Translate.vc / francés → turco / Pie
Pie traducir turco
563 traducción paralela
II ne pleu vra plus jamais, pius jamais ii n e pie u vra plus jamais
Artık yağmur daha fazla yağmayacak, Artık yağmur daha fazla yağmayacak
II ne pleu vra plus jamais, pius jamais ii n e pie u vra plus jamais
Yağmur artık daha fazla yağmayacak, Yağmur artık daha fazla yağmayacak.
- Queue de pie ce soir, monsieur? - Queue de pie?
- Bu gece smokin mi efendim?
Je mets ma queue-de-pie ou je reste comme ça?
Uzun ceketimi giyeyim mi yoksa bu halim iyi mi?
- C'est la vieille pie.
Bu yaşlı savaş baltası.
- La vieille pie?
- Yaşlı savaş baltası mı?
C'est une vraie pie!
Prudence dedikoducunun teki.
Une vraie pie!
Karga gibi mi? - Hey!
D'abord, tu jacasses comme une pie, puis tu boudes comme une couventine.
Önce ağustos böceği gibi car car susmadın, sonra da sus pus somurtup durdun.
Ils ont tous là, en queue de pie, prêt à jouer. Regarde.
Şuraya bak, lütfen.
Cette pie de Junior a déposé plainte.
Şu boşboğaz Junior beni şikayet etti, değil mi?
Il monte un cheval pie.
O, burada benekli ata binen tek kişidir.
Mais les vigies dans le nid de pie n'en ont pas.
Ama gözetleme yerinde gözcüler görevi dürbünsüz yapıyor.
Adieu les fumistes en smoking, bonjour les fumistes en queue-de-pie.
Smokinler, siyah papyonlar bitti. Artık smokinle beyaz papyon takacaksın.
Une vraie pie borgne.
O bir serçeydi.
Quand un gars porte un queue de pie avec un plastron étincelant
Bir adam smokin giymişse Bembeyaz gömleğiyle
Mon cheval pie!
Benekli kısrağım!
Je prends le pie.
Benekliyi ben alıyorum.
Ton plat favori, le Shepherd's Pie!
Bu yemeği sıklıkla yapıyorum ve hep severek yiyorsun. Öyle mi?
Je porterais cravate blanche et queue de pie.
Beyaz papyon ve smokin bile giyerim.
- Fermez-la tout court, espèce de pie.
- Çeneni kapat yeter. Çok fazla konuşuyorsun.
Une vraie pie! Maintenant, tu te tais!
Sana sus dediğimde sus!
"Le pape Pie XII a envoyé un télégramme au Président Roosevelt..."
Mukaddes Papa Cenapları Pius XII, Başkan Roosevelt'e bir telgraf gönderdi... "
Bavarde comme une pie, qu'elle était. Elle avait toujours quelque chose à dire sur tout.
Kuşlar gibi konuşkandı, her konuda söyleyecek güzel bir şeyler bulurdu.
Bonjour, Don Pietro
Günaydın, Don Pie'.
Tu aimes toujours le mince pie?
Hâlâ üzümlü tart seviyor musun?
Passons à la pie-grièche,
Şimdi dikkatimizi şu beye, maskeli örümcekkuşuna çevirelim.
Il est encore plus voleur qu'une pie!
Hırsız bir kediden bile daha beterdir.
Une pie voleuse...
Hırsız bir kedi...
Patron, tu n'es pas une pie voleuse, n'est-ce pas?
Sen, patron, hırsız bir kedi değilsin, değil mi?
Ici bas, une pie voleuse c'est un homme qui convoite l'épouse d'un autre homme.
Bizim orada, hırsız bir kedi, başka bir adamın karısına göz koyandır.
Redis-moi encore ce que tu m'as dit sur cette pie?
Şu hırsız kedi hakkındaki nutuğunu bir daha dinleyelim bakalım.
Tu n'es pas une pie voleuse, n'est-ce pas?
Sen, patron, hırsız bir kedi değilsin, değil mi?
Tout depuis l'albatros jusqu'à la pie-grièche.
Albatroslardan, örümcek kuşuna dek.
- la pie-grièche.
- Örümcek kuşu.
Eux, une queue-de-pie, une cravate, un haut-de-forme et une canne.
Onlar da frak giyecek. Beyaz kravatları, silindir şapkaları ve bastonları olacak.
Je n'ai vu que des queues de pie... de location, quoi. Avec des plastrons empesés.
Gördüğüm bütün smokinler kiralıktılar gömlekleri sertti.
ISi, il a toujours travaillé aveS Sette vieille maShine, débout et pie nus.
- Neyi? Hiçbir şeyi. Hiçbir şey ilgini çekmiyor.
Vivian est passé également, et Nigel est arrivé, il savoure une blague avec Lady Sarah Pencil Farthing Vivian Steamroller Adams Pie Biscuit Aftershave Gore Stringbottom Smith.
Vivian geçti, Nigel orada Leydi Sarah Kalem Farthing Vivian Buharlı Kalça Bisküvi Losyon Gore Stringbottom Smith'le şakalaşıyor.
Portant une queue-de-pie... Patton voit des hommes enlever une fille.
Üç adamın, bir kadını zorla arabaya bindirdiğini görmüş.
J'ai été reçu par le pape Pie X.
Papa Pius X tarafından kabul edildim.
Paul Helm, à L5 PLEZETT.
... L-5, PIE, ve ETE'ye.
J'ai vu un type en queue-de-pie alors que je porte un smoking.
Harikasın. Ama az önce fraklı birini gördüm. Oysa ben smokin giydim.
Ils portent des queues-de-pie.
Frak giyerler.
Fred Astaire est super en queue de pie, pas moi.
Smokin Fred Astaire'e yakışıyor, bana yakışmıyor.
Je trouverai un médecin qui effacera mes empreintes et opérera mon pied. Après, j'irai dans cette petite ferme du New Jersey à North Branch, et le reste du monde verra le houx pendre de ma queue de pie.
Bana, bizim gibi hırsız olan bir doktor bulsak da bu parmak izlerini görüp, şu ayağımı tedavi edebilse ben de New Jersey'deki o küçük, şirin ama tarım sorunu olan içki kasabasında şahlanabilseydim.
Votre nom de famille, c'est Tatin?
Soyadın Pie mı?
Le Pape Pie XIII a commencé aujoud'hui son voyage dans le Nouveau Monde, en s'adressant au cours d'une réunion spéciale à l'assemblée générale des Nations Unies à New York.
Papa 13. Pius, Amerika gezisinin ilk ayağında New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde bir toplantıya katıldı.
Continuant son périple international plein de bienveillance, le pape Pie XIII est arrivé aujourd'hui à Washington pour une visite informelle avec le président.
Pius, bugün Washington'da gayrı resmi ziyaretlerde bulundu- -
Pié-ki... Pékinois!
Dur, kimin Pekin köpeği var?
Un bon cheval pie.
Beneklisi iyi.