English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Mascara

Mascara traducir turco

240 traducción paralela
Il vous aurait fallu la voir hier soir, en train de vous chercher... les yeux tout embrumés, et le mascara qui coulait.
Sizi aramak için, dün gece geldiğinde onu görmeliydiniz gözleri yaşlı ve tüm makyajı yüzünden akmış haldeydi.
Pas de tralala, pas d'hystérie, pas de ruisseaux de mascara.
Büyük hayaller yok, ağlama yok, rimel akması yok.
Quand on aime un homme marié, il ne faut pas porter de mascara.
Evli bir adamla berabersen, rimel sürmeyeceksin.
On mettra un peu de rouge et de mascara.
Biraz kırmızı sürelim..... biraz da rimel...
Le rouge à lèvres et le mascara sont tout à fait respectables.
Ruj ve göz makyajı şimdi moda. Saygın bir intiba bırakıyor.
Mon mascara a coulé sur ma nouvelle robe ramenée de Paris!
Paris'den gelen elbiseme Rimelim aktı!
Puis-je avoir mon mascara? Un télégramme pour toi.
Odun Partisi olarak mevcut yerel yönetim...
- Exact, passe-moi mon mascara.
Göz kalemimi alabilir miyim?
Miguel avait bu une bouteille de mascara...
Ancak, yaşlı Miguel, o maskarayla kafayı öyle bulmuştu ki...
Tu sais, ombre à paupières, mascara... rouge à lèvres, fard.
Göz farı, maskara dudak kalemi, ruj.
Hey, vous avez du mascara?
Baksana, yanında rimel var mı?
Elle est allée aux toilettes avec un tube de mascara et un couteau à mastic.
Az önce, bayanlar tuvaletine bir fıçı rimel ve spatulayla gitti.
Enlève ton mascara
Maskara'nı sil.
De gros moustachus trés Marie-Mascara.
Mary adında, makyaj yapan, bıyıklı erkekler.
Du mascara.
Bir rimel.
Le matin, vous vous mettez un peu de blush et de mascara. Et voilà! Une vieille bonne femme qui a peur de la pluie.
Sabahları banyoya giriyor biraz allık, biraz rimel sürüyor ve yağmurdan korkan yaşlı kadınlar olarak çıkıyorsunuz.
Quand elle est devenue grise, il la teignait avec une petite brosse, comme ce qu'utilisent les dames pour les yeux. Du mascara.
Griye döndüğünde o, siyah tutmak için küçük bir fırça kullanırdı, bayanların gözleri için kullandığı rimel gibi.
Du mascara. Tout le monde avait peur de lui.
Herkes ondan korkuyordu.
Elles se sont épilé les sourcils et ont mis du mascara sur leurs cils.
Onlar kaşlarını aldılar ve kirpiklerine rimel çektiler.
Du mascara.
Mascara.
Mon mascara ne cesse pas de couler.
Tanrım, maskaram ha bire akıp duruyor.
Avez-vous Mascara á la tronçonneuse au Texas?
Sizde Texas Katliam Maskarası var mı?
Ils se basent pour la couleur des BMW sur le mascara des femmes.
BMW'nin renklerini kadın rimelinden alırlar.
Elle est trop rasoir! Et son mascara lui fait des crottes au coin des yeux!
Çok sıkıcı ve gözünün kenarında şu iğrenç rimelimsi şeyden var!
J'ai un problème dès qu'il est question d'engagement, d'intimité... de crottes de mascara...
Bağlanma, samimiyet, rimellerle ilgili sorunlarım var.
Ton mascara est en train de couler.
Görünüşe göre maskaran akıyor.
Votre mascara coule.
Rimelin akıyor.
Des lycéens peinturlurés de mascara qui écoutaient de la musique stupide.
Ağır rimel kullanan ve inanıImaz derecede saçma bir müzik dinleyen okul çocukları.
J'ai vu les regards que tu lui lançais... - avec mon mascara.
Sana aldığım rimelin güzelliğini taşıyan kirpiklerini süzmeni.
Le mascara.
Rimel.
Mascara!
Rimel!
Que mon mascara coule.
Sanırım maskaram akıyor.
Mesdames, lâchez votre mascara et participez!
Hanımlar, rimellerinizi bırakın da oyuna gelin.
Jackie amène quatre sortes de mascara pour plaire à Kelso.
Jackie, Kelso için dört farklı maskara getiriyor.
Regarde... Un os de poulet, du mascara, un papier alu...
Tavuk kemikleri ve kırık rujlar, şeker poşetleri.
Mascara?
Allık ve rimel mi?
Le mascara.
Rimeli al.
Tu sais te coiffer avec un batteur électrique... et gagner du temps en mettant assez de mascara pour trois semaines.
Saçlarını yumurta çırpıcısıyla biçimlendirmeyi biliyorsun. Haftalarca yetecek kadar makyaj yapıp zaman kazanmayı biliyorsun.
J'enlève mon mascara et parfois, je mets une chanson triste, je fais la moue et ça sort tout seul.
Rimelimi siliyorum, acıklı bir şarkı dinliyorum. Ağlamaklı bir yüz ifadesi takınıyorum. Kendiliğinden oluyor.
C'est du mascara?
Maskara mı sürdün?
Elle aurait besoin de mascara et d'un balayage, mais elle n'est pas totalement ingrate.
Aslında çok çirkin değil ama biraz rimel kullanabilir ve röfle yaptırabilirdi.
Je sais reconnaître du mascara mal ré-appliqué quand j'en vois.
Yeniden sürülmüş rimeli hemen anlarım.
Et mettre un peu de mascara de temps en temps.
Belki arada bir rimel sürmeye başlar.
À part la capacité à mettre du mascara dans ma voiture qui roule, aucune.
Hareket halindeki bir arabada rimel sürmek dışında hiç yoktu.
Je m'investis plus dans un mascara.
Ojelerime karşı bile daha duygusalımdır.
Un petit pancake, eyeliner... mascara, fard à joues... et un peu de poudre.
Oh, hadi. Göz kalemi... rimel, yanaklara allık ve pudrala gitsin.
Vous avez du mascara?
Yanında rimel var mı?
Du mascara.
Rimel.
Une douzaine de mascara "Il ne reconnaîtra pas vos yeux".
bir düzine
J'ai du mascara dans l'oeil.
Gözümde biraz rimel falan kalmış.
Peut-être un peu de mascara.
Belki biraz maskara.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]