Translate.vc / francés → turco / Piercing
Piercing traducir turco
428 traducción paralela
Et Kelly, ne te fais rien percer.
Ve Kelly, bir yerlerine piercing yaptırma.
15 ans de décolorations et de piercing... pour arriver à ce super look et un coup de fil a tout gâché.
İnek. Tam 15 yılımı piercing yaptırarak ve saçımı boyatarak bu muhteşem imajı elde etmek için harcadım ve lanet bir telefon yüzünden kaybettim.
Tiens, ça dit tout sur le piercing.
Sana ödünç veririm. Piercing hakkında harika bir kitaptır.
Mais non, ce pistolet, ça enlève tout intérêt au piercing.
Boş ver o aleti. O alet piercing olayının doğasına aykırı.
Les miens tous les 18, ont été faits avec une aiguille.
Vücudumun 18 yerindeki piercing var her biri iğneyle yapıldı.
Vous devez raccorder les tondeuses et obtenir le retour de ce cou.
Bir kaç piercing kullanan orospu ayarlayıp rahatlaman lazım.
Les abeilles tueuses, le piercing de la langue I
Katil arılar, dile küpe takmak!
Je lui dis qu'il finira par tout boucher mais que veux-tu y faire?
Kendisine bir gün piercing yaparken öleceğini söylüyorum ama elden ne gelir ki?
Un gentleman nommé "Turk" avec des piercing... pêche les demoiselles d'honneur dans le bassin de décoration.
"Turk" adında delikli bi centilmen... nedimelerin peşinde.
Elle voulait un piercing au sourcil. Mais je lui ai dit : "Pas question."
Kaşını deldirmek istedi, ama "İmkansız." dedim.
Tu y vas pour reluquer la fille au nombril percé?
Eğer kopyalanacak birşeyin yoksa neden gidiyorsun oraya Göbeğinde piercing olan kıza yine aval aval bakacak mısın?
T'as percé ton nez?
Burnunda piercing mi var?
Si je me faisais percer le nez?
Burnuma piercing taksaydım ne olurdu?
- Hélas, non. Je me fais percer les tétons.
Memelerime piercing yaptıracağım.
- Un nouveau piercing.
- Uyumsuzluk.
- Attention au piercing!
- Canımı acıtıyorsun!
Tu es couvert de piercing, fais gaffe.
Canını daha fazla da yakabilirdim.
- On fait un piercing à Hootie.
- Hootie'nin burnunu deleceğiz.
Il a un piercing au sexe.
Şeyi doğranmıştı.
Vous savez ce que c'est d'embrasser avec un piercing.
Dil piercingi takarken öpüşmek nasıldır bilirsiniz.
quelqu'un va nous braquer ou nous faire un piercing.
Saldırılıp delik teşik edilmekten iki saniye uzaktayız.
Vous voulez une coupe, une manucure, ou un piercing de mamelon?
Saç mı, manikür mü, yoksa göğüs uçlarına küpe mi istersin?
Pas d'alcool, drogues, baisers, tatouages, piercing, ou sacrifices rituels d'animaux.
İçki, uyuşturucu, öpüşme yok. Dövme, piercing, her türlü hayvan kesme ayini de yok.
- Je peux faire un piercing quand?
- Halkamı ne zaman taktırabilirim?
Wendy s'est fait un piercing au nombril.
Peki, Wendy'nin göbeğini deldirdiğini, söylemiş miydim?
Les piercings et les cicatrices sur son corps.
- Piercing. Vücudundaki yaralar.
- Je croyais que c'était piercing.
- Ben piercing sanmıştım.
Si vous attaquez Zurg seul, XR peut bien avoir un piercing.
- Oh, adamım. Bakın, bu ebatlardaki uzay gemileri hiçbir radara yakalanmıyor.
- Je ne veux pas de piercing.
Eminim.
- Qui veut un piercing, alors?
Yani, bir yerde öyle okumuştum.
On va commencer par un piercing des tétons.
Evet canım, ilk yapmamız gereken şey bu meme uçlarını deldirmek.
Et vu d'ici, je ne vois aucune trace de piercing au nombril... ou à la langue.
Burdan olsan göbeginde halka... ve ya dilinde piercing olurdu.
Avec les piercing, j'ai eu des infections.
Piercing yaptırdığımda enfeksiyon kapmıştım.
Non, Einstein. Un piercing à la langue.
Hayır, cin fikirli, dilinde piercing var.
Ça fait plaisir à qui, un piercing?
Dildeki piercing'i kimlerin tercih ettiğini soruyor.
Sélectionne "Piercing".
Piercingi seç.
"PIERCING"
PIERCING
J'ai un piercing dans un nez et un cas d'hémorroïdes pour toi.
Bir burun maddesi, bir de hemoroit vakası var.
Ca s'enlève, un piercing?
Burun halkası mı çıkarıyordunuz?
Vous aurez des antibiotiques. Mais quand vous voudrez vous percer, allez voir un pro.
Size antibiyotik vereceğim, Bir daha meme uçlarına piercing yaptırırken, bir profesyonele gitmenizi öneririm Bay Harkins.
Séduisez-la, piquez la télécommande et désactivez les robots.
Avucunu uzat. Niye korkuyorsun? Eline piercing yaptırmak gibi.
C'est comme se faire percer la main.
Niye korkuyorsun? Eline piercing yaptırmak gibi.
Écoute-moi. Elle a pris la maison mais je m'y oppose. Elle l'a mérité, tant d'années à supporter cette loque.
Dövme salonunda geçirdiği zamanla ya da piercing yaptırdığı zamandan çalmış olur... ya da sokaklarda koşuşan köpekler gibi her ne yapıyorsa onu.
Ces gens sont percés de partout et tatoués.
Şu insanların haline bakın! Piercing takıyorlar, boş boş dolaşıyorlar tuhaf kıyafetler giyiyorlar.
John a un nouveau piercing.
John'un yeni piercing taktırdığını duydum.
Michael, que penses-tu du piercing?
Ee Michael, piercing hakkında ne düşünüyorsun?
Non, le piercing aux tétons, c'est parce que je suis John Wayne!
Hayır, göğüs uçlarım delik ve Fas'ta evim var çünkü ben John Wayne'im.
Elle a un piercing en pointe au menton.
Onu son gördüğüme çenesinde bir halka vardı.
Toi qui aimes les écureuils, on va te faire un piercing du gland, au tournevis.
Sincapları bu kadar sevdiğin için, aletine bir küpe takacağız. Tornavidayla ve anestezi yapmadan.
Cette pétasse avec son piercing sur la langue!
Dilinde halka olan şu iğrenç sürtükle.
Michael, que penses-tu du piercing?
- Ee Michael, piercing hakkında ne düşünüyorsun?