English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Pauli

Pauli traducir turco

80 traducción paralela
A 11 h45, il l'a emmenée à l'hôtel St Pauli, où il l'a assassinée.
23 : 45'te onu St Pauli Oteli'ne götürdü ve onu orada öldürdü.
Une St Pauli Girl.
Bir "St. Pauli Girl".
Dans les saunas de L.A., dans les bars de St-Paul, à Hambourg.
Los Angeles'taki saunalardan tut da Hamburg'da Aziz Pauli'deki en basık barlara kadar.
Saint-Pauli est le quartier chaud d'Hambourg.
Almanya Hamburg'un St. Pauli bölgesi genelev mahallesidir.
Que crois-tu qu'une fille de Saint-Pauli fasse le soir?
Yani St. Paul'li bir kızın önlüğünü giyip iş tuttuğunu mu söylüyorsun.
Avez-vous déjà entendu parler de l'effet Pauli, Lieutenant?
Pauli Etkisini bilir misiniz, teğmen?
Le Dr Wolfgang Pauli était un physicien terrien du début du 20e siècle.
Dr. Wolfgang Pauli 20. yüzyılın sonlarında bir fizikçiymiş.
C'est devenu un sujet de plaisanterie qu'on a appelé "l'effet Pauli".
Bu diğer doktorlar arasında alay konusu olmuş ve Pauli Etkisi ismini vermişler.
- L'histoire raconte qu'un jour, du matériel expérimental de pointe extrêmement coûteux a explosé mais Pauli n'était pas présent.
- Derler ki, bir gün aşırı derecede hassas ve pahalı bir donanım parçası patlamış. Ama o orda değilmiş.
Et pour la premiêre fois, on avait la preuve que l'effet Pauli n'était qu'une légende.
Böylece ilk kez Pauli Etkisinin gerçek olmadığına dair kanıtları olmuş.
Jusqu'à ce qu'on découvre qu'exactement à l'instant de cette explosion, il se trouvait dans un train qui passait devant le laboratoire.
Ta ki, tam alet patladığı anda Pauli'nin trenle laboratuarın önünden geçtiğini öğrenene kadar.
L'effet Pauli.
Hemen vurun.
Celui-là est celui de Paulie, celui-ci est le mien, et celui-là est le tien!
Bu Pauli'nin, bu benim, ve... bu da senin.
Mais je ne comprends pas bien comment la répulsion de Pauli est inversée.
Pauli itme gücünün nasıl tersine döndürüldüğünü pek anlayamadım.
De l'abbey de la Sainte Mousse
Aziz Pauli Girl Katedrali. [5]
Femme de ménage dans un sex-shop, ça paie pas le loyer et les études du petit.
Sanıyor musun, milletin temizliğini yaparak bu evin Pauli'nin okul masraflarını karşılayabileyim?
Descends le petit à Tomás, qu'il ne voie rien de louche.
Pauli'yi gönder aşağıya Tomas'ın yanına, haberi olmasın bir şeyden.
Va dans la chambre.
Pauli, sen banyoya git bakalım.
Cause normalement, merde!
Dilimizi konuş Pauli, o ne demek?
J'étais scié quand Paulie m'a appelé pour m'annoncer son mariage.
Pauli beni arayıp evleneceğini söylediğinde inanamadım.
Paulie, tu te rends compte?
- Pauli gibi insanlar bilirsin.
Où est Paul? Il devait venir.
Pauli nerede dostum?
Ton frère a toujours été un peu con.
Bak Pauli senin ağabeyin, her zaman pisliğin teki olmuştur. Öyle değil mi?
Tu sais que Paulie se marie?
Hadi. Pauli'nin bu hafta evlendiğini biliyor muydun?
Félicite Paulie et Sue pour moi.
Pauli'ye sevgilerimi sun olur mu?
Je vais pas très bien.
Zor zamanlar geçiriyorum Pauli.
Et toi, Paulie, tu penses qu'on fait une bêtise?
Sen ne düşünüyorsun Pauli? Sence hata mı yapıyoruz?
Que ressens-tu, toi?
Nasıl hissediyorsun Pauli?
Si tu fais ça par obligation, tu peux laisser tomber.
Eğer bu zorunluluktan yaptığın bir şeyse unut gitsin Pauli.
Alors tu peux m'expliquer ce qu'on fabrique?
Burada ne yapıyoruz Pauli?
C'est pas une partie de poker qui se joue dans mon bide.
Karnımın içinde de kağıt var Pauli.
- D'accord.
- Tamam Pauli.
Allez, Paulie! Vas-y, Paulie!
- Hadi Pauli, Pauli.
Julianna, c'est Paulie.
Alo? Hey Joanna ben Pauli.
D'accord, si je le vois, je lui dis.
Tabi Pauli. Görürsem söylerim.
Je veux pas le ramener chez lui.
Onu eve böyle götürmek istemiyorum. Pauli'yi aradın mı?
Il a autre chose à foutre.
- Pauli'yi bununla uğraştıramam.
C'est bien, ce que tu as fait.
Gerçekten iyi yapmışsın Pauli.
Salut, Paulie.
Hey Pauli merhaba.
Demande à Paulie.
Pauli'yle konuş.
On vient de recevoir les résultats de l'I.R.M. de Paul, et j'ai parlé au Dr Straley.
SANTA MONICA Pauli'nin tomografi sonuçları geldi, ve Dr. Straley'le görüştüm.
Je suis douée... pour être la femme de Paul.
Harika olduğum şey, Pauli'nin karısı olmaktı.
Paulie m'a dit que tu attendais là... { \ pos ( 192,205 ) } Je sais que tu sais que je vois quelqu'un.
Pauli burada beklediğini söyledi ve... Biriyle görüştüğümü bildiğini biliyorum.
D'accord.
- Pauli'yi okula bıraksam mı?
Qu'est-ce que tu fais, aujourd'hui?
Ne yapıyorsun bakalım bugün, Pauli?
Qu'est-ce que tu dis, Pauli?
- Ne?
Ça va pas, non?
Hey, Pauli ne oluyor?
- À Paulie.
TC ve Pauli'ye.
C'est essentiel qu'on le fasse.
Hey Pauli unutma.
Vas-y, Paulie, assure!
- Hadi Pauli!
Savoure-la, Paul.
Tadını çıkar Pauli!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]