English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Pacey

Pacey traducir turco

883 traducción paralela
Pacey, attends. J'ai besoin de ton aide.
- Pacey, bekle, yardımına ihtiyacım var.
Pacey, je ne dis pas "passe". Ce n'est pas dans mon vocabulaire.
- Pacey, Ben "pass" demem. "Pass" benim sözlüğümde yoktur.
Pacey Witter.
- Pacey Witter...
Vous et Pacey êtes une famille moyenne modeste avec trois enfants.
- Sen ve Pacey düşük gelirli bir orta sınıf 3 çocuklu ailenin ebeveynleri olacaksınız.
Pacey, vous êtes conducteur de bus.
Pacey sen bir otobüs şöförüsün.
Pacey, tu peux laisser tomber ça une seconde?
- Pacey, şunu bir saniyeliğine indirebilir misin?
Tu es conducteur de bus... et je suis vendeuse.
- Pacey, sen bir otobüs şöförüsün, ben de tezgahtarım.
Désolée d'avoir entrepris ce projet, Pacey.
- Üzgünüm. Bu projeyle çok fazla ilgilendiğim için üzgünüm, Pacey.
Non, Pacey. ll y a paresseux et puis il y a toi.
- Hayır, Pacey, sen tembelden bile sonra geliyorsun.
Je suis Pacey.
- Ben Pacey.
- Pacey, hé!
- Pacey, hey!
Ma vie est comme un film de la semaine... et il vaut mieux la laisser en dehors de tout cela, d'accord?
- Bak, Pacey, Haftanın Filmi gibi olan hayatımı bu konuşmanın dışında bırakalım, tamam mı? - Pekala.
Cinq dans une seule pièce?
- Pacey, 5 insan aynı odada.
Moi si, Pacey, et un conseil serait le bienvenu.
- Ben umursuyorum... Pacey. Yani, birkaç tavsiyeye gerçekten ihtiyacım var.
Détends-toi un peu.
- Ah, artistiği bırak Pacey,
Je pensais plutôt à la soirée de Pacey.
- Hayır.Pacey nin verdiği şu rıhtım partisinden bahsediyorum
- Si tu veux que je parte, dis-le.
- Bak, Pacey, eğer ayrılmamı istersen giderim.
Je croyais au moins pouvoir être "le mec qui fait de bonnes soirées"... mais au lieu de ça, je reste "le mec qui rate la biologie". Sauf que j'ai un an de plus.
İyi parti veren bir Pacey Witter olabileceğimi düşünmüştüm, ama hayır, hala o eski biyolojiden çakan Pacey Witter'ım... ama bir yıl daha yaşlandım.
Peut-être que tu es juste "le mec qui se cherche encore".
- Biliyor musun, belki de sen sadece bazı şeyleri anlamaya çalışan Pacey Witter'sındır.
Pacey, j'ai été un ami minable ces derniers temps... et mon oubli est impardonnable, mais je ne t'ai pas rejeté.
- Dinle Pacey, son zamanlarda gerçekten çok boktan bir arkadaş oldum bahanem yok... doğumgününü unuttuğum için ama bu seni önemsemediğim için değil, tamam mı?
- Pacey?
- Pacey?
Ce n'est pas Pacey que tu embrasses.
Öptüğün kişi Pacey değil.
La question est, est-ce que tes lèvres vont-elles enfin rencontrer celle de Pacey?
Asıl soru, sen Pacey'yi ne zaman öpeceksin?
- Bonjour, Pacey.
- Günaydın, Pacey.
Pacey, s'il-te-plait.
Pacey, lütfen.
Joey, ça veut dire pas de refus à embrasser Pacey.
Joey, bu Pacey'yi öpmen gerektiği anlamına geliyor.
Pacey, qu'est-ce que tu fous putin?
Pacey, ne yaptığını sanıyorsun?
Salut, Pacey.
Merhaba, Pacey.
Ce n'est pas une bonne idée, Pacey.
Bu iyi bir fikir değil, Pacey.
Et Pacey, mon ami non-existent.
Ve Pacey, ortalarda gözükmeyen arkadaşım.
Je suis désolé, Pacey, de mon comportement.
Önceki davranışlarım için üzgünüm, Pacey.
Je suis désolé, Pacey.
Üzgünüm, Pacey.
Tu sais, il faut que ça soit comme ça, Pacey.
Bu şekilde olmalı, Pacey.
Ne t'inquiéte pas, Pacey.
Merak etme, Pacey.
C'est Pétasses dans le Jacuzzi.
Bu gelen, küçük hanım McPhee değil mi? Buraya sadece bir film almaya geldim Pacey. Nasıl yardımcı olabilirim?
Autant les appeler Les femmes que Pacey n'aura pas.
Bir düşünsene. Sperminatör, Kemiklerin Aşk Hikâyesi, Küçük Oral Annie...
C'est dangereux, ces discussions.
Aslında hepsinin aynı ismi olmalı : Pacey'nin Beceremeyeceği Kadınlar.
- Tu dois être Pacey.
Tim'le tanışmalısın. Tim! Tim!
- On s'en va. - Non, c'est impoli. S'il te plaît, Pacey...
Ya da, bilirsin, bir ailesi yok ya da belki bir zamanlar vardı ;
Pas tant que tu seras à ma charge.
Lütfen, kimseye bir şey söyleme Pacey.
Ne dis rien à personne, Pacey. Je ne veux pas de ragots sur maman.
Dawson, ben de çok garip bir gece yaşadım.
- Pacey, allez.
- Pacey, hadi. Joey...
Pacey Witter.
- Pacey Witter!
Je suis une amie de Pacey Witter. En quelque sorte.
Ben Pacey Witter'ın bir arkaşıyım.
Comment j'ai pu oublier.
Oh, Pacey çok üzgünüm, Allahım.
Pacey.
- Pacey!
J'ai oublié l'anniversaire de Pacey.
- Pacey'nin doğumgününü unuttum.
Je dois y retourner.
Geri dönüp Pacey ile konuşmam lazım.
- Fais pas ta poule mouillée, Pacey.
- Beni boşver şimdi Pacey.
- Dont celui...
Sen Pacey olmalısın.
Comment va notre client solitaire?
Kim? Pacey. Onu hiç görmedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]