Translate.vc / francés → turco / Perkins
Perkins traducir turco
662 traducción paralela
Et le Juge Perkins, tu connais?
Öyle mi? Sen hiç Yargıç Perkins'i duydun mu?
Il est plutôt bel homme ce jeune Horace Perkins, non?
Horace Perkins yakışıklı bir genç, değil mi?
- Mlle Perkins.
- Bayan Perkins.
Prenez la suite.
Perkins, bu senin şovun.
M. Perkins, notre pensionnaire depuis 15 ans nous aida de son mieux.
Bay Perkins, 15 yıllık ev sahibimiz yardımcı olmak için elinden gelenin en iyisini yaptı.
Perkins.
Perkins.
Arrêtez-vous, M. Perkins.
Durun, Bay Perkins. İleride Kızılderililer var.
Il y a un début à tout, frère Perkins!
- Bir denemelisin, Kardeş Perkins.
Reese, au chariot des Perkins.
Reese, sen de Perkins'in arabasına geç.
Tucker est avec lui en ce moment et Perkins va arriver, ce sont presque des vrais médecins.
Tucker, gece hemşiresi şu an yanında ve Perkins yarım saat içinde burada olur. - Diğer doktorlar kadar iyi biri.
- Il s'appelle Perkins.
- Adı Perkins.
Bonsoir, je suis des urgences.
İyi akşamlar. Acil servisten geliyorum. Perkins rahatsızlandı.
Perkins est malade, je le remplace.
Gece nöbetini devralmam için beni gönderdiler.
C'est bon, Perkins.
Tamam, Perkins.
Attendez qu'on vous parle, et continuez ce que vous faites.
Sen konuşana kadar iyiydi Perkins, işine bak sen.
Trés bien, Perkins.
Pekâlâ Perkins.
Dites à Perkins d'amener le chariot aux ruines, et suivez-nous.
Perkins'e arabayı harabelere doğru getirmesini söyle, sonra da bizi takip et.
Gloria-Perkins. Je suis écrivain et médium.
Adım Gloria Perkins ve son bir yıldır yazarlık yapıyorum.
- Vous connaissez Max Perkins?
- Max Perkins. Onu tanıyor musun?
La guerre n'est terminée que depuis deux ans.
Ama savaş sadece iki yıl önce bitti, Bay Perkins.
J'ai une mission à remplir vis-à-vis des Américains.
- Bir şey değil. Bay Perkins'in de bildiği gibi Amerikalılarla ilgili bir görevim var.
J'ai vu M. Perkins aujourd'hui.
Bugün Bay Perkins'i gördüm.
C'est Johnny Hormatz et Jack Perkins.
Bu Johnny Hormatz. Bu da Jack Perkins.
- M. Perkins!
- Bay Perkins!
- Vous avez entendu parler de ça?
- Duydunuz mu, Bay Perkins? - Evet, efendim.
- Merci, M. Perkins.
- Teşekkürler, Bay Perkins.
Quoi? Eh bien, la très célèbre Ecole Perkins, à Boston.
Boston'da Perkins adında ünlü bir okul var.
Je crois que le capitaine va bientôt écrire à l'Ecole Perkins.
Yüzbaşı çok yakında Perkins Okulu'na yazacak.
Avec votre permission, capitaine, j'aimerais écrire à l'Ecole Perkins.
Eğer izin verirseniz Yüzbaşı, Perkins Okulu'na yazmak istiyorum.
J'écrirai à Perkins.
Perkins'e yazacağım Katie.
Et ce qui t'a sauvée plus d'une fois à Perkins... c'est qu'il n'y avait nulle part ailleurs où t'envoyer.
Seni Perkins'te defalarca kurtaran tek şey seni sürecek başka bir yer olmamasıydı.
- Ils ont descendu Perkins.
- Hey, Perkins'i vurdular.
Mlle Perkins, faites entrer les demoiselles.
Bayan Perkins, lütfen genç hanımları içeri gönder.Peki efendim
- Merci. J'ai un rendez-vous.
Teşekkürler, Perkins.
Mieux vaut le demander à Perkins.
Doğum için, galiba Hart Parkins'e sormalısın.
Deux petits Perkins d'un coup! Bravo!
Bir ihtiyar Parkins...
Après audition des témoins, nous, juge Kutscher, déclarons au nom de la loi, que Hart Perkins est mort au cours d'une agression dans laquelle Frank Talby a agi en légitime défense.
Tanıkların söylediklerine göre, ben Yargıç Cutchell kanun namına açıklıyorum ki... Hart Parkins provoke edilmemiş bir saldırısı sonucunda öldürülmüştür.
Et ça pour Perkins qui venait d'avoir deux fils!
Kendi iyiliğin için. Bu da zavallı Parkins için! Daha dün ikizleri doğmuştu.
C'est malsain ici, les hommes de Perkins veulent votre peau.
Atına atlayıp gitsen iyi olur. Dinle Talby seni uyarıyorum ; Parkins'in arkadaşları seni yakalamaya yemin ettiler.
Ça a commencé comme ça avec Perkins.
Şerif... Hart Parkins ile de böyle başlamıştı.
Vous connaissiez Perkins, il est tombé sur le mauvais homme.
Hart olanları unutma,... yanlış adama sataştı, sonu da kötü oldu.
Il ne me reste plus qu'à avertir le général Perkins.
General Perkins'e haber vermekten başka çarem kalmadı.
Allons interroger Martha Perkins sur cet homme.
Gidip Martha Perkins'e şu adamı bir soralım.
- Mlle Perkins.
- Bayan Perkins?
- M. Perkins,
- Bu Bay Perkins...
M. Perkins.
Bay Perkins.
- Comment cela?
- Sebebi nedir, Bay Perkins?
Oui, Mlle Perkins.
Evet, Bayan Perkins.
Vous êtes témoins, je n'ai tiré qu'après qu'il ait dégainé. Perkins était un fier-à-bras, il n'aurait jamais tiré contre vous.
O bana silah doğrulttuktan sonra, ateş ettiğime tanıklık edeceksin.
Cours, les hommes de Perkins t'arrêteront!
Tabi sen böyle koş, Scott.
Le ranch de Perkins est au nord.
Parkins çiftliği kuzeyde.