Translate.vc / francés → turco / Niles
Niles traducir turco
314 traducción paralela
Frank Niles, un homme charmant.
Frank Niles. Şu hoş adam.
Frank Niles est là.
Frank Niles geldi, Teğmen.
Donnez-lui un siège.
Ben Teğmen Muldoon. Bay Niles'a bir sandalye getir.
Nous voulons trouver l'assassin de Jean Dexter.
Jean Dexter'ı öldüren kişiyi bulmak istiyoruz, Bay Niles.
En plus de Henderson, un certain Frank Niles est impliqué.
Henderson'la birlikte, bir de Frank Niles davaya dahil oldu şimdi.
D'après ce rapport, vous n'étiez pas dans le Pacifique Sud.
Elimde daha önce Güney Pasifik'te bulunmadığınızı gösteren bir rapor var, Bay Niles.
Comment avez-vous passé les années de guerre?
Savaş yıllarında ne yaptınız, Bay Niles?
Parle-nous de l'affaire de M. Niles.
Bize Bay Niles'ın işi hakkında neler söyleyeceksin bakalım?
M. Niles, j'ai 38 ans de service.
Evet, Bay Niles, 38 yıldır bu teşkilattayım.
Après m'avoir raconté un tas d'histoires, vous semblez avoir dit la vérité pour hier soir.
Evet, Bay Niles, birçok konuda bir sürü hikaye anlattıktan sonra... görünüşe göre geçen gece nerede olduğunuzla ilgili tamamen doğruyu söylüyormuşsunuz.
Vous êtes hors de cause.
Sanırım temize çıktınız, Bay Niles.
Niles n'est même pas impliqué.
Niles bu davanın içinde bile değil.
La journée a été longue, Niles, mais tu peux aller où tu veux.
Uzun bir gün oldu, Niles. Şimdi nereye istiyorsan gidebilirsin.
Ce Niles a un bon alibi?
Şu adam, Niles - geçen gece için mazereti neymiş?
Niles vient de vendre ça sur Madison Avenue.
Niles bunu yaklaşık bir saat önce Madison Avenue'daki bir kuyumcuya sattı.
Intéressant, ce Niles.
Şu Niles ilginç bir adam.
Ce Niles est bien fou!
- Öyle. Şu Niles denen adam tam bir deli.
Niles a acheté un billet d'avion pour Mexico, aller simple.
Dahası var. Niles Mexico City için bir uçak bileti almış - tek gidiş.
Pourquoi Niles a-t-il son étui?
Niles neden ona ait bir sigara kutusunu rehine verir?
C'est Niles qui fait le lien!
- Niles - Bağlantı, o.
Que vouliez-vous dire à l'instant : "C'est Niles qui fait le lien"?
Biraz önce "Niles - bağlantı o" demekle ne kastetmiştiniz?
Quand Niles vous l'a-t-il offerte?
Niles bu yüzüğü size ne zaman vermişti?
- Niles est là?
- Niles içerde mi?
Vous avez bien failli ne pas vous réveiller.
Şimdi dinle, Niles. Bir daha uyanmamaya çok yaklaşmıştın.
Niles, je vous arrête.
- Niles, tutuklusun.
Niles et Dexter fourguaient des bijoux volés, mais haut de gamme.
Niles ve Dexter mücevher çalma işindeydi. Kesinlikle. Fakat çaldıkları sosyetelere ait eşyalardı.
On a envoyé des photos de Niles et Dexter aux polices de l'Est.
Doğudaki her polis departmanına Niles ve Dexter'ın fotoğraflarını gönderdik.
Tu vas en prison, mais désormais, la longueur de la peine dépend de toi.
Cezaevine gidiyorsun, Niles... şimdiden sonra, cümlelerinin uzunluğu sana bağlı.
Quel rapport aviez-vous avec Niles et Dexter?
Niles ve Dexter'la olan ilişkiniz nedir?
Témoignerez-vous que Niles et Dexter ont commis ces cambriolages?
Mahkemede bu soygunları Niles ve Dexter'ın yaptıkları konusunda tanıklık edecek misiniz?
Merci, Niles.
Teşekkürler, Niles.
Éloigne Niles des journalistes.
- Evet, efendim? - Niles'ı gazetecilerden uzak tut.
La voiture d'Oliver Niles!
Sanırım onu görüyorum... Evet, bu o. Oliver Niles'ın arabası yaklaşıyor.
Oliver Niles, le célèbre producteur...
Ünlü yapımcı Oliver Niles.
Je vais chercher du côté du studio, parler à Oliver Niles.
Bir şeyler yapmaya çalışırım. Oliver Niles'la hemen konuşacağım.
" Le studio Oliver Niles annonce
" Oliver Niles Stüdyosu, Norman Maine'in kontratının iptali konusundaki...
" Nous regrettons cette décision, a dit M. Niles.
"'Bu karar derin bir üzüntüyle alınmıştır'dedi Bay Niles...
C'est vrai que tu pousses Vicki à quitter le studio parce que tu en veux à Niles?
Niles'la kontratın konusunda aranız açıldı diye... Vicki'nin stüdyodan ayrılmasını istediğin doğru mu?
Nous vous attendions, M. Niles.
Sizi bekliyorduk Bay Niles. Adım Harrison.
M. Niles ne m'apporte pas une caisse de whisky.
Bay Niles bana gizlice bir kasa viski vermiyor.
Je m'appelle George Niles.
Ben George Niles.
Vous connaissez un vacher du nom de Woodsy Niles?
Woodsy Niles adında bir kovboy tanıyor musun?
Woodsy Niles, monsieur?
Woodsy Niles dedim?
Henry Niles n'est pas interné?
Henry Niles. Hapsedileceğini sanıyordum.
Henry Niles l'a emmenée.
Janice. Bahçeye çıktı.
Il la serrait contre lui.
Sonra da Henry Niles'la gitti.
Qu'est-ce qu'il y a?
John Niles. Sorun ne, Tom?
Tu ne connais pas Henry Niles. Je ne veux pas de lui ici.
David, onun Henry Niles olduğunu biliyor musun?
À part ce Niles.
Sadece şu Niles.
Je suis le Lt Muldoon.
Buraya kadar geldiğiniz için teşekkür ederim, Bay Niles.
Henry Niles est chez moi.
Henry Niles burada.