Translate.vc / francés → turco / Nu
Nu traducir turco
8,140 traducción paralela
Si les choses sont sur le point de devenir folles dans la chambre, est-ce que ça veut dire que ce sera la première fois que Nicki te verra complètement nu... même sans chaussettes?
Yatak odanda işler epey çılgın hâl alacaksa bunun anlamı Nicki seni ilk kez çıplak şekilde hatta çorapsız mı görecek?
C'est pourquoi j'ai veillé tard et relu "Voyage spatial pour les nuls" la nuit dernière.
Evet, dün gece bu yüzden geç saate kadar uyanık kalıp yeniden "Yeni Başlayanlar İçin Uzay Uçuşu" nu okudum.
Bien que cette nouvelle entente avec Ned rende ma vie sur la route plus tolérable, Je ne pouvais pas me laisser distraire de ma quête de retourner aux pierres dressées de Craig Nu Dun et retrouver ma vie du 20ème siècle.
Ned'le yeni kurulan bu yakınlık yolda geçen hayatı daha dayanılabilir yapsa bile Craigh Nu Dun'daki dikilitaşlara ve kendi 20. yüzyıl yaşantıma geri dönme arayışım için dikkatimi dağıtmasına izin veremezdim.
Metez à profit votre QI de 197.
197 IQ'nu kullan.
Faites-le venir.
- O'nu alın. - Şerif.
Faites-le venir!
- Nighthorse! - Hemen O'nu alın!
Vous avez dit à Ridges où j'allais,
Benim O'nu yakalamaya gideceğimi söyledin,
Tu crois que je l'entourloupe?
O'nu zorladığımı düşünüyor musun?
David Ridges l'a piégé.
David Ridges O'nu pusuya düşürdü.
Il faut que je lui parle. Je suis un de ses indics.
Muhbirlerinden birisiyim, O'nu bulmam gerekiyor.
Je ne pensais pas l'attraper sur le fait.
Ama O'nu iş üzerinde yakalayamadım.
Je serais heureux de le ramener, mais j'aurais besoin de votre aide.
O'nu seve seve elinden alırım, ama yardımına ihtiyacım var.
Poteet va à l'hôpital et crochète la serrure?
Poteet hastaneye gidip O'nu kaçırdı mı?
Où Poteet aurait-il pu l'amener?
Poteet O'nu nereye götürmüş olabilir?
Ils le transportent au champ d'honneur.
O'nu bir savaş alanına götürmüş olmalılar.
Vous pouvez au moins écouter la sienne.
En azından O'nu dinleyebilirsin.
À côté du cadavre qui l'a tué...
O'nu öldüren kişinin cesediyle beraber...
Tu trouveras probablement une façon de lui pardonner.
Muhtemelen sen O'nu affetmenin bir yolunu bulurdun.
Parce que tu ne le menaçais pas vraiment.
O'nu gerçekte tehdit etmemiştin.
on cherche à prouver qu'il y a connexion entre lui et Darius, à prouver que Darius a peut-être engagé Beck et l'aurait ensuite tué pour couvrir ses arrières.
O ve Darius arasında bir bağlantı olduğunu, Darius'un belki Miller Beck'i... kiraladığını, sonra izlerini örtmek için O'nu... öldürdüğünü kanıtlamak zorundayız.
Alors, tu le connais?
Peki, O'nu tanıyor musun?
Je crois qu'elle va le tuer.
Sanırım O'nu öldürecek.
Tu l'as presque tuée!
Neredeyse O'nu öldürüyordun!
Que cela serait beaucoup plus sympa si vous étiez nu vous aussi.
- Sende soyunsaydın daha eğlenceli olurdu.
Mieux vaut nu qu'ensanglanté, non?
Kanıyor olmaktansa çıplaklık iyidir.
Et c'était genre, "Eh bien, tu vas être nu dans une douche."
Ve duşta çıplak olacaksın dediklerinde...
Avez vous déjà entendu parlé de la loi du Rodef?
