Translate.vc / francés → turco / Mâts
Mâts traducir turco
68 traducción paralela
Des cercueils remplis de terre ont été chargés sur un bateau à deux mâts, l'Empusa
Toprak dolu tabutlar çift-direkli bir uskuna olan Empusa'ya yüklenmişti.
Ses grands mâts pointent leur nez! II fouine dans notre sillage!
Bu onun meraklı, uzun gabya çubuğu, sinsice peşimizden geliyor.
Canonnières ou pas, si nous n'arrêtons pas cette bande vite fait, le drapeau américain flottera sur peu de mâts.
Savaş gemisi olsun ya da olmasın, o çeteyi kısa zamanda durdurmazsak, pek çok denizde Amerikan bayrağı dalgalanmayacak.
Au-delà des glaces, je rencontre des calmes tropicaux où les mâts deviennent des arbres enracinés dans la mer...
Buzulları geçtikten sonra tropik sulara yelken açtım. Ama gemi keresteleri denizin dibindeki köklerle yeniden ağaç hâline bürünüyordu.
Les hommes refusent de monter aux mâts!
Prensim, halatlar dolasti, ve bu adamlar direge çikmayi reddediyorlar.
Nos mâts se dressaient vides contre le ciel.
Gemi direği gökyüzüne bomboş uzanıyordu.
Les mâts!
Direkler.
Abattons les mâts ou nous allons chavirer.
Kesmek zorundayız, yoksa alabora oluruz.
Abattez les mâts!
Direkleri kesin.
Nous partîmes cet été-là... sur un quatre mâts que nous avions affrété... aussi semblable que possible à celui que Melville eût utilisé.
Melville'nin denize açıldığı türden kiralık bir gemi, dört direkli bir yelkenliye binerek o yaz oraya gittik.
Visez les mâts!
Direklerine nişan alın!
Mais, monsieur, les mâts fatiguent.
Topgallantları tekrar indirin! Ama görüyorsunuz, efendim.
Les mâts ont atteint des maisons.
Yanan direkleri devrildi. Bazı binalar...
Je vois les mâts d'un grand navire,
Nereye gittiğini Nereye yerleşeceğini Görüyorum
C'est un fameux trois-mâts fin comme un oiseau!
* Hudson Highborn için bayrağını salla, * göster onlara nasıl durduğumuzu!
La Reultosa. Rouge et noir, un deux-mâts. D'accord.
La Revoltosa, kırmızı ve siyah, çift direkli.
Ce que j'ai sauvé du Black Princess, des mâts et autres petites choses, s'est brisé sur les rochers de cette maudite île.
Kara Prenses'ten kalan tek şey o lanetli adanın kayalıklarına saçılan birkaç kırık seren direğiydi.
... et les mâts et la voile.
... gemi direkleri ve yelken.
Celui de mon père, c'est la goélette de 18 mètres à deux mâts, là-bas.
Şurada duran 18 metrelik 2 direkli olan babamın teknesi.
Ça, on s'en sert pour les mâts.
Bu direkler için kullanılır.
Ohé, dans les mâts!
Evet, yukarı!
Ou niché dans la vigie d'un trois-mâts.
Sürat teknesinin birinin gözetleme direğinde filan mı daktilo kullanıyorlar? Neden kâğıt tutucuya ihtiyacınız olur ki?
Nos lanternes accrochées aux mâts pour recruter les héros
"Fenerimiz gemi direğinde kahramanlık için asılı duruyor."
Eloignez-vous des mâts!
Ana direğe yaklaşmayın!
- Des trois-mâts?
- Uzun gemiler? Üç gemi direkli mi?
Levez les mâts de radio et de radar.
Telsiz ve radar direklerini çıkarın.
"Auto-moto", les pins s'effondrent comme des mâts.
"Oto-Moto" ekinde çamlar direkler gibi yıkılıyor.
- Gabiers dans les mâts!
- Yelkenciler yukarı.
Un grand trois-mâts noir.
Büyük, siyah, üç direkli bir gemi.
Alors vous devriez enrouler vos tuyaux et repartir vers votre caserne, nourrir votre joli chien mascotte et puis astiquer vos mâts.
O zaman hortumlarınızı toplayıp, istasyona dönmeniz köpeğinize mamasını vermeniz ve direklerinizi cilalamanız gerekmiyor mu?
- "Astiquez vos mâts"?
- Ne? - "Direkleri cilalamak"?
L'orage s'est un peu calmé, mais à son plus fort, il a enfoncé la paroi et plié des mâts.
Ve tahminimce fırtına biraz yavaşladı, ama kuvvetlendiği zaman çadırıma baya zarar verdi.
Il paraît que tous les 37 ans, un clipper à trois mâts apparaît dans la baie.
Her 37 yılda bir görünüp kaybolan 3 yelkenli bir gemi görünüyor.
Combien de trois-mâts - ont fait naufrage sur la côte?
Yani enkaz halinde kaç tane 3 yelkenli gemi bu kıyılarda olabilir ki?
À bord du trois-mâts chocolat
Bineriz lolipop gemisine
À bord du trois-mâts chocolat...
Bineriz lolipop gemisine
Canonniers d'entrepont, guettez les mâts.
Orta topçular direğe nişan alsın.
J'espère vous revoir, à la proue d'un deux-mâts... dans la baie de Susannah.
Sizi bir daha ki görüşümde geminin başında olsanız iyi olur. Susannah'nın Koyu'nda.
En fait, le Claridon est le dernier paquebot trois-mâts construit, le...
Aslında Claridon inşa edilen son üç bacalı olduğundan...
Je pourrais fumer des mâts et être hétéro.
Ağzıma alırım ama gene normal olurum.
- Je peux pas dire "fumer des mâts"?
"Ağzıma alırım" kısmını söyleyemedim? Hayır
Sans voilure, gréement, ni mâts, que les rats avaient quittée d'instinct.
Donanımsız, yelkensiz, palangasız ya da direksiz farelerin bile kaçtığı bir tekneydi.
Trois mâts... deux ponts,
Üç yelkenli. Çift güverteli.
Trois mâts.
Üç yelkenli.
Trois mâts... deux ponts... 50 canons!
Üç yelkenli. Çift güverteli. Elli toplu.
Il éviscérait les bébés et les pendait à des mâts à la sortie des villages.
O- - O bebeklerin içini boşaltır ve köylerinin dışındaki direklere boyunlarından asardı.
Ramenez vos mâts par ici.
Direkleri yerine geri koyun.
La cargaison, l'huile de lin, les ponts supérieurs, les mâts, les tables, les chaises, tout!
Önce kargo tabii ki ve şu tohumları da.
Je m'intéresse aux mâts totémiques.
Asıl ilgilendiğim totem heykelleri.
Plus fort! Vous les avez maintenus sur des mâts?
Cır, cır, cır...
Tout ce qui implique des mâts et des sous-vêtements...
Bayrak direğinde iç çamaşırınla ilgili yaptıklarım çok uygunsuz davranışlardı.