Translate.vc / francés → turco / Performance
Performance traducir turco
1,346 traducción paralela
Votre performance insultante ne me ressemblait pas.
Performansının benimle alakası yoktu, üstelik de gayet saldırgandı.
Je vois que ça va être une performance glorieuse.
Görkemli bir performans olacağını söyleyebilirim.
Vous allez voir une performance originale.
Orijinal bir sokak performansı görmek üzeresiniz.
Joli performance aujourd'hui
Bu gün için güzel performans.
Et, inutile de dire, il a été assez ravi de votre performance.
Söylemeye bile gerek yok. Performansınızdan oldukça memnun oldu.
Tony, comment évaluez-vous votre récente performance en tant que chef d'équipe?
Tony, takım lideri olarak performansını nasıl değerlendirirsin?
A ma dernière performance.
Son gösterimin şerefine.
Et donc, en une seule performance, le meurtre de ce soir sera commis à mains nues!
Ve şimdi de tek seferde bir oyun. Bu gecenin katli gerçekleşecek.
On a fait un super concert. Mais je n'étais pas si pressé d'accomplir ma prochaine performance.
Muhteşem bir performans ortaya koymuştuk ama sıradaki performansımı düşünemiyordum bile.
Donc, quand un sport tient compte de la chance, répétée d'un coup à l'autre, une analyste statistique peut isoler et mettre en relief la performance humaine.
Eğer sporda şansa dayalı atletik özelliklerin arka arkaya devam ettiğini görürseniz, istatistiksel bir analiz insan performansını yalıtıp gözlemleyebilir.
C'est toute une performance.
Etkileyici bir gösteri.
Tout dépendra de sa performance.
Her şey erkeğin gösterisine bağlı.
Passons au sujet suivant. Notre cher ami et voisin, Kirk, souhaite avoir un permis pour faire une performance appelée "Kirk en boîte" sur la place du village.
Sevilen dostumuz ve komşumuz Kirk Kutuda Kirk isimli sanat eserini kasaba meydanında sergilemek için izin istiyor.
Ce n'est pas une performance, c'est un exploit d'endurance, un essai pour dépasser les limites des capacités humaines.
Bu bir sanat sergisi değil. Dayanıklılık becerisi,.. ... insanın olasılıklarının sınırlarını zorlama girişimi.
Jolie performance là-bas.
Güzel bir gösteriydi.
Jeff... a une performance bien supérieure à la tienne depuis depuis ans.
Jeff, açıkcası 3 yıldan beri... senden fazla para kazandırmış.
Mais pour la performance?
Peki ya performansım?
J'ai vu ta petite performance dans l'émission de Lara Cumberland.
Lara Cumberland'la sohbetini izledim.
- C'est juste une performance.
- Hadi, çok güzel olacak. Ne dersin?
Nous savons que ta performance était bien en deçà de ce dont tu es capable.
Yapabileceğinin altında bir performans sergilediğini ikimiz de biliyoruz.
Et si la performance passée est un indicateur, alors tu as probabilistiquement raison.
Ayrıca geçmiş performansın bir gösterge ise olasılıksal olarak haklısın sen.
Écoutez, O'Hara. Étant donné votre mince et maladroite performance et le fait que c'est désormais une affaire d'homicide peut-être que je devrai m'en charger.
Hafif yavan performansına bakılınca ve direkt olarak cinayete atladığımız için...
Monsieur, puis-je dire que j'ai absolument adoré votre performance?
Efendim, performansınız beni benden aldı adeta diyebilirim.
J'ai été distrait par votre sublime performance.
Senin güçlü performansın Karşında dağıldım.
Le médiateur transmet sa recommandation au juge en se basant sur les témoignages et ta petite performance n'a pas aidé.
Arabulucu, hakime vermek üzere tavsiyename hazırlar. Verdiğin ifadene ve burada sergilediğin performans hiç yardımcı olmayacak.
Mais le fait que tu nous aies attiré ici pour ta petite performance et puis que tu impliques tous les autres dans ton jeu, cette arrogance est pourquoi je ne te fais plus confiance depuis des années, et pourquoi je ne te ferai plus jamais confiance.
Ama işin özünde hepimizi buraya bu küçük performansını izlemeye çağırıp oyununa hepimizi alet ettin. Bu kendini beğenmişliğin sana olan güvenimi yıllar önce kaybetme nedenindi. Ve artık sana bir daha asla güvenmeyeceğim.
Au fait, Earl... au sujet de ma performance, c'est bien ou j'en fais trop?
Ama Earl performansım nasıl, iyi miyim, yoksa zorluyor muyum?
Belle performance, bébé.
Başarılı bir performanstı, hayatım.
La chose la plus importante est votre performance aujourd'hui.
Şu anda en önemli şey sizin performansınız.
C'est une performance de virtuose.
Bu, muhteşem bir sahne performansı.
Wow. C'est une performance très efficace.
Bu gerçekten iyi bir performans.
Quelle performance incroyable!
Ne müthiş bir performans!
La performance d'une vie, Jimmy MacElroy!
Jimmy MacElroy'dan hayatının performansı!
Mais après une telle performance, il commence à puer l'or.
Ama bu programından sonra altının soğukluğu onu hasta edebilir.
C'était une performance parfaite.
Ders kitaplarına geçecek bir programdı.
Comment peut-on décrire cette performance?
Böyle bir şeyi nasıl anlatmalı?
Ou bien la technique rigide de MacElroy ne cadrera pas avec les improvisations de Michaels, ou alors ils réussiront leur performance et réinventeront ce sport à leur image.
Ya MacElroy'un oturmuş stili Michaels'in doğaçlamalarıyla uyuşamayacak veya müthiş bir ahenk sergileyecek ve buz patenini kendi anlayışlarına göre yeniden yaratacaklar.
Voilà une performance intéressante.
Program, Amerikan tarihinden ilginç bir alıntıydı.
Une performance incroyable!
İnanılmaz bir performans!
Je ne peux qu'applaudir cette performance très complète.
Tek söyleyeceğim : Vay canına! Ne derin performanstı.
Etje ne pense pas qu'ils aient été divertis par votre performance dans... quoi déjà...
Ve onlardan herhangi birinin bile senin şeydeki... oyunculuğundan etkilendiklerini sanmam... Neydi o?
Sacrée performance.
İyi bir performans bekliyorum.
Il doit une bonne performance à ses coéquipiers et aux partisans.
Ne yapıp yapıp maçı kazanmalı. Bunu takım arkadaşlarına ve tüm Bostonlulara borçlu.
C'était une très grande performance!
Devasa bir çalışmaydı!
Comment c'était? Ma performance.
Oyunum nasıldı?
Maintenant, Abalone s'est réinventée pour devenir une grande artiste de performance.
Ve şimdi, Abalone kendini bir gösteri artisti olarak yeniden keşfetti.
C'est une artiste de performance, restons vigilants.
Bekle, o bir performans artisti, daha sıkı tutalım.
Award for the most outstanding performance in piano...
Piyano Dalında En İyi Performans Ödülü.
Et dans les courses, comme dans la vie, une bonne lignée prédit toujours une bonne performance.
ve atyarışlarında, hayatın kendisinde de olduğu gibi, iyi bir performansı tahmin etmenin en iyi yolu, iyi bir ırktan gelmektir.
Bravo, très belle performance, les amis.
Çok iyi performans sergilediniz millet.
Là, on sait qu'elle a quitté la fête disco après sa performance solo vers 20h30, c'est bien ça?
Saat 8 : 30'daki solo performansından sonra "Diva Music" in partisinden ayrıldığını biliyoruz.