Rodef Kanunu'nu duymuş muydun hiç?
Un homme nu semble te connaître.
- Çıplak adam seni tanıyor gibi.
Nu-York.
Landing Strip değil mi?
On peut s'étendre sur la plage nu.
Sahile çıplak uzanırız.
D'accord, je le note pour après avoir rebâti la nation de l'Air et arrêté mes kidnappeurs.
Tamam. "Yapılacaklar" listeme "Hava Ulusu'nu geri getirme" ve "beni kaçırmaya teşebbüs eden çeteyi alt etme" nin hemen altına yazacağım.
Il anéantira toute la nouvelle nation de l'Air, à moins que tu ne te livres à lui.
Söylediğine göre eğer kendi rızanla ona teslim olmazsan Yeni Hava Ulusu'nu ve destek veren herkesi yok edecekmiş.
Un fou menace de détruire la nouvelle nation de l'Air.
Hapishane kaçkını bir deli var ve yeni Hava Ulusu'nu yok etmekle tehdit ediyor.
Je comprends, le seigneur du Feu a besoin de vous.
Anlıyorum, Ateş Lordu'nu güvende tutmak zorundasınız.
Il se serait livré pour sauver la nation de l'Air.
Yani Hava Ulusu'nu kurtarmak için kendini feda ederdi öyle mi?
Le risque que tu prends pour la nation de l'Air entrera dans l'Histoire.
Hava Ulusu'nu kurtarmak için atıldığın tehlike, nesiller boyu unutulmayacak.
L'équipe Avatar sauvera-t-elle la nation de l'Air et Korra?
Acaba Avatar Takımı, Korra ve Hava Ulusu'nu çok geç olmadan kurtarabilecekler midir?
Nu ai de mancare? - Anton, on va vous aider.
- Anton, haydi dışarı çıkalım.
Je veux dire, même si cela est le cas, vous le savez, nous sommes assez confiants dans ce que nous faisons et nos protocoles et nous pose tout nu, que nous pouvions nous permettre d'engager avec eux.
Yani, durum böyle olsa da, bilirsiniz, yaptığımız şeyle ve protokollerimizle ilgili olarak yeterince kendimize güveniyoruz ve her şeyi açıkça anlatıyoruz bu eleştirilerle başa çıkabiliriz.
Il était nu?
- Çıplak mıydı?
J'essaierai de persuader le garçon nu mais il ne voudra pas.
Çıplak çocuğu da ikna etmeye çalışacağım ama gelmez.
Te rog, nu...
Te rog, nu... *
La photo sous verre. Cul nu.
Çerçevede bir fotoğraf, tamamen çıplaksın.
Au nom de Vin-monopole, je suis très fière de présenter... notre nouveau millésime, et l'homme important derrière tout cela :
Tekel Şarap Kurumu'nu temsil eden alım yöneticisi olarak en yeni şarabımızı ve onun arkasındaki adamı gururla sunuyorum, Johnny Henriksen.
Te voir nu serait, pour moi, jouissant.
Benim için, seni çıplak görmek eğlencelidir.
C'est tout ce que tu lui as dit?
Bu mu? Sadece bu nu söyledin ona?
Trois semaines plus tard, Chabley a attraper son petit ami nu, se baignant avec Dawn dans cette stupide piscine creusé.
Üç hafta sonra Chabley erkek arkadaşını Dawn'nın gömülü havuzunda onunla çıplak bir şekilde yüzerken yakaladı.
Il y a un homme nu dans ta salle de bain, j'espère que c'est ton père, mais si c'est lui que j'ai vu nu, avant de te voir toi, je vais juste rentrer.
Banyonda çıplak bir adam var ve umarım babandır ki bu da demek olur ki onu senden önce çıplak gördüm. Ben eve gidiyorum.
- J'ai loué "sens raffinés". - C'est quoi ton problème?
Duygu İmparatorluğu'nu kiraladım, kahrolası.
Il était nu.
Çıplaktı.
- Tu m'as vu nu.
Beni çıplak gördün.