Translate.vc / francés → turco / Pains
Pains traducir turco
672 traducción paralela
Et il dansa, avec les petits pains.
Patenlerle dans etti.
- Et des petits pains.
- Bir de dürüm var.
Une tasse de café, des petits pains et des œufs au plat.
Bir fincan kahve, dürüm ve yumurta.
Le public les achète comme des petits pains.
Halk, bunları gözleme alır gibi alıyor.
Ils sont partis comme des petits pains.
Peynir ekmek gibi gitti maşallah.
- J'aime pas les petits pains.
- Top kek sevmem.
On a eu des pains au lait! Aux raisins.
- Kahvaltıda kek vardı, hem de kara üzümlü.
6 pains. Et une tarte.
Bir de turta, çok ezik olmasın!
Des petits pains. La moitié d'un homard. Du caviar, venu de Russie.
Birkaç francala Maryland'in kıyılarından gelen yarım porsiyon ızgara ıstakoz kızarmış istiridyeler uzaklardaki güneşli Rusya'nın havyarı ve güzel Fransa'nın dağ manastırlarının kaşar peyniri.
Ce salaud, il avait même des petits pains.
Ne utanmaz adam! İçeride kekler var!
PETITS PAINS
"Leziz Çörek"
Quand le révérend Penniman a parlé des pains et des poissons, c'est comme s'ils étaient là, devant moi.
Papaz Penniman, somun ve balık üzerine vaaz verdiğinde önünde belirirlerdi sanki.
Des petits pains frais.
Taze simit de var.
Prenez des petits pains aux haricots.
Hadi kırmızı fasulye çöreği yiyelim.
Je fais des petits pains.
Harika bir ekmek yapıyorum.
5 000 hommes n'ont-ils pas été nourris avec cinq poissons et deux malheureux petits pains?
Ya 5000 kişinin beş küçük balık ve iki minnacık somunla beslendiğine?
30 moutons, 10 pains par repas, ce n'est rien pour lui!
Bir oturuşta 30 koyun, 10 somun ekmek. Dişinin kovuğunu doldurmuyor.
Voilà deux petits pains pour faire un sandwich.
Her birinize de birer somun ekmek.
Si tu es Fils de Dieu, dis que ces pierres deviennent des pains.
Tanrı'nın Oğluysan, söyle de şu taşlar ekmek olsun.
Il entra dans la maison de Dieu et mangea les pains de l'offrande que personne ne pouvait manger, qui étaient réservés aux prêtres.
Yanındakilerle birlikte Tanrı'nın evine girip yenmesi yasak olan,.. ... ancak kahinlerin yiyebileceği adak ekmeklerini yediklerini?
saucisses, petits pains...
Sosisliler, ekmekler, ve...
"Il a apporté deux pains."
iki büyük kepekli ve dilimlenmiş bir beyaz ekmek bıraktı.
Passe les petits pains!
Bisküvileri gönder!
60 g de beurre, 250 g de margarine, 60 g de thé, 125 g de sucre, 2 oeufs, 1 / 4 de litre de lait, 125 g de viande, 2 miches de pains, une livre de pommes de terre et 60 g de lard.
Bununla, 60gr tereyağı, 500gr margarin, 60gr çay, 250gr şeker... iki yumurta, varsa 250 ml süt,... 250gr et, iki somun ekmek... varsa 1kg patates... ve 60gr jambon'dan oluşan... haftalık temel istihkakınızı alabilirsiniz.
Voilà de la soupe de champignons et des petits pains!
Sana biraz mantar çorbası ve sıcak kurabiye getirdim.
J'avais mis des pains de viande au four.
Efendim, fırınlara et koydum.
Toasts ou petits pains?
Sıcak kızarmış ekmek mi, tereyağlı çörek mi?
Vous êtes habitué aux petits pains.
Sizde hep soğanlı çörek vardı.
Je suis le bagel parmi les petits pains!
Soğanlı çörekler tabağında Yahudi çöreğiyim!
Apportez-moi des petits-pains de gruau, du cacao et'Le Gaulois'.
Bana biraz kızarmış ekmek ve kakao getirin.
Il y a des pains au lait et du brocoli détaxé, et des biscuits d'Eccles.
Ekmekleri ve brokolileri çok taze. Ekler pastası da var.
Quelques pains de savon, pour la mousse.
Kafa yapması için bir kaç kalıp sabun katarsın.
Et je prends des petits pains beurrés pour le thé
# Çayla beraber tereyağlı pide yerim #
Et il prend des petits pains beurrés pour le thé
# Çayla beraber tereyağlı pide yer #
Des pains de glace, ça rapporte combien?
buz işiyle bir fabrika nasıl döner?
Remplis les sacs et couvre-moi ça avec le sac à pains.
Sadece torbaları doldurup üzerlerine birkaç ekmek koy.
- Des petits pains.
- Ekmek.
- T'as oublié les petits pains?
- Ekmekleri unuttun mu?
sept pains, 9 kg de patates, 300 grammes de thé, un sachet de porridge, - deux boîtes de cornflakes. - Gardez l'espoir.
Yedi tane somun ekmek, on kilo patates 100 gram çay, bir paket yulaf lapası iki paket mısır gevreği.
Il me dégoûtait déjà, cet égoïste, avalant d'innombrables petits pains beurrés.
Onu okuldan hatırlıyorum. Düzinelerce terayağı topağını silip süpürerek beni iğrendirmişti.
Ces tenues vont se vendre comme des petits pains.
Sizin giysileri seyrediyordum. Kapış kapış gider bunlar.
Tirer des pains de maïs dans un pré ne nous fait pas avancer.
Bir çayırda mısır ekmeğine ateş etmek bize yardımcı olmaz.
Pourtant, l'eau me monte à la bouche quand je pense aux pains de maïs de Chen Li frits avec une bonne ration de graisse de raton laveur.
Şüphesiz ağzımı sulandıran bir şey var : Chen Lis'in ayı yağında kızartılmış mısır ekmeği.
Petits pains!
Yengeçli poğaça!
Surveille ces petits pains, les laisse pas brûler.
Gözün ekmeklerde olsun. Yanmasınlar.
C'est parti comme des petits pains.
Hepsini sattım.
Tiens, prends ces petits pains.
Çörek ye biraz!
Je vous mets des petits pains dans un sac.
Hemen birkaç çörek paketlerim, gidersiniz, tamam mı?
Ce récipient de 2 litres conserve les pains pour hot-dog frais pendant des jours.
Bu yarım galonluk "Seals-M-Rite" kabı sosisli ekmeği günler boyu taze tutar.
Avec 5 pains et 2 poissons?
Yalnızca beş ekmek ve iki balığımız var.
- Celui avec les pains.
- Ekmeği.