English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Pinot

Pinot traducir turco

276 traducción paralela
Il nous a apporté un Pinot noir.
... ve bize bir sise Louis Jadot Pinot Noir getirmiş.
Paul, voulez-vous me prendre une bouteille de pinot chez le marchand de vin?
- Bana şarap dükkanından bir şişe Pinard alır mısın?
Le Fenwick doit sa richesse au "Pinot Grand Fenwick"... petit vin du pays au bouquet parfumé... exporté en majeure partie aux Etats-Unis.
Fenwick'in zenginliği, tek ihraç malları olan Pinot Grand Fenwick'ten gelmektedir. Erkeksi, içten kokulu küçük ve güçlü bir yerel şarap.
Or, en 1959, un viticulteur californien... mit en bouteilles un vin... qu'il appela "Pinot Grand Enwick".
Ne var ki, 1959'da Kalliforniyalı bir şarap üreticisi Pinot Grand Fenwick şişelerini taklit etti ve "Pinot Grand Enwick" adını verdi.
Mis en vente à grand renfort de publicité et à bas prix... ce vin remplaça bientôt le vrai "Pinot" sur le marché américain.
Çok geniş reklam desteği ve düşük fiyat sayesinde bu taklit ürün, Pinot Fenwick'i Amerikan pazarından kovmayı başardı.
Il mettra au point un chewing-gum au "Pinot Grand Fenwick"... que nous exporterons aux Etats-Unis.
Onun, "Pinot Grand Fenwick" esanslı sakız yapmasını istiyoruz. Doğal olarak Amerika'ya ihraç etmeyi düşünüyoruz.
Pinot Noir.
Pinot Noir.
Quant à moi, Pautasso Domenico, vous pouvez mettre une croix dessus.
Aklınızda bulunsun, haçla imza atmış olan Pinot oğlu Pautasso Domenico'yu bu son görüşünüz.
C'est un Bourgogne.
Şey, bu bir Burgundy. Pinot Noir ya da
Pinot Noir ou Gamay.
Gamay mı pek emin değilim.
C'est en effet un Pinot Noir.
Aslında, o bir Pinot Noir.
Cassini ne fait que 2 Bourgognes. Un Pinot Noir et un Gamay. Et un Bordeaux.
Carsini'nin sadece üç kırmızı şarap ürettiğini biliyorum, iki Burgundy, Pinot Noir ve Gamay ve bir bordo şarabı, Cabernet Sauvignon.
Il restait le Bourgogne, soit le Pinot Noir, soit le Gamay.
Bu nedenle bunun Burgundy olduğunu anladım. Ya Pinot Noir ya da Gamay'dı.
Quelques heures et deux bouteilles de Pinot Grigio plus tard... et nos voeux d'amitié renouvelés, nous étions presque sorties quand...
Birkaç saat ve birkaç şişe Pinot Grigio'dan ve arkadaşlık yeminlerimiz yenilendikten sonra, kapıdan çıkmak üzereydik ki...
Samantha. Elle m'a acheté du pinot noir.
Benden pinot noir alırdı.
Vous savez quoi? Allez donc... Occupez-vous plutôt du Pinot Grigio.
Neden şarabı soğutmuyorsun?
Un verre de Tokay Pinot Gris pré-lmpulsion te remettra d'aplomb.
Bir bardak Pinot Gris şarabı bizi rahatlatır.
"J'étais seule dans un café quand le garçon apporta une bouteille de Pinot Noir " de la part d'un homme séduisant au bar. " dit la mariée, des étincelles dans les yeux.
"Bir kafede yalnız başıma oturuyordum ki, garson bir şişe Pinot Noir getirip bardaki yakışıklı adamdan olduğunu söyledi", dedi gelin, gözleri parlayarak.
C'est du Pinot. C'est à vendre. - Vous pensez l'acheter?
Yine oraya mı gideceksiniz efendim?
- On dinait... gigot, pomme de terre au four... brocoli... acacia pinot noir.
Rosto, fırında patates, organik brokoli. Yanında da Acacia Pinot Noir.
- Voici un pinot noir 1974.
- Bu bir 74 Pinot Noir.
- Ce n'est pas du poulet, c'est du pigeon farci au foie gras et aux truffes, glacé au pinot noir.
Bu tavuk değil. Bu doldurulmuş güvercin.
Le Pinot noir me donne soif, je peux avoir une autre bière?
Sanırım, yemek beni biraz susattı. Bir tane daha kök birası getirir misin?
Valdostana 1 80 000, Pinot Noir 500 000.
Şato briyan 200, Val Doftana 180, Pignot Noir 500.000. Pahalı olduğunu söylemiştim.
C'était du Pinot, 1993 de Russian River Valley.
Russion River Valley'den 93 Pinot sipariş ediyordu.
Ce qu'il est bon... 100 % pinot noir.
Bu nefis bir şey. Yüzde yüz Pinot Noir.
Pinot noir?
Pinot Noir mı?
Fabuleux pinot et chardonnay.
Pinot ve chardonnay'leri ünlü.
Tu comprends, si la région est favorable au pinot, c'est grâce à la brise du Pacifique, la nuit. Elle rafraîchit les baies du raisin.
Bu bölgede iyi Pinot yetişmesinin sebebi Pasifik'ten gelen soğuk havanın üzüm tanelerini serinletmesi.
Ses grappes ont une pellicule très fine.
Pinot çok ince kabuklu bir üzümdür.
- Elle aime le pinot.
- Pinot'yu sever.
Rien qu'un p tit pinot local.
Yalnızca biraz Pinot içtim.
Et comment... Steph est très pinots et syrahs.
Steph'de güzel Pinot'lar ve syrah'lar vardır.
Pourquoi t'adores le pinot?
Pinot'yu neden bu kadar seviyorsun?
Le pinot demande une vigilance constante.
Hayır, Pinot sürekli bakım ve ilgi ister.
Celui qui prendra vraiment le temps de comprendre le potentiel du