Translate.vc / francés → turco / Message
Message traducir turco
24,073 traducción paralela
Tu as embarqué beaucoup trop de monde de Scotland Yard, ça envoie un message : "ça a foiré".
Polis kuvvetlerinden çok fazla kişiyi çağırdın bu her şeyi "mahvettiğin" mesajını gönderiyor.
- Je ne l'ai pas reçu le message.
- Notu almadım.
Ici Éloïse, laissez un message et je vous rappellerai.
Ben Eloise. Mesajınızı bırakın. Sizi geri arayacağım.
C'est l'Agent Carroll, laissez un message.
Agent Carroll, mesajınızı bırakın.
A mon avis, c'était un message codé.
Tahminimce şifreli bir mesaj bu.
J'ai reçu ton message.
Mesajını aldım. İşte buradayım.
J'ai eu votre message. J'ai accouru aussitôt.
- Robert mesajını aldım hemen geldim.
On va te laisser en vie pour que tu puisses faire passer un message à Reddington personnellement.
Seni hayatta bırakacağım. Sende Reddington'a mesajımı bizzat götüreceksin.
Tôt cette semaine, le meurtre de trois de mes entrepreneurs a été commandé par quelqu'un dans cette pièce pour envoyer un message qu'ils croyaient que je travaillais avec le FBI.
Bu hafta başında, üç maaşlı çalışanım bu odadakilerden birinin emriyle benim FBI ile çalıştığıma inandırılmış biri tarafından bana mesaj göndermek adına öldürüldü.
Vous pourrez envoyer un message.
Mesaj atmak için birkaç saniyen olacak.
De plus, nous parlons publiquement de ce que nous avons appris, des réformes à mettre en place, mais il s'agit d'avoir un message aussi simple que possible.
Bunun ötesinde, bundan ne öğrendiğimizi hangi reformları uyguladığımızı açık olarak konuşmaktayız, ama işin aslı bu mesajı elden geldiğince basitleştirmek gerekiyor.
Laissez un message.
Lütfen mesaj bırakın.
Pourquoi devrais-je transmettre ce message?
Ama neden bu mesajı ileteyim?
Tu m'utilises pour envoyer un message à la fille?
Beni kıza mesaj iletmem için mi kullanıyorsun?
- Elle est comme un message chiffré.
- Kız şifre gibi.
Rappelle toi, on ne peut utiliser que les tonalités de base, donc un message en Morse est notre meilleur chance.
Unutma, sadece temel sesleri kullanabiliriz bu yüzden en iyisi mors alfabesiyle mesaj yollamak.
Il y a quelques jours, ZOMO a reçu un message anonyme.
Birkaç gün öce, ZOMO isimsiz bir mesaj aldı.
Il se passe quoi? Appelle-moi quand tu as ce message.
Mesajı aldığında beni ara.
Oui, je suis sûr! Non, écoute-moi, ils ont laissé un message dans le "Times".
Hayır, beni dinle, The New York Times'a mesaj bırakmışlar!
Regarde ce message d'erreur.
Şu uyarı mesajına baksana.
Quelqu'un veut me faire passer un message.
Birisi bana bir mesaj vermeye çalışıyordu.
Je viens d'avoir ton message.
Mesajını aldım.
T'as bien senti l'ambiance et compris le message.
Durumu kavrayıp mesajı almak diye buna derim ben.
Message reçu, cinq sur cinq.
Mesaj alınmıştır. Açık ve net.
C'était quoi, le message?
Mesaj neymiş peki?
Tu as reçu le message de Neri, n'est-ce pas? Quoi?
Neri'nin mesajını aldın, değil mi?
Quel message?
Ne? Ne mesajı?
Elle a envoyé un message médiumnique pour qu'on s'appelle.
Neri sana bizi araman için telepatik bir mesaj yolladı.
Il y avait un message.
Bir mesaj vardı yani.
C'était ça, le message.
Sanırım mesajları buydu.
J'ai reçu votre message.
- Böyle günlerde. Mesajınızı aldım.
J'imagine qu'on ne peut pas s'envoyer de message d'une Terre à l'autre.
Başka bir dünyadan mesaj atamam sana galiba.
Laissez-moi un message.
Bip sesinden sonra lütfen mesajınızı bırakın.
M. Peanutbutter, rappelle-moi quand tu auras ce message.
Bu mesajı alır almaz beni ara, tamam mı?
Phil Malokrane a laissé un message.
Fenasi Kerim sana mesaj bırakmış. Kim?
Envoie-lui un message. Non.
- Yüksek öncelikli bir mesaj gönder.
Ça, c'est comme un message trouvé dans une bouteille.
Sanki şişedeki bir mesaj gibi bu.
J'ai eu ton message.
Maggie, mesajını aldım.
On dirait que l'hôpital a laissé un message.
Hastaneden mesaj gelmiş gibi.
J'ai besoin d'enregistrer un message pour ma famille.
Aileme bir mesaj kaydetmem lazım.
Je viens de lui envoyer un message, mais les chances que les drones arrivent à l'heure...
- Az önce mesaj attım ama dronların vaktinde olay yerine varma ihtimali...
Désolé pour le message bizarre que je t'ai laissé.
Bıraktığım garip mesaj için kusura bakma.
Le dernier message a été envoyé le jour où il est mort.
Ve son posta öldüğü gün gönderilmiş.
Allez répandons ce message
O yüzden mesajı yayalım
Le message est donc que le don divin ne vient pas d'une puissance supérieure... mais de notre esprit.
Bununla verilmek istenen mesaj ilahi armağan yüce bir güçten değil kendi zihinlerimizden gelir.
Ce n'est pas un message d'un tueur en série, c'est son numéro de roller derby.
Bu seri katilin verdiği mesaj falan değil. Kimliği belirsiz kadınımızın tekerlekli paten numarası.
Vous avez reçu le message de Marcus.
Marcus'un mesajını almışsın.
En attendant, un message a été diffusé.
Bu arada, polis mesajı yayınlandı.
- Salut. J'ai eu ton message.
- Mesajını aldım.
Et bien, après ce message vocal, comment je pouvais résister?
Evet, şey, o telefon mesajından sonra nasıl karşı koyabilirdim ki?
Restez fidèle à votre message.
Mesajınıza sadık kalın.