English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Perseus

Perseus traducir turco

124 traducción paralela
Lorsque qu'il tua Méduse... Persée a regardé son reflet dans son bouclier.
Perseus, Medusa'nın kellesini uçurduğunda, ona saldırmak için, kalkanındaki yansımasını kullanmıştı.
Nous voici dans la constellation d'Andromède... ou du moins devant sa représentation, près de la constellation de Persée.
İşte Andromeda takımyıldızındayız ya da en azından Perseus takımyıldızı yakınındaki modelinde.
Andromède, selon le mythe grec... est la vierge que Persée a sauvée des griffes d'un monstre marin.
Andromeda, Yunan mitolojisinde Perseus tarafından, deniz canavarından kurtarılan bir bakiredir.
Je condamne ma fille Danaé... et son fils, Persée, à la mer!
Kızım Danae ile oğlu Perseus'u denize atıyorum!
L'enfant, Persée, est le fils de Zeus!
- Çocuk, yani Perseus, Zeus'un oğlu.
Persée est devenu un jeune homme.
Perseus, genç bir adam oldu.
S'il s'était agi de son fils Persée, il lui aurait pardonné.
Kendi oğlu Perseus yapsaydı, onu affederdi.
Que tu découvres le monde, Persée.
Dünyayı tanımanın zamanı geldi Perseus.
Persée...
Benim adım Perseus.
Alors, mon jeune ami... tu t'appelles Persée, héritier du royaume d'Argos?
Şimdi, genç dostum. Demek adın Perseus ve Argos krallığının varisisin, öyle mi?
Bienvenu à Joppé, prince Persée.
Joppa'ya hoş geldin, Prens Perseus.
Persée!
Perseus!
Ecoute-moi bien, Persée.
Beni dinle Perseus.
Persée... où vas-tu?
Perseus nereye gidiyorsun?
Persée, prince et héritier du royaume d'Argos.
Prens Perseus, Argos krallığının varisi.
Montre-moi comment punir Persée pour ce sacrilège!
Bana yaptıkları için Perseus'u nasıl cezalandıracağımı göster!
Persée est protégé par Zeus en personne.
Perseus Zeus tarafından korunuyor.
Alors punis ceux que Persée aime!
O zaman Perseus'un sevdiklerini cezalandır!
Alors que je lie leurs mains avec ce fil de soie... je vous prends à témoin : elle est mon héritière... Persée devient donc mon héritier.
Bu ipek bağla ellerini birleştirirken tanığım olun ki, kızım nasıl varisimse Perseus da varisim oluyor.
Puisqu'elle est ma fille... Persée devient mon fils.
O nasıl kızımsa Perseus da oğlum oluyor.
Rentre et informe la Reine que nous escortons Persée.
Kraliçeye söyle, Prens Perseus'a eşlik edeceğiz.
Le jeune Persée approche du danger.
Perseus tehlikeye yürüyor.
Donne ta chouette à Persée.
Perseus'a baykuşunu ver.
Persée a gagné.
Perseus kazandı.
J'interdis toute vengeance sur Persée.
Perseus'tan intikam alınmasını yasaklıyorum.
Persée et Andromède seront heureux ensemble.
Perseus ile Andromeda birlikte mutlu olacaklar.
Persée, la ravissante Andromède... le noble Pégase et même la vaniteuse Cassiopée.
O, Perseus, güzel Andromeda soylu Pegasus ve hatta kibirli Cassiopeia.
Tant que l'homme foulera la terre et observera le ciel nocturne... on se souviendra du courage de Persée... pour l'éternité.
Yeryüzünde yaşayan ve gökyüzünü merak eden insanlar oldukça Perseus'un cesareti hiç unutulmayacak.
- Persée l'a sauvée à la dernière minute.
- Perseus son anda kurtardı.
- Un type bien, ce Persée.
- Perseus, iyi adam.
Perseus et Etéocle habitent de l'autre côté à cause de Xerxès. Maintenant, Flora est en prison.
Ve şimdi de Flora'yı zindanına attı.
C'est l'amas de Persée.
Şu Perseus kümesi.
"Il est né d'une vierge, acceptez cela en commun avec vos croyances sur Persée".
Bir başka deyişle Justin Martyr şöyle demiştir : " O bir bakireden doğdu, Perseus'a ( Yunan Tanrısı ) inanmakla arasındaki tek fark bu.
Persée et la Méduse, St. Georges et le dragon, St. Patrick et les serpents...
Perseus ve Medusa, Aziz George ve Ejderha, Aziz Patrick ve İrlanda Yılanı.
Persée et la Méduse, St. Georges et le dragon,
Perseus ve Medusa, Aziz George ve Ejderha,
C'est la pluie de météores des Perséides qui tient son nom de la constellation la Persée.
Perseus takımyıldızından sonra adlandırılan Perseid göktaşı yağmuru deniyor buna.
Que sait la CIA sur Persée?
CIA'in Perseus hakkında ne kadar bilgisi var?
Grâce à M. Barker, nous savons que Fulcrum protège un certain Persée.
Bay Barker tarafından sağlanan bilgi sayesinde Dayanak'ın Perseus adında bir adamı koruduğunu biliyoruz.
C'est le scientifique chargé de construire leur Intersecret.
Perseus Dayanak'ın kendi Bilgisayar'ını oluşturma girişimlerinin arkasındaki baş bilim adamı.
Nous savons que Persée sera à une fête du consul suisse ce soir.
İstihbarata göre, Perseus İsviçre Konsolosluğu'nda resmi bir davete katılıyor bu gece.
Le petit chauve avec des lunettes, c'est Persée.
Gözlüklü, süveter giyen kısa kel adam Perseus olmalı.
L'homme que Chuck a identifié est le Dr Busgang, alias Persée, ancien scientifique de la Défense qui a travaillé sur l'Intersecret.
Chuck'ın dün akşam teşhis ettiği adamın Dr. Howard Busgang olduğunu biliyoruz. Kod adı Perseus. Orijinal Bilgisayar için çalışan eski bir DARPA bilim adamıydı.
Qui préférerait le monstre marin à Persée?
Perseus'a sahipken kim deniz yaratığını ister ki?
Je suis ton père, Persée.
Ben senin babanım, Perseus.
Persée!
Perseus.
Persée aussi.
Perseus da balıkçı.
Plus tard, Persée.
Şimdi değil, Perseus.
Il se nomme Persée.
Adı Perseus.
Relâchez Persée.
Perseus'u bırak.
- Par Persée.
- Perseus tarafından.
Persée.
Perseus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]