Translate.vc / francés → turco / Noir
Noir traducir turco
20,027 traducción paralela
Caché dans le noir.
Karanlıkta saklanan şeyleri.
Caché dans le noir ou... ou ce qu'il faudrait que je fasse pour survivre.
Karanlıkta saklanan şeyleri ya da hayatta kalmak için yapabileceğim şeyleri.
La même amie voulait que je repeigne en noir sa voiture de police volée.
Aynı dostumun çalıntı polis arabasının siyah Mercedes gibi görünmesi için boyanmasında bana ihtiyacı vardı.
- Malcolm Dix était un pape noir!
Malcolm onuncu siyahi papaydı.
Je suis amoureux d'un homo noir.
Siyahi eşcinsel bir adama aşığım! "Aşk" dedim.
Jacqueline a emmené la vieille au cinéma et le Noir est mort!
Jacqueline yaşlı kadını filme götürdü ve siyahi adam da dermansız!
Tu veux faire ton coming out de Noir?
Bir siyahi olarak bu adama açıklama yapmamı mı istiyorsun?
J'essuyais ton cul noir, mon garçon.
Eskiden kara kıçını temizlerdim evlat.
Travailleurs au noir.
Ek iş olarak yapanlar da var.
Rouge pour "oui", noir pour "non".
Oyunuz "evet" ise kırmızı, "hayır" ise siyah.
Et il y a un marché noir du rouge à lèvres. - Hum.
Karaborsadan dudak parlatıcı bile temin edebiliyorsun.
Maintenant, les criminels sont obligés de trouver leur arme sur le marché noir.
Suçlular artık silahlarını kara borsadan temin etmek zorunda kalacak.
Tous au sang noir, tous nés de la poussière de ce sombre pays.
Kanları karadır, hepsi bu diyarın toprağından doğmuştur.
Le sang noir d'une créature.
Bir çamur doğumlunun siyah kanı.
Il n'y a qu'une chose qui puisse faire virer le sang de noir à rouge, qui peux passer de bête a humain.
Kanı siyahtan kırmızıya dönüşebilen tek bir şey olabilir. O da çamur doğumludan insana dönüşebilen bir şeydir.
Bonne nuit, chaton noir et blanc.
İyi geceler, siyah-beyaz kedicik.
Les chasseurs de champignons le font dans le noir.
MANTAR AVCILARI KARANLIKTA ÇALIŞIRLAR
Tu es un sorcier noir, Mulder.
Sen bir kara büyücüsün Mulder.
Comme si nous n'étions pas déjà dans le noir.
Sanki çoktan dünyamız kararmamış gibi.
Vous pouviez les voir dans le noir?
Karanlıkta yüzlerini görebildiniz mi?
Qui jette du vin rouge sur du noir?
Kim siyah bir şeyin üstüne kırmızı şarap döker?
Pas de boudin noir au petit-déjeuner, l'ami irlandais.
kahvaltıda hiçbir siyah puding, İrlanda arkadaş.
Son Altesse voudrait savoir s'il y a du boudin noir.
Ekselansları siyah puding olmadığını bilmek istiyorum.
Va donc me préparer ce boudin noir fantôme que j'ai vu dans la cuisine.
git ve Mutfakta gördüğüm bu hayalet siyah puding hazırlamak.
Il fait noir comme dans un four, ici.
Burada Zift gibi karanlık.
... par un serpent noir, ne nous laissons pas mordre.
... kara yılanın dişleri bizi ısırmasın.
On recherche un 4x4 Mercedes noir la voiture est sans doute volée.
Bütün birimler siyah bir Mercedes jip arıyoruz, Muhtemel araba kaçırma.
Ils ont dit : un 4x4 noir.
Siyah kamyonet diye duymuştuk! Üzgünüm tamam mı?
On avait une télé en noir et blanc.
Büyük siyah beyaz televizyonumuz vardı.
Il va faire noir bientôt.
Akşam olmasına az kaldı. Dikkatlerini dağıtabiliriz belki.
Une ombre se dresse sur le mur derrière vous, vous plonge dans le noir.
Arkandaki duvarda bir gölge büyüyor, karanlığı seni yutuyor.
Hier soir, des centaines de foyers ont été touchés, laissant de nombreux habitants dans le noir.
Dün gece Doğu Hawkins'te yüzlerce ev etkilendi ve çoğu kişi karanlıkta kaldı.
- Des devinettes dans le noir.
- Karanlıkta bilmece gibi.
- Le Noir, là. - Ben Vereen.
- Şu siyahi adam.
C'est qui, le Noir dans Pippin?
Pippin'deki siyahi adam.
je suis noir et j'en suis fier! "
Siyahiyim ve gurur duyuyorum de!
Thurgood Marshall, le premier et l'unique magistrat noir, a annoncé son départ en retraite.
Thurgood Marshall, Yargıtay'ın ilk ve tek siyahi yargıcı, bugün emekli olacağını açıkladı.
Peu importe qu'un serpent soit blanc ou noir, il mord.
Örnek verirsek, beyaz yılan ile kara yılan arasında bir fark yoktur ikisi de sokar.
À l'instar de Marshall, Thomas est un Noir élevé dans la pauvreté et la ségrégation.
O da Marshall gibi, siyahi bir kişi Yoksulluk içinde büyümüş,
Le fait qu'il soit noir n'en fait pas un bon candidat.
Sadece Zenci bir kişiyi bu göreve getirmekle bu iş bitmez.
Elle dit noir, il dit blanc.
Sonuçta Kadın bir şey söylüyor, Adam başka bir şey.
Je suis un Noir, aux États-Unis.
Ben Amerika'da bir zenciyim.
Et à mon sens, en tant que Noir américain, il s'agit d'un lynchage sophistiqué réservé à des Noirs présomptueux qui prétendent penser par eux-mêmes, agir par eux-mêmes,
ve benim açımdan... siyahi bir Amerikalı olarak, bunu teknolojik linç olarak kabul ediyorum... farklı fikirleri olan, bir şekilde kendileri için düşünmeye tenezzül etmiş
Non maître, il faisait noir et j'avais peur et ils m'ont lancé les chiens avant que je puisse montrer mon laisser-passer.
Hayır, hayır, sahip, sahip. Kalanlıktı ve korkmuştum iznimi göstermeden köpekleri üstüme saldılar.
Ajoutez à ça qu'il n'y a nulle part où se cacher, étant noir dans un monde de blancs, et tu as un exploit impossible.
Beyaz adamın dünyasında zenci olarak saklanacağın hiçbir yer yoktur. ... İmkansız maceranın içine attın kendini.
On aime toutes les deux pleurer en noir.
İkimiz de siyah renkte ağlamayı seviyoruz.
Je l'ai en noir.
- Bunun siyahı da var.
Le Noir, c'est leur manager?
Siyahi adam menajerleri mi?
Bain de bouche, fil dentaire, vernis noir?
Ağız gargarası, diş ipi, siyah oje.
Mais ce juge doit-il être noir?
Ancak, bu aday siyah mı olmalı?
Juste le noir complet.
O anında ölmüştü.