English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Orégon

Orégon traducir turco

896 traducción paralela
L'Orégon.
Yepyeni bir bölge.
- C'est un pays au-delà de l'Oregon.
Oregon'un da ötesinde bir bölge.
- Il n'y a rien au-delà de l'Oregon.
Oregon'un ötesinde başka toprak yok, bayım.
À l'ouest de l'Oregon, c'est l'océan, à ce qu'on m'a dit.
Bana Oregon'un batısında sadece okyanus olduğu söylendi.
Ce coin est au nord de l'Oregon.
Dediğim bölge Oregon'un kuzeyi.
Il ne doit pas manquer de fourrure dans ce pays au-delà de l'Oregon.
Oregon kuzeyindeki o bölgede de bolca kürk hayvanı vardır.
Il va conduire le convoi de Wellmore jusqu'en Oregon.
Wellmore'un konvoyunu Oregon'a götürecek.
La police de l'État d'Oregon a continué de poursuivre cinq...
Oregon Polisi bugün araştırmalarını...
L'Oregon?
Oregon gemisi mi?
Mais l'Oregon va en Australie.
- Ama Oregon Avustralya'ya gidecek.
Je suis de l'Oregon!
Ben Oregon'luyum.
Je viens des Chutes des Trois Sœurs dans l'Oregon.
Üç kız kardeşler şelalesi, Oregon'luyum.
Tu imagines, moi, Bob Johnson du Johnson County, Oregon, je viens ici et je résous le mystère du Colleur.
Düşünsene, Johnson İlçesi, Oregon'dan Bob Johnson buraya gelip Tutkal Adam meselesini çözüyor.
Oregon. En cèdre rouge.
Oregon kırmızı ardıcı.
Je vais à Medford, Oregon.
Melford, Oregon'a.
- J'ai appelé ce Jackson, à Medford.
Jackson'la telefonda görüştüm, taa Melford, Oregon'dan.
Je l'ai fait venir du fond de l'Oregon.
Onu taa Oregon'dan buraya getirme zahmetine katlandım. Bakalım neler söyleyecek.
À Medford, d'où je viens, on réfléchit avant de se décider.
- Ben Melford adamıyım, Melford, Oregon. Geldiğim yerde karar vermeden önce iyice düşünürüz.
À Medford, d'où je viens, quand on parle, on parle vrai et on peut jurer.
- Ben Melford adamıyım, Melford, Oregon. Sözüm sözdür ve öyle olduğuna göre tabi ki yemin ederim.
On l'a fait venir d'Oregon pour l'affaire Dietrichson.
Onu Melford, Oregon'dan getirttik. Dietrichson davası için.
Vous connaissez l'Oregon?
- Hiç Oregon'da bulundunuz mu bay Neff?
Notre histoire aurait pu avoir lieu dans n'importe quelle autre communauté semblable à celle-ci, ou tout aussi bien en Oregon, dans le Mississippi, en Géorgie ou en Utah.
Öykümüzün temel gerçekleri aslında böyle bir Connecticut toplumunda oluştu ancak Oregon veya Mississippi, Georgia veya Utah, her yerde olabilirdi.
Son père est mort tôt et sa mère s'est remariée.
- Sadece o altı yaşındayken babasının öldüğünü, annesinin tekrar evlendiğini ve yakın zamanda Oregon'a taşındığını anlattı.
- Vous êtes de l'Oregon, M. Donely?
- Oregon'lu musunuz, Bay Donely?
Le capitaine Mello est le meilleur de l'Oregon pour les blessures par flèche.
Kaptan Mello ok yaraları için Oregon bölgesindeki en iyi adam.
L'Oregon est très accueillant.
Size Oregon misafirperverliği göstereceğiz.
Il y a un mois, je suis arrivée de l'Oregon en autobus.
Bir ay önce buraya Oregon'dan otobüsle geldim.
Pendant trois ans, dans l'Oregon.
Üç yıl, Oregon'da.
J'ai fui ma ville dans l'Oregon.
Oregon'da doğduğum yerden kaçmak için buraya kendim geldim.
Je pourrai retourner dans l'Oregon et acheter une maison à ma mère.
Oregon'a, doğduğum yere döneceğim. Annem ve kendim için bir ev yaptıracağım.
Sa dernière victime, William Johnson,
Son kurbanı olan, Oregon, Portlandlı tezgahtar
Un représentant de Portland, Oregon, a été retrouvé hier dans le comté d'Imperial, Californie.
William Johnson, dün Kaliforniya Imperial Country'de ölü olarak bulundu.
Aller en Californie, Oregon, peut-être.
Kaliforniya'ya gidiyoruz, belki de Oregon'a.
Bon, tu veux l'offre?
Pekala, Sana teklifi söyleyeceğim. Oregon.
Et si l'Orégon me déplaît?
Ya Oregon'u sevmezsem? - Seveceksin.
Il est dans l'Oregon.
O da Oregon'da.
Combien y a-t-il de pommiers dans 40 ares?
Oregon'da bir dönüme kaç elma ağacı düşüyor biliyor musun?
Dans l'Oregon, en y réfléchissant tous les deux,
Susan, eğer Oregon'da birçok konuda kafa kafaya verirsek.
Et si vous veniez dans l'Oregon?
Neden bizimle Oregon'a kadar gelmiyorsun?
Pour quoi faire?
Oregon'da ne yapabilirim.
- Vous devez arriver à bon port.
- Ve Oregon'a gitmenizi sağlamaya.
Viens habiter avec nous dans l'Oregon.
Bizi Oregon'a götürüp, sonra da bizimle kalamaz mı?
C'est mieux que ce qu'on trouve en Oregon!
Oregon'daki her şeyden daha iyi.
- De l'Oregon.
- Oregon.
En Oregon, on dirait : "Elle sait ce qu'elle veut"!
Oregon'da sana inatçı kız derlerdi.
En Oregon?
- Oregon'un neresinde? Rogue River mı?
En y réfléchissant, en Oregon... on dirait plutôt... "Riche héritière sait ce qu'elle veut"!
Oregon'da sana zengin, inatçı kız derdik.
Quatre ou cinq jours.
- Beş, altı gün. - Ya Oregon?
- Et l'Oregon?
- Ondan iki gün fazla.
Un simple bûcheron.
Oregon'lu bir keresteci!
Nous étions à Portland.
Portland, Oregon'daydık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]