English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Montagne

Montagne traducir turco

5,248 traducción paralela
C'est la "Montagne déchirée".
Orası Yırtık Dağ.
Ca ne nous ai jamais arrivé à Montagne Déchirée.
Yırtık Dağ'da bizim başımıza asla böyle bir şey gelmedi.
♪ J'aime gravir une montagne ♪ ♪ Et atteindre le plus haut sommet ♪
# Bir dağı tırmanıp zirveye ulaşmak isterim #
- Tu fais une montagne de...
- Oo, çok abartıyorsun...
J'ai entendu des choses sur le sommet de cette montagne. On serait au dessus des nuages.
O dağın zirvesi ile ilgili hikayeler duymuştum orada gerçekten bulutların üzerinde durabiliyor muşsun.
Mais c'est tout en haut d'une satanée montagne.
Ama kahrolası dağın tepesinde, değil mi?
Yo, pourquoi t'a fais une montagne de viande pareille?
Yo, o et yığınını ne yapacaksın?
Montagne de la Bile?
Dalak Dağı?
Salut, homme de la montagne.
Selam dağ adamı.
Ça conduit de l'autre côté de la montagne.
Dağların diğer tarafına çıkıyor.
Je connais une montagne,
Şu tarafta bir dağ var.
Montagne.
- Yüksek bir yer.
J'ai une idée. Allons vers cette montagne.
Şuradaki dağa gitsek ya.
Il y a des grottes sur cette montagne.
- O dağda da mağaralar var.
C'est une montagne. Les montagnes sont sûres. Elles ont des grottes...
Dağlar güvenlidir, birçok mağara bulundurur.
Nous allons.... sur cette montagne!
Şuradaki dağa gideceğiz. Nedenini sormayın.
Maintenant, allons sur cette montagne.
Şu dağa gidelim hadi!
Nous avions une montagne de billets.
Gerçek anlamda bir yatak dolusu paramız vardı.
Nous devons nous armer pour gagner la montagne de Pendle.
Pendle Dağı'na yapacağımız yolculuk için silahlanmalıyız.
Cette montagne est le tombeau d'épouvanteurs qui croyaient m'occire.
Bu dağın her yanında beni öldüreceğini sanmış Hayaletler gömülü.
À la montagne de Pendle.
Pendle Dağı'na.
Derrière la forêt, la montagne de Pendle.
Pendle Dağı ormanın ötesinde.
Terrifiés que le Post ou le Times ne vous prennent pas de San Jose pour vous offrir un emploi au sommet de la montagne.
Post ya da Times'ın sizi San Jose'nin eteklerinden kurtarıp zirvede bir iş vermeyeceğinden tırsıyorsunuz.
Je ne sais pas pourquoi tu t'acharnes sur cette montagne,
Dağı yerle bir ederek ne yapmaya çalışıyorsun hiç bilmiyorum.
C'est la montagne de Dieu.
Tanrının dağı o.
Les cols de montagne sont dangereux, mais trop étroits pour les chars de Ramsès.
Dağ geçitleri tehlikeli. Ama Ramses'in atlıları için çok dar. Takip edemez.
Rendez-vous en aval, attendez-moi à la Montagne d'Argent.
Akıntıyı takip edin ve beni Gümüş Dağlar'da bekleyin.
Si je n'y arrive pas, Shing Yuing est à une journée après de la montagne.
Eğer gelmezsem, Shing Yuing dağ üzerinden bir günlük mesafede.
- Et vous pourriez descendre de cette montagne! En Homme Libre.
- Dağlardan inip, özgür bir adam olarak yaşarsın.
Et si vous mourez dans cette montagne, vous ne deviendrez jamais le leader de votre père voulait.
Burada ölürsen, asla babanın istediği o lider olamazsın.
Filles de la montagne pailletées
Allı pullu Mountain kadınları
Je dois aller à la montagne.
Dağlara çıkmam gerekiyor.
Avec patience et persévérance, tu graviras la montagne.
# Sabır ve azim ile, her şeyi başarabilirsin.
Il y a un barrage, dans la montagne.
Bir baraj var. Dağlarda, Almanca bir uyarı gördüm.
Votre séjour à la montagne ne vous a pas donné le temps de réfléchir?
Dağda geçirdiğin zaman sana hiçbir şey öğretmedi mi?
C'est seulement quand vous aurez bu à la rivière du silence que vous chanterez vraiment. Et quand vous aurez atteint le sommet de la montagne, alors vous commencerez votre ascension.
Sadece sessizliğin nehrinden içtiğin zaman şarkı söyleyebilir, ve dağın zirvesine ulaştığında tırmanmaya başlayabilirsin.
Quoi qu'il arrive, pilonnez la montagne.
Ne olursa olsun, dağa saldırmaya devam edin.
Chaque matin, le soleil ramène la montagne à la vie.
Güneş, her sabah, dağları yeniden canlandırır.
A travers la montagne, tout le monde s'éveille.
Dağlardaki herkes uyanır.
Les rebelles ont demandé de l'eau, car notre maison était en haut d'une montagne, c'était difficile d'accès.
İsyankârlar önce bizden su istediler. Çünkü evimiz bir dağın tepesindeydi ve oraya çıkması bayağı zordu.
Va te suspendre à une montagne avec lui.
su anda niye onunla bir iple dagdan sallanmiyorsun bilmiyorum!
C'est la montagne.
Dag bu.
La montagne va tous nous tuer!
Dag hepimizi oldurecek!
J'ai vu sa montagne en songe.
Dağını gördüm.
Oui, si l'avion a entamé sa descente... et si l'endroit d'où ils tirent est situé plus haut, comme un flanc de montagne.
Onlar yapabilir. Eğer uçak iniş gezingesindeyse ulaşabilir. Ve eğer, ateşlemenin yeri normal irtifadan biraz daha yüksekse.
N'en faites pas une montagne, comme votre père l'aurait fait.
Baban gibi çok düşünme.
- Ils étaient au sommet de la montagne.
- Dağın tepesindeydiler.
J'aimerais grimper à cette montagne.
Adamım oradaki dağa tırmanmak isterdim..
Aujourd'hui, un tractopelle a troué le flanc de la montagne
Bugün, daha önce görmediğim bir kuş türü gördüm.
Les corbeaux d'Erebor reviennent à la montagne.
Erebor'un kuzgunları Dağ'a dönüyor.
Filles de la montagne pailletées
Denenmiş Kafası dumanlı

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]