English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Parfum

Parfum traducir turco

3,375 traducción paralela
Ces escaliers mènent à la salle bleue, qui abrite la production de Puressence, notre parfum vedette.
Bu merdivenler, bizim marka kokumuz olan "Rackham'ın Saflığı" nın üretildiği mavi odaya çıkıyor.
Tout! J'ai changé de parfum, - je l'ai emmailloté.
Altını değiştirdim, gazını aldım, kundakladım.
Ce que tu vas faire, c'est lui proposer un rendez-vous et essaye de savoir c'est quoi son parfum de glace préféré?
Ne yapacaksın yani? Onunla buluşup, favori dondurmasının ne olduğunu mu anlamaya çalışacaksın?
Le parfum!
Ver şundan.
et portera jusqu'à nous le parfum d'une nouvelle terre...
- Ve bize vaat ediyor... - Ve bize vaat ediyor... - Yeni bir toprak kokusu.
Ensemble, nous ferons éclore un ciel... qui refermera nos plaies et portera jusqu'à nous... le parfum d'une nouvelle terre...
Beraberce bir cennete düştük, Yaralarımızı saracağımız. Ve bize vaat ediyor, Yeni bir toprak kokusu.
C'est le même parfum que l'amande.
Badem gibi kokar.
Parfum.
Parfümü unuttun.
- J'ai été aspergé de parfum.
AVM'ye gitmiştim. Parfüm denettiler.
Comme le parfum?
Erkek parfümü gibi, değil mi?
Quel parfum?
Şu üretilenler nedir tam olarak?
Tu t'es mis du parfum? Pardon, c'est le vôtre.
Parfüm mü sıktın?
C'est quoi ce parfum?
- Bu koku ne?
Et dire que je pensais que tu portais du parfum bon marché...
Ben de geçen gece ucuz bir parfüm kullandığını sanıyordum.
À chaque arrêt, je me suis brossé les dents, lavé le visage et mis quelques gouttes de mon parfum.
Hey, ben her kahve için durduğumuzda dişlerimi fırçaladım, yüzümü yıkadım ve özel kokumdan sürdüm.
Ouais, parlons-en, de ton parfum.
Evet, şu senin özel kokuna gelelim.
Ça le rend pas moins alléchant. Mettez-moi au parfum.
Evet, ama nefis bir yavru.
Décomposition, le nouveau parfum de Jean-Paul Gaultier.
Analiz, John Paul Gauthier'den yeni koku.
Le parfum ne veut rien dire.
Losyon herhangi birinin de olabilir.
Toi, tu mets tellement de parfum qu'il faut un masque à gaz pour survivre.
Tamam, çok fazla parfüm sıkıyorsun, hayatta kalmak için gaz maskesine ihtiyacın var.
Le nouveau parfum de Serge Sanchez, Man Power.
Serge Sanchez'in yeni parfümü, erkek gücü.
Tout ça pour acheter du parfum à l'aéroport?
- Ayakkabıların kirlenmesin aman. - Sırf havalimanında birbirinize parfüm alacaksınız diye benim kalbimi kırıyorsunuz.
Mettez-moi au parfum...
Lütfen cevap ver.
J'aurai pris un autre parfum comme fraise qui est mon préféré.
Dondurma yiyebilseydim, en sevdiğim meyve olan..... çilekliden yerdim.
C'est son parfum, "Eternity".
Bu da parfümü, "Sonsuzluk".
Parfum d'ambiance.
Koku gidericiler.
Notre chambre puait la laque à cheveux, le parfum et la cigarette.
Ev, saç spreyi, parfüm ve sigara kokardı.
En plus, le parfum pâte à gâteau.
Ona dövülmüş kek yediğimi söyleme sakın.
T'as pris quel parfum?
Peki nasıl bir duyguydu?
Hé bien, cela pourrait expliquer l'odeur de parfum.
Parfüm kokusu şimdi anlaşıldı.
" Tu répands le parfum sur ma tête, ma coupe est débordante.
" Başımı yağla mesh edersin ; kâsem taşkındır.
Je n'ai pas de parfum, ces talons sublimes sont loin d'être rares.
Parfüm sürmüyorum topuklular desen, neredeyse eşi benzeri yok.
Un milkshake à un meilleur parfum.
Milkshake için daha iyidirler.
Une odeur de vin et de parfum bon marché
İçerisi şarap ve ucuz parfüm kokuyor.
Un sorte de parfum à la Matthew McConaughey.
Genel bir Matthew McConaughey tarzı.
"Délicieuses airelles séchées infusées au parfum bacon."
Harbiden neymiş bu ya? " Gerçek pastırma çeşnisiyle harmanlanmış lezzetli kızılcıklar.
Comment tu peux te concentrer avec Naomi la succube, et son délicieux parfum?
O Naomi denen seksi şeytan ortalıkta dolaşırken, mis gibi kokarken nasıl konsantre olabiliyorsun ki?
Sainte Mère de Dieu. Quel est ce parfum?
Tanrı aşkına, ne kokuyor böyle?
Est-ce mon parfum?
Beni parfümüm mü ele verdi?
Ah. le parfum Juicy.
- Özlü parfüm. Yeğenim bundan taşıyor.
Il retrouve sa femme dévouée... et tout le monde est au parfum sauf lui.
Babam eve geliyor, sadık karısı ve herkes bu sırra dahil, babam hariç.
Ne prends pas de risque. Choisis le parfum.
Güvenli oyna.Parfüme git.
Parfum!
Parfürm.Vay!
D'accord, disons que tu vas acheter de la gelée dans un magasin, est-ce qu'un parfum est meilleur qu'un autre, ou est-ce que toutes les gelées ont le même goût?
- Tamam, diyelim ki jöleli tatlı almak için markettesin. Diğerlerinden farklı aroması olan bir tatlı var mı? Yoksa hepsi aynı mıdır?
C'est un nouveau parfum ou un zeste de jalousie?
Peki, nasıl oldu, yeni bir kolonyadan mı yoksa sadece kıskançlık hissi mi?
Surprenant que tu ne reconnaisses pas le parfum de ta femme. Je sais.
Seni şaşırttım eşinin parfümünü tanıyamadın.
Inutile que Jin soit au parfum.
Jin'in bunu öğrenmesi.
C'est une glace parfum crevette?
Karidesle lezzetlendirilmiş dondurma mı bu?
Je me fous de votre parfum préféré.
Niye tesekkür etmeyelim ki?
Essaye ça. "Préparation-H parfum rose pour femme?"
"Kadınlar için gül özlü basur merhemi" mi?
- J'aime pas ton parfum préféré.
Çok sevdiğin parfümünü aslında hiç sevmiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]