Translate.vc / francés → turco / Pen
Pen traducir turco
358 traducción paralela
- Lillian Penrose?
Lillian Pen...
Nan, je vous pen prie.
Nan, lütfen...
Pen of America à pointe rétractable et remplissage automatique, une ceinture... un chapeau tropicalisé.
Ucu içine çekiliyor ve dolduruşu otomatik olarak yapılıyor. Okyanus liflerinden bir kemer. Tropikallerden bir şapka.
Pig-Pen, tu es le seul â soulever un nuage de poussière sous une tempête de neige.
Pigpen, tipide toz bulutu kaldırabilen tanıdığım tek insansın.
Pig-Pen, l'aubergiste, c'est toi.
Pigpen, sen hancısın.
N'oublie pas qu'elle s'occupait de ta mère et de ta tante Pen autrefois. - Je sais.
Unutma, bir zamanlar annenin ve teyzenin de dadısıydı.
Je veux dire, mon cœur peut lâcher à tout moment. On ne peut pas marcher main dans la main avec la mort... sans, je dirais, ressentir quelque chose. - Allo Pen.
Kalbim her an tekleyebilir ve hiçbir şey hissetmeden ölümle kol kola yürüyebilirsin.
- Cher Bill.
- Selam Pen.
- C'est un vent maladif. - Pen!
- Her şerde bir hayır vardır.
- Pen, tu vas rester pour dîner? Non Bill.
- Pen, yemeğe kalacak mısın?
Est-ce que tante Pen est malade? Oui.
Pen teyze hasta mı?
C'est si gentil à vous Mlle Pen.
Çok anlayışlısınız Bayan Pen.
- Allo tante Pen.
- Selam Pen teyze.
C'est une histoire entre Maître Joey et moi Mlle Pen.
Kaygılanmak mı? Küçük Bey'le benim aramdaki bir konu, Bayan Pen.
Ça ne fait rien Mlle Pen.
Sorun değil Bayan Pen.
Oui Mlle Pen.
Peki Bayan Pen.
- Mlle Pen. - Nanny, mon sac.
Bayan Pen.
Il n'y a personne en bas sauf tante Pen et elle ne me croit pas.
Pen teyze dışında kimse yok aşağıda, o ise bana inanmıyor.
Vous avez entendu votre tante Pen.
Pen teyzeni duydun.
Désolée Mlle Pen.
Özür dilerim Bayan Pen.
Je peux m'arranger seule. - J'aimerais vous aider Mlle Pen.
- Yardım etmek istiyorum Bayan Pen.
Bonne nuit Mlle Pen.
İyi geceler, Bayan Pen.
Maître Joey n'est pas un bébé Mlle Pen.
Küçük Bey bebek değil, Bayan Pen.
Mlle Pen?
Bayan Pen.
Vous voyez le mal que vous vous faites Mlle Pen?
Bakın, ne yaptınız kendinize Bayan Pen!
Je suis vraiment désolée Mlle Pen. Mais je ne peux pas, n'est-ce pas?
Çok üzgünüm Bayan Pen, ama yapamam, değil mi?
Vous savez Mlle Pen?
Biliyor musunuz Bayan Pen...
Vous voyez Mlle Pen... être une gouvernante c'est basé sur la confiance.
Demek istediğim Bayan Pen, dadılık güvene dayanır.
Vous auriez compris Mlle Pen.
Anlardınız Bayan Pen.
Si, au lieu de "Love Machine", on l'appelait... Boule puante?
Hey Duck, şu Love Machine'in adını Pig Pen olarak değiştirsek mi, ne dersin?
Je veux pas le savoir... Boule-Puante!
Ne kadar uğraştığın umurumda değil, Pig Pen.
T'es pas encore sur le point de me doubler!
Beni arkana alamazsın, Pig Pen.
Faut que tu m'invites!
Benim yemeğimi sen ısmarlıyorsun, Pig Pen.
Son nom, c'est Boule-Puante.
Bayan, adı Pig Pen.
Love Machine, c'est son anniversaire, sois pas collant.
- Oh Pig Pen, affedersin Love Machine. Bugün Duck'ın doğum günü. Adamı biraz rahat bırak.
Regarde dehors!
Hey Pig Pen, dışarı baksana dostum.
Boule-Puante!
Pig Pen.
Le Duck à Boule-Puante.
Ben Duck, Pig Pen.
Je te suis à la trace!
Ben sadece senin kokunu takip ediyorum Pig Pen.
Boule-Puante... si on lui faisait une fleur?
Baksana Pig Pen, bence bugün bir ödülü hak etti. Ne dersin?
T'as un flic dans ton collet! Sacrée prise!
Pig Pen, kancana büyük bir balık takıldı.
- Là-bas, à "Stylo et Crayon".
- Pen and Pencil'ın arkasında.
Si ce n'est pas Pen Pal Morrison.
Bu Pen Pal Morrison değilse eğer.
Salut, Pen Pal.
Merhaba, Pen Pal.
Il n'a jamais utilisé que l'U.S. Mail.
Pen Pal'ın kullanacağı tek şey U.S. postası.
La chambre où elle s'est pen... où elle est décédée.
Bu, odasındaki giysi dolabı. Gençliğini geçirdiği ve vefat ettiği oda.
- J'espère que t'as joui, Penny.
- Umarım kurtarırsın, Pen.
Musée Tuol Sleng Phnom Pen, CAMBODGE
Tuol Sleng Müzesi Phnom Pen, KAMBOÇYA
Tu le sais bien Pen.
Bunu biliyorsun Pen.
- Mlle Pen.
- Bayan Pen...
Mais Mlle Pen.
Bayan Pen.