Translate.vc / francés → turco / Neptune
Neptune traducir turco
570 traducción paralela
Cupidon est à la proue... mais Neptune est à la barre.
Aşk Tanrısı pruvada, ama, Deniz Tanrısı dümendeydi.
Parfait pour votre Club Neptune.
Tam Neptune Club'a göre.
Le propriétaire du Club Neptune.
Neptune Club'ın sahibiyim.
Je vous attendrai au Neptune.
Sen gelene kadar Neptune'de bekleyeceğim.
- Non, monsieur. Mais il dîne généralement au Club Neptune.
Ama genelde akşam yemeğini Neptune Club'ta yer.
Ce n'est pas facile à traverser, mais avec un coup de main de Neptune, il y parvient.
Geçmek kolay değildi. Ama Neptün'ün biraz yardımıyla başardı.
Tout l'océan du grand Neptune lavera-t-il ce sang de ma main?
Koca Poseidon'un bütün denizleri yıkayabilir mi bu elleri?
"L'Élixir de Neptune." Respirez profondément!
Neptün'ün karışımı. Şimdi, derin nefes alın.
ou sur Neptune et Uranus, plongées dans une nuit permanente, entourées d'une atmosphère irrespirable de méthane et d'ammoniac.
Neptün veya Uranüs de olamazdı. İkisinde de hiç gündüz yaşanmazdı ve atmosferlerinde metan gazı ve amonyak bulunuyordu.
Je m'attendais à être sur Neptune ou Mars.
Neptün veya Mars demenizi bekliyordum.
- M. Arkadin ressemblerait à Neptune.
- Mr. Arkadin tam olarak Neptün gibi.
Neptune.
Neptün.
Et la grotte de Neptune en souffrait!
Neptün işlemesi bile acı çekti.
Heureux Neptune!
Şanslı Neptün!
Au royaume de Neptune, monsieur.
Bu kapı okyanusun dibine açılır efendim.
- Es ist Neptun, der Todfeind von Odysseus. - Et ça, c'est Neptune, son ennemi mortel.
Ve şu da Neptün, onun ( ulysse ) ölümcül düşmanı.
La mère de Neptune?
Neptün'ün annesi mi?
Tout l'océan du grand Neptune suffira-t-il à laver ce sang de ma main?
Büyük Neptün'ün okyanusları elimdeki bu kanları yıkayacak mı?
Mars et Neptune sont au 10e degré.
Mars, Neptün'e on derecelik açı yapıyor.
1064 Neptune Avenue.
1064 Neptune Caddesi.
- Les sels de bain Neptune.
- Neptün banyo tuzları.
Tout l'immense océan de Neptune pourra-t-il laver de ce sang ma main?
Neptün'ün koca okyanusu yeter mi ellerimdeki bu kanı temizlemeye?
Tout l'océan du grand Neptune suffira-t-il à laver ce sang de ma main?
Büyük Neptün'ün okyanusu bu kanı yıkayıp elimden çıkaracak mı?
Le Neptune des Grecs, dieu des mers, des océans... des tremblements de terre et autres catastrophes naturelles.
Yunan mitolojisinde, denizlerin, fırtınaların depremlerin ve öteki çeşitli doğal felaketlerin tanrısı.
Ma planète est Neptune.
Neptün gezegenindenim.
Deux fois le diamètre de Saturne, Jupiter et Neptune mis ensemble!
Satürn, Jüpiter ve Neptün'ün toplam çapýnýn iki katý!
Il a insisté, par la route, il semble s'être disputé avec N-Neptune et il craint qu'un bateau ne coule.
Babam gece bekçisi, bir fırıncıyla evlilik yapmıştım. Bende ne buluyor?
Quand nous aurons vendu les objets, quand ils seront arrivés, nous franchirons le Rhin, vaincrons les Germains, et gagnerons la mer où je combattrai Neptune, mon vieil ennemi!
Sanmıştı ki, sokaklar çiçek selleriyle dolup taşacak. Sanmıştı ki, adına bayram ilan edildiği mesajlarıyla karşılaşacak.
Le tribut que nous paie la mer. Nous avons dépouillé Neptune! Il n'est pas près de s'attaquer à moi de nouveau!
Bildiğimiz gibi, dua edenler tanrıların kalplerini yumuşatabilirler.
C'est lui. C'est pas Neptune!
İşte geldi!
Neptune, qui entrait dans la dixième maison, ancra Oscar entre le prodige et le simulacre.
Neptün onuncu evdeydi ve Oskar'ı merak ve hayal kırıklığı arasında bir yere sürüklüyordu.
La taille orbitale réelle des planètes... n'a rien à voir avec les cinq solides parfaits... ainsi que nous l'enseigneront Uranus, Neptune et Pluton.
Sonradan keşfedilen Uranüs, Neptün ve Plüto'nun da gösterdiği gibi, biliyoruz ki gezegenlerin gerçek yörüngelerinin bu mükemmel 5 cisimle hiçbir alakası yok.
A seulement quatre heures-lumière de la Terre, la planète Neptune... et son satellite géant, Triton.
Dünya'dan 4 ışık saati uzaklıkta Neptün Gezegeni, ve büyük uydusu Triton.
Neptune la bleue et son satellite glacé, Triton... et plus loin, Uranus et ses anneaux sombres... peut-être constitués de matière organique.
Mavi Neptüne ve donmuş uydusu, Triton. Ve daha derinlerde, Uranüs ve karanlık halkaları belki de organik yapıdalar.
A moitié sous les nuages, elle abrite des explorateurs... qui commencent à voguer dans l'océan de l'espace... pour étudier de près... Jupiter, Saturne, Uranus et Neptune... ses frères et soeurs au sein du système solaire.
Bir kısmı bulutlarla kaplı gezginlerin yuvası uzay denizine yeni açılanların barınağı Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ü yakından incelemek amacıyla Güneş Sistemi ailesinden kardeşleri ziyaret ediyorlar.
La gravité de Saturne l'a projeté vers Uranus. Après Uranus, le billard cosmique continue. Il plonge au-delà de Neptune, quitte le système solaire... et, tel un vaisseau interstellaire... il s'apprête à errer à jamais dans le vaste océan des étoiles.
Saturn'un çekim gücü ise onu Uranus'e savuracak ve bu kozmik bilardo oyununda Neptün'ü de geride bırakarak güneş sisteminin dışına çıkıp yıldızlar arası okyanusta sonsuz yolculuğuna başlayarak belirsiz kaderini yaşayacak.
Nous dépassons Jupiter... 750 millions de km par-delà le Soleil... Saturne, 1,5 milliard, Uranus, 3 milliards... et Neptune, à une distance de 4,5 milliards de km.
Jupiter'e kadar ulaşıp Güneş'e 750 milyon km Saturn'e birbuçuk milyar km, Uranus, üç milyar ve Neptun'e, dörtbuçukmilyar km mesafeye geldik.
Depuis les débuts de Cosmos... Voyager a exploré les systèmes de planètes telles que... Saturne, Uranus et Neptune... et a dépassé les planètes les plus lointaines, près des étoiles.
Cosmos'un Voyager uzayaraçlarını Saturn, Uranus, ve Neptun gezegenlerini ve ötesindeki yıldızları keşfederken gösterdiğinden beri.
Neptune la bleue.
Tüm sadeliğiyle, mavi Neptune.
Il a fait des reconnaissances avec Neptune.
Neptune'de çeşitli incelemeler yaptı.
- Neptune?
- Neptune nedir?
- Comment Ça va, sur Neptune?
- Güzel ceket! - Neptün'de işler nasıl?
Dites à Brody de venir tout de suite à la Salle Neptune.
Bordy'e söyle, aşağı Neptun Odasına insin!
"L'empire de Neptune se dressa."
Havadaki nem. Onun nüfuzunda Neptün'ün İmparatorluğu ayakta...
Celui qui a un soleil et une lune et Mars, Neptune, et Jupiter- -
Bir Güneş'i ve bir Ay'ı olan ve Mars, Neptün, ve Jüpiter- -
J'ai découvert la Société Neptune, en Californie.
California'da Neptune Society adında bir yer buldum.
"Club Neptune" Bonsoir, monsieur.
İyi geceler efendim.
Ne vous ai-je pas dit que Neptune et moi étions fâchés?
Birbirinize neler söylediniz?
Avec Neptune?
Lütfen!
Le conquérant des Germains, le vainqueur du puissant Neptune!
Her zamanki gibi!
Montrez-leur le fruit de notre pillage de Neptune!
Büyüdüğü zaman, geri döndüğün bu anı okuyacak.