English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Our

Our traducir turco

572 traducción paralela
C'est notre moment
# This is our moment #
" That our love affair was too hot
# Sonunu bir zerre düşünseydik eğer
J'aí lu "Hístoíre des deux Cítés" d'une traîte. Ie premíer ) our.
O ilk gün "İki Şehrin Hikayesi" ni okudum.
Les avíons anglaís allant vers l'Allemagne passaíent ) our et nuít.
İngiliz uçakları Almanya'ya giderken gece gündüz üstümüzden geçiyorlar.
Le grand problème reste de savoír sí ) e sauraí un ) our écríre bíen.
Bir daha böyle iyi yazabilir miyim?
Aínsí donc íl semble que notre sé ) our ící est termíné.
Ve öyle görünüyor ki, buradaki kalışımız sona erdi.
- This is our new star reporter.
Yeni bas muhabirimiz!
All at once what "happen" as we felt is no more. Our joy has changed to grief.
Çok geçmeden gözyaşlarına dönüşecek olan memnuniyet hissiyle doluyduk... ta ki deniz üzerimize kapanıncaya kadar. "
LES CHEVAUX DE FEU
SHADOWS OF OUR FORGOTTEN ANCESTORS ( UNUTULMUŞ ATALARIMIZIN GÖLGESİ )
Les divisions américaines seront scindées en deux et nous tiendrons le pont sur la rivière.
Schnee Eifel'deki Amerikan bölüğü saf dışı edilecek. Sonra da Our Nehri Köprüsü bizim olacak.
Mais nous devons franchir l'Ahr avant qu'ils n'évaluent l'ampleur de l'attaque.
Düşman sürekli saldırdığımızı fark etmeden Our Nehri'ni geçmemiz gerekiyor.
En surveillant le pont sur l'Ahr.
- Ben sana söyleyeyim. Our Nehri'ni izle.
À quelle heure êtes-vous passés?
Our Nehri'ni saat kaçta geçtiniz?
Des Allemands déguisés en PM tiennent le pont sur l'Ahr.
Amerikan inzibat kılığında Almanlar Our Nehri'ni kontrol ediyor.
des Allemands déguisés en PM tiennent le pont sur l'Ahr.
Amerikan inzibat kılığında Almanlar Our Nehri'ni kontrol ediyor.
Signale que le pont est intact et qu'ils passent en masse.
Our Nehri'ndeki köprünün havaya uçurulmadığını söyle. - Düşman sayısı çok.
On a vu des fûts de carburant flotter sur l'Ahr.
Our Nehri'nde, Alman ikmal kamyonundan düşen yakıt bidonlarının yüzdüğünü gördüm.
Vous n'étiez pas au pont sur l'Ahr?
Our Nehri'ndeki trafiği sen yönlendirmiyor muydun?
C'est la deuxième fois qu'on joue en public.
This is our second gig. This is the second time we've ever played in front of people, man!
" "TO SHARE OUR FOOD" "
# Yemeğimizi neşeyle #
Tels les grains de sable dans le sablier... ainsi s'écoulent Days of Our Lives.
Days of Our Lives aynen kum saatindeki kum gibi.
DE RET OUR DANS 5 MINUTES
"Beş Dakika Sonra Döneceğim"
Notre homme... bien que voyeur... aime se faire remarquer.
Our man, Her şekilde, gizliden bile olsa, Farkedilmeyi seviyor.
On n'est pas dans un feuilleton télévisé!
Ne bu, "Days of Our Lives" dizisi mi?
" A notre Empereur et Roi.
" Dedicated to our Emperor and King.
Je déposerai argent et instructions derrière le monument dans le coin nord-ouest du cimetière de Notre-Père.
Ödemeyi ve talimatları Our Holy Father Mezarlığı'nın kuzeybatısındaki köşede bulunan anıtın arkadasına koyacağım.
Toujours des histoires our les repas our Ie travail
Sen tembel, şikayetçi bir baş belasından başka bir şey değilsin! Görgü tanıklarının karşısında bana tekrar vur. - Ve senden sıkıldım artık!
- Dans le feuilleton télé!
- Televizyondaki. Days of Our Lives.
# Lighting our place oflove #
# Aydınlatır aşkımızın mekanını #
Est-ce qu'il y aura des troubles en ville?
Is there going to be a disturbance in our town?
Cadeau de notre hôte, le grand Commonwealth de Pennsylvanie.
Courtesy of our host, the great Commonwealth of Pennsylvania.
Et bien qu'elles ne se plaignent pas d'avoir été payées...... en bonne monnaie de la puissante Virginie... eh bien, monsieur, elles ont des objections à mourir de faim.
And though they don't complain of our having paid for it in the good dear coin of mighty Virginia well, sir, they do object to starving.
Nous avons jugé préférable d'attendre la division de Johnson.
We decided it was best to wait for another of our divisions, Johnson's. Yes, sir.
Nos troupes ont marché et lutté dur aujourd'hui.
Our troops have marched hard and fought hard today.
Longstreet propose de déplacer notre armée vers la droite... de passer à côté de l'armée fédérale... Et de s'interposer entre Meade et Washington.
You know, General Longstreet proposes that we move our army around to the right and flank the Federal army and interpose between Meade and Washington.
Eh bien... Nous avons tous nos sacrifices à faire, n'est-ce pas?
Well we all have our sacrifices to make, don't we?
- That our flag was still there
Bayrağımız hâlâ oradadır.
On se croirait dans "Days Of Our Lives!"
Pembe dizilerdekiler gibi davranıyorsun!
Allez chercher la pharmacie pour maître Wong.
Goodness, you'd better bring some of our new medicine here. Şu yüze bak.
Alors comment quatre hommes armés ont réussi à passer la sécurité?
Then tell me how four armed terrorists got by our security grid?
Notre amitié est finie!
Our friendship is over.
Our problems seem a world away Close your eyes
Sorunlarımız çığ gibi kapa gözlerini
It s not our last affair
Son değil bizim bu ilişkimiz
Rentre chez toi, Kaiser Bill Ne teste pas notre volonté
# Go home, Kaiser Bill Better not test our will #
Tu nous casses les pieds Rentre chez toi, Kaiser Bill
# We've almost had our fill Go home, Kaiser Bill #
Durant sa carrière, il sut alterner les commandes de studios, des films comme Le Champion et Stella Dallas... et des projets personnels comme Hallelujah, Notre Pain Quotidien, et ce film si singulier,
Ya da kişisel projeleri olan "Hallelujah!" ve "Our Daily Bread" gibi. Ya da en sıra dışı olan bu film gibi. MGM'den Irving Thalberg finanse etmeyi kabul etti.
# Remember Christ our Saviour Was born on Christmas Day,
# Noel'de doğan büyük kurtarıcımız İsa'yı hatırla,
Aujourd'hui le Tsar Nicolas, son épouse Ses filles, son servant, son docteur Attendent dans une pièce du palais our être restaurés et rassemblé
Bugün Çar Nicholas, Çariçe Alexandra üç kızları, doktorları ve hizmetçilerinden geri kalanlar devlete ait bir sandık odasında son yolculukları için beklemektedir.
On va chez moi?
Benim yerim nasıl our?
C'est pas adressé à la télé.
Adresi "Days of Our Lives" değil.
Je serai à l'heure sur l'Ahr.
- Our Nehri'ne vaktinde ulaşırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]