English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Picasso

Picasso traducir turco

648 traducción paralela
Venez écouter Mendel Admirer Picasso
Mendel Picasso'dan bir klasik
Vous regardez mon Picasso?
Sanırım Picasso'ma bakıyorsun.
Ceci, pour Picasso.
Bu Picasso için
Dites ce que vous voulez, j'aime mieux m'offrir ça qu'un Manet ou un Picasso.
Ne derseniz deyin,.. ... paramı Manet ya da Picasso yerine buna harcamayı yeğlerim.
Picasso sera cité comme le précurseur de Mulligan!
Picasso, Mulligan'ın öncüsü olarak bilinecek.
A demain, salut!
- Hoşça kal, Picasso. - Hoşça kal. - Yarın görüşürüz.
Picasso... Attention s'il te tend la main, il te manquera vite deux doigts.
Picasso, eğer seninle el sıkışırsa, parmaklarını say.
Je te présente la femme de mon ami.
Buraya gel. - Bu Bayan Picasso.
Le voilà...
İşte orada! Picasso!
Riccardo, arrête de faire l'idiot!
Picasso! Kes şunu!
Que fais-tu? Vite!
Picasso, hadi.
Picasso, dis bonjour à Axel.
Picasso, Axel'e merhaba de. - Merhaba.
Un étudiant en art connaît-il Picasso?
Resim öğrencisi Picasso'yu tanımaz mı?
"Picasso", ça prend un ou deux s?
Bu arada "Picasso" derken kaç tane "s" var? Bir mi, iki mi?
Mes croûtes étaient à mi-chemin entre Rembrandt et Picasso.
Tablolarım Rembrandt ve Picasso arasındaki kötü bir bağ gibiydi.
Ils aimaient Picasso et il y avait autre chose :
İkisi de Picasso seviyordu. Bir şey daha vardı.
- Regardez, une vraie estampe de Picasso.
- Şuna baksana, hakiki bir Picasso resmi.
Mon amie s'est mis en tête que Picasso était un raté et a voulu peindre.
Kız Picasso'nun bir serseri olduğunu iddia edip durdu ve sonra da bir duvar resmi yaptı.
Je n'appelle pas pour Picasso.
Ben Picasso için aramadım.
Quoi? Non, pas Picasso!
Olmaz, Picasso'ya yapılmaz bu!
M. Picasso, je m'excuse profondément.
Picasso Bey, çok özür dilerim.
Nous avons l'exposition Picasso à quatre heures, Margaret.
- Biliyorum. - Sen de mi, istemiyorsun? Hayır, Mitch.
- Sa femme est une riche plouc. Elle veut sa maison, son jardin, ses Picasso...
- Evinin, bahçesinin ve Picasso tablolarının renkli resimlerinin...
Pablo Picasso, d'un geste adroit ajoutant le troisième oeil au portrait de son aimée.
Sevgilisinin portresine ustalıkla..... üçüncü bir göz yerleştiren Pablo Picasso'ydum.
Picasso.
Picasso!
Une somme dont Picasso n'aurait pas eu à rougir!
Picasso'nun bile kendinden utanmayacağı bir miktar.
Des Renoir, des Cézanne, 64 Picasso, 29 Braque.
Renoirs, Cézannes, 64 tane Picasso, 29 Braques.
Picasso, Gauguin, Renoir.
Picasso. Gauguin. Renoir.
Oui, c'est un Picasso.
Evet, Picasso'nun eseri.
Toi aussi... Tu es comme une guitare, mais de Picasso.
Sen... sen de gitara benziyorsun, ama Picasso'nun yaptığı bir gitara.
Que je sois comme une guitare de Picasso.
Picasso'nun gitarı gibi olmam?
Un jour, il a fait une couverture de Picasso.
Bir kere Picasso'nun bir kopyasını yapmıştı.
Depuis des Picasso jusqu'à des émeraudes.
Picasso tablolarından mücevherlere...
Il est parti avec ma télé, deux posters de Picasso et mon sèche-cheveux.
Televizyonumu, iki Picasso posterimi saç kurutma makinemi de çaldı.
- Ton Picasso!
- Picasso'n!
Un ami, un autre,... montra un jour, un "Picasso" à Picasso qui dit : "C'est un faux!"
Bir arkadaşım - başka bir arkadaşım - bir zamanlar Picasso'ya bir Picasso tablosu gösterir... ve bunun sahte olduğu söyler.
Puis un troisième : "Encore un faux".
Sonra başka birinden bulduğu, başka bir tabloyu da gösterir ve Picasso yine "bu da çakma" der.
Je t'ai vu de mes yeux peindre ces toiles! "
"Seni bu tabloyu çizerken gözlerimle gördüm." Picasso da der ki ;
"Oui! Je sais peindre de faux Picasso, moi aussi!"
"Çakma Picasso tablolarını ben de herkes kadar iyi yapabilirim."
De plus, la justice française a besoin pour l'inculper de deux témoins qui l'auraient vu peindre les faux, et les signer Vlaminck, Derain ou Picasso.
Hapiste olmamasının bir diğer sebebi de... - Oradayken fransız polisi bana bunu açıklamıştı - Onu tutuklayabilmeleri için, onu resim yaparken ve
- Vous permettez?
Selam Picasso!
Et voici "Belle De Nuit"!
Augusto! Picasso! Karşınızda Bayan Frosinone!
Va faire dodo!
Picasso, git biraz uyu.
Et la Solombe que PiSasso allait envoyer?
Peki Picasso'nun göndereceği kumru nerede?
"Ou avez-vous eu ce Picasso!"
"Hey, o Picasso tablosunu nereden buldun?" dedi.
Un Picasso, vous croyez?
Ben de "Sence bu bir Picassso tablosu mu?" dedim.
Adieu, Picasso!
Güle güle, Picasso.
Plus tard à la radio, pendant qu'Elmyr faisait des Picasso, mon envol dans l'escroquerie se fit, sur une soucoupe volante!
- Elmyr'in nasıl başladığını da gördük -. Benim geçmişimde bir Picasso yoktu. Hayır.
Il lui en apporta alors Un autre et Picasso dit :
Aynı arkadaş, bir yerden bulduğu...
"C'est aussi un faux!"
Picasso tablosu olduğunu iddia ettiği resmi gösterir fakat Picasso "bu da çakma" der.
Picasso est le "phénomène" de notre temps :
Picasso, çağımızın en büyük fenomenidir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]