Mêtres traducir turco

Cela revient à plonger de 20 mêtres dans un tube, mais vous le pouvez.

Yüzlerce metreden bir bardak suya atlayacaksin, ama bence yapabilirsin.

Du rebord de la fenêtre au toit, il y a 2 mêtres.

Pencereden çatıya 2 metreden az var.

Il mesure plus de 2 mêtres 40!

Evet! İkibuçuk metreye yakın olmalı.

Tu veux vraiment aller jusqu'à Hawaii avec un dix mêtres?

Gerçekten 35 metrelik bir yelkenliyle Hawai'ye gitmek istiyor musun?

La balle qui a tué Sullivan a été tirée à 2 mêtres de distance après l'accident.

Adli tıp, Sullivan'ı öldüren kurşunun iki metreden ateşlendiğini gösteriyor, kazadan sonra.

Mais n'est-ce pas prétentieux, un monument de 30 mêtres?

Sencede büyük bir kendini beğenmiş mi oldu? 35 metre yüksekliğinde suratlar?

C'est parti, le montagnard! Je vais descendre 3 mêtres et fixer la corde.

Pekala, kazmacı. 30 metre kadar inip halatı bağlayacağım.

Mais l'explosion a détruit une section du pipeline d'environ 50 mêtres.

Ama patlamanın etkisiyle borunun 50 yardlık bölümü havaya uçtu.

Le plan consiste à laisser les Français s'approcher d'une centaine de mêtres... et puis, et c'est là la partie la plus originale et brillante :

Plana göre, Fransızların 100 metreye kadar yaklaşmalarına müsade ediyoruz ve sonra da planın kesinlikle özgün ve zekice kısmı da burası :

Il sentira que vous êtes des Goa, ulds à 20 mêtres à la ronde.

Ama 50 adım yakınına geldiğiniz anda sizin Goa'uld olduğunuzu hissedecektir.

Et entre elles... Un couloir de l 8 mêtres.

Aramızda bir hol var 18 metre uzunluğunda.

L'infidélité, l'argent, la longue maladie. Je suis séparé de ma femme par un couloir de l 8 mêtres.

Kısırlık, para, aldatma, beni karımdan bir hol ayırıyor.

J'ai compté 6 séries de câbles à remplacer, 10 mêtres de canalisations à remplacer avec 2 noyaux de 48, un câble électrique, un...

Değişmesi gereken altı takım ray kablosu var. 10 metre çukur alan mahvolmuş. İki tane 48'lik damar.

100 mêtres par jour.

- Günde 100 metre.

1 0 mêtres de long, 2,5 de large... et deux rétros qui dépassent de chaque côté.

Aman Tanrım, 10 metre boyunda, 2.5 metre eninde ve her iki tarafta 1 metrelik çıkıntılı aynaları olan, hayvani bir araç.

Appel de détresse d'un bateau privé blanc, 20 mêtres.

Özel bir tekneden acil çağrı. 18 metrelik bir tekne.

Non, 500 mêtres, et de ne pas bouger jusqu'à nouvel ordre.

Hayır, 500 metre ve bir sonraki duyuruya kadar beklemelerini söyle.

Le bateau... ou 300 mêtres à la nage dans une eau infestée de crocodiles?

Ne yapacağız? Tekne mi yoksa timsah dolu bir nehirde 300 metre yüzecek miyiz?

Bateau à moteur de 11 mêtres amarré à l'emplacement 127.

11 metrelik yolcu teknesi, 1-27 nolu limanda demirli.

Il fait 2 mêtres, j'vois que son torse.

Çok yemek yiyor. Gördüğüm tek şey koca bir göbek.

Je les ai regardés le porter les 15 derniers mêtres.

Son 14 metrede onu taşımalarını izledim.

Nous sommes à 800 mêtres.

Biz, sanki, 800 metre uzağız.

Ça fait 300 mêtres.

300 metre derinliğinde.

Pas besoin d'un minus Ecossais qui sort ses coups de 40 mêtres. Merde!

- Toplar!

De l 8 mêtres.

- On sekiz metre.

- Je sais pas... 50... 100 mêtres.

- Mesafe nedir?