Translate.vc / francés → turco / Paradise
Paradise traducir turco
601 traducción paralela
Oui... Un Paradise.
Evet, cennet kokteyli.
La chance nous a permis de boire quelques gouttes de Paradise.
Şans, cennet kokteylinden bir kaç damlayı bahşetti bize.
PARADIS DÎNER DANSANT
PARADISE YEMEK - DANS
Retrouvez-moi au Paradise Roof dans 20 minutes.
20 dakika sonra Paradise Roof'a gelir misin?
"Si près du paradis"?
- "So Close To Paradise"'tan mı bahsediyorsun? - Hı-hı.
Si près du paradis
# So close to paradise #
Chasser la grouse, pêcher le saumon, se baigner, pique-niquer à Pig's Paradise.
- Keklik avlamak, somon balığı tutmak Kiloran koyunda yüzmek, Domuz Cenneti'nde piknik yapmak.
J'étais à Plaines du Paradis.
Paradise Flat'e gittim oradan geliyorum.
Plaines du Paradis deviendra une vraie ville au lieu...
Paradise Flat gerçek bir şehir olacak, küçük bir...
Écoute, je dois passer quelques jours... à Plaines du paradis pour affaires.
Dinle, birkaç gün iş nedeniyle burada Paradise Flats'de olacağım.
Et pour la première fois à Paradise Beach, ils lutteront dans un ring rempli de poissons!
Ve Paradise City'de ilk defa... içi balık dolu bir ringde güreşecekler.
Un courrier de la patrouille de Paradise River est arrivé.
Paradise River devriyesinden bir kurye geldi.
C'est Tyree et la patrouille de Paradise River!
Bunlar Tyree ve Paradise River devriyesi.
Sergent, allez rejoindre notre patrouille à Paradise River.
Çavuş, gidip Paradise River'daki devriyeyi alın.
Mais j'ai laissé Cohill à Paradise avec deux escouades!
- Haydi Mac, sana anlatmadı mı? Cohill'i Paradise River'da iki mangayla bıraktım!
- Primrose Paradise
- Çuhaçiçeği Cenneti.
Il y a un bon film au cinèma Paradise.
Loew's Paradise'da iyi bir film var.
Le cinéma Paradise!
Loew's Paradise!
Voici un morceau joué par l'orchestre du Paradise.
Bu sefer Anna'nın Pizza Cenneti'ndeki çocuklardan. Eski bir parçanın yeni düzenlemesi.
Vous sortez à Barstow, en passant par Warm Springs... Paradise Valley et Climax.
Barstow'a gidiyorsun, Warm Springs yolundan Cennet Vadisi'ne ve Climax'e varıyorsun.
C'est un club, le Paradis.
Orası bir bar. İsmi de Paradise Cove.
Tu connais une boîte appelée "Le Paradis".
Paradise Cove diye bir bar hakkında bir şey biliyor musun?
Les filles ne manquent pas au "Paradis", d'habitude.
Paradise'da genellikle boşta bir sürü kız olur.
Appartement de Carol Hanocheck, serveuse intermittente au cabaret Bird of Paradise.
Carol Hanichek'in dairesi. Carol, Bird of Paradise Gösteri Evi'nde garsonluk yapıyor.
Paradise Road.
Paradise Caddesi.
C'est où, ça?
Bu Paradise Caddesi nerde?
Faut passer par Paradise, waldo, Lucas, pour y arriver.
- Waldo'dan ve Luray'den geçiyoruz... Luray mi?
A présent, il cherche une musique interplanétaire... qui inaugurera son Xanadu... son Disneyland, le Paradise... le suprême palais du rock.
Şimdi yeni bir sound arıyor, kendi Xanadu'sunu, Disneyland'ını Cennet'i, en büyük rock sarayını açmak için.
le Paradise.
- Cennet. - Biliyorum.
La musique pour l'ouverture du Paradise.
Bunca yıl sonra sonunda buldum. Bu yaratık Cennet'i mi açıyor?
- Le Paradise ouvre avec ma cantate?
- Cennet'i benim kantatımla mı açıyor?
Vous les verrez vendredi soir pour l'ouverture du Paradise.
Cuma gecesi, onları Cennet'in büyük açılışında görebilirisiniz.
Tu as détruit ton visage, ta voix... et maintenant tu veux détruire le Paradise.
Sesini, yüzünü yok ettin. Şimdi de Cennet'i yok etmeye çalışıyorsun.
Elle chante ta cantate et j'ouvre le Paradise.
Sen kantatın için doğru şarkıcıyı almış olacaksın, ben Cennet'i açacağım.
Nous enregistrons au Paradise... vendredi soir, en direct, pour les Disques Death.
Cennet'te kaydedeceğiz, Cuma günü. Death Label canlı.
Le Paradise est plus magnifique que mes rêves.
Cennet düşlediğimden çok daha harika bir yer.
Le Paradise commence à peine.
Bu başlangıç.
Et si tu fais peur... à qui que ce soit au Paradise... tu ne la reverras plus.
Eğer etraftakileri böyle korkutmaya devam edersen bir daha Phoenix'i göremezsin.
- "Paradise". - Le premier de Diamond et Wheeler. - Formidable!
Cennet'i seyredeceğiz, ilk müzikal Diamond ve Wheeler'ın birlikte yaptığı.
Ned préfère "Paradise".
Bununla birlikte sanırım Ned Paradise'ı yeğler.
Il y a un dépannage â { y : i } faire, 18, rue du Paradis.
Paradise Sokağı, 18 numarada bir iş var.
Chez le Dr Gilbert, je répète rue du Paradls.
Dr. Gilbert'ın evi, tekrar ediyorum Paradise Sokağı...
SHADOWS IN PARADISE
CENNETTEKİ GÖLGELER
Bienvenue à Paradise City, capitale de la "Planète de la paix galactique".
Barış Gezegeni'nin başkenti Cennet Şehri'ne hoş geldiniz.
On reçoit une transmission de Paradise City. À propos de nos intentions.
Cennet Şehri amacımızı öğrenmek istiyor.
Paradise City, boostez l'émission.
Cennet Şehri, gücü arttırın.
Paradis. Oh, "Le Paradis perdu".
Oh, Paradise Lost.
Tu vas vers Paradise Road?
Paradise Caddesine mi gidiyorsun?
Paradise Road?
Paradise Caddesi mi?
Que cette larve ouvre le Paradise? Pas lui, la musique.
Hayır o değil.
Ca fera l'ouverture du Paradise.
- Bununla Cennet'i açacak.