Translate.vc / francés → turco / Maximo
Maximo traducir turco
65 traducción paralela
Des faits, Maximo.
Gerçekler, Maximo. onları gözardı etmemeliyiz.
Peut-être dois-je t'interroger sur un Philippin qui n'a pas été battu.
Belkide, Maximo, Sana sormalıyım, Yenilmemiş bir filipinli var mıydı?
Dépêchez-vous.
Maximo, Adamlara biraz su getir.
C'est sûr, Maximo.
Bundan eminim, Maximo.
Je ne sais pas ce que je vais faire de lui.
Onunla ne yapacağım bilmiyorum. - Maximo'yu gördün mü?
Maximo, j'ai préparé des cours pour les enfants.
Maximo, çocukların eğitimi için bir kurs tasarladım.
- Je vais être éclaireur.
- Maximo, Yapmamalısın..
- Tu ne dois pas... S'il vous plaît, Colonel, C'est toujours mon élève.
Eğer sakıncası yoksa albay, Maximo hala benim sorumluluğumda..
Maximo, si tu t'entêtes, je devrai partir sans te dire au revoir.
Korkarım sana veda etmeden gitmek zorunda kalacağım.. Bende seninle geliyorum.
- Je ne dirai rien.
- Ben bayan Barnes, Maximo.
A propos, Maximo attend qu'on fasse un numéro ce soir.
Bu geceki partide bir kaç numara yapacağız. - Söz verdim.
Maximo et le producteur seront enchantés.
Maximo'nun tüyleri diken diken olacak. Yapımcının da..
C'est comment une tête de poignardée?
Maximo, bıçaklandığımda nasıl oynamam lazım?
Maximo, quelle scène tourne-t-on?
Maximo, hangi sahneyi çekiyoruz?
- Maximo, il faut qu'on parle.
Maximo, seninle konuşmam lazım.
Ce Maximo!
Maximo'dan.
J'obéissais aveuglément à Maximo.
Maximo'nun yapmamı istediği şeyi yaptım, anlamasam da.
- Ce film va faire un tabac!
- Zirveye ulaştık Maximo.
- C'est pas l'argent, Maximo.
Yalnızca para değil.
N'oublie pas tes devoirs de metteur en scène!
Maximo, bir yönetmen olarak sana görevini hatırlatmalı mıyım?
Ca suffit, Maximo.
Bu kadar yeter Maximo.
Maximo Gómez, Marti, Maceo qui a fait une invasion...
Máximo Gómez, Marti, Maceo, işgali organize etti.
Maximo.
Maksimum.
Maximo, garde des feuilles pour les autres.
Maximo. Bize de kâğıt bırak biraz.
Maximo, j'ai vraiment besoin de toi.
yardımına gerçekten ihtiyacım var.
Va chercher Maximo!
Habib, Maximo'yu ara. Yardım lâzım bize.
Maximo, ils ont tué Diego.
Maximo, Diego öldürüldü.
Passe-moi la vodka pour me désinfecter les mains.
Maximo, şu votkayı getir. Ellerimi sterilize etmem gerek.
Maximo, apporte-de l'eau. - Tu vois bien qu'ils ont soif.
- Susadıklarını görmüyormusun?
- Vous avez vu Maximo?
- Henüz geri dönmedi.
- Se reposer. - Vous avez-vu Maximo?
- Maximo'yu göreniniz oldu mu?
Bien sûr.
Tabiki, Maximo.
- Je n'y retourne pas.
Maximo, Eğer inatçılığa devam edersen...
Maximo, viens ici.
Maximo, gel buraya.
Maximo.
Maximo.
Salut.
- Merhaba Maximo.
C'est moi, Maximo.
Marina, ben Maximo.
C'est Máximo Valverde.
- Bakın kim! - Bu Máximo Valverde.
Máximo Valverde.
Máximo Valverde.
Máximo est un gentleman.
Máximo bir centilmen.
Máximo Valverde veut faire ce film.
Máximo Valverde bu işi istiyor.
Máximo?
Máximo?
Máximo Valverde et Carmen García.
Máximo Valverde ve Carmen García.
Et Máximo Valverde?
Máximo Valverde'ye ne oldu?
- Et Máximo Valverde?
- Ama Máximo Valverde...
- Quoi, Máximo?
- Boşver Máximo'yu!
Maximo Manus.
Maximo Manus.
Yo necesito ayuda, euh... limpio dos horas Máximo
Temizlik için yardım lazım en fazla iki saat.
Vamos Dos horas Máximo, ¿ sí
En fazla iki saat, tamam mı?
Aide-moi à le relever.
Maximo, lütfen.
- Una hora, máximo. - De acuerdo.
Bir saat, en fazla.