es plus là, Martina me parle souvent de toi.

Sevgili Davide,.. Bizi sonsuza dek terk ettiğinden beri Martina sık sık seni soruyor.

C'est Martina, à côté de Dominique.

Bu Martina, süpermodel, Dominique'in yanında oturan.

- A propos, Martina...

Martina...

Martina passe à la vitesse supérieure...

Şimdi de Martina hızlandı!

Martina.

Martina.

Oh!

(. "Better Man" by Martina Sorbara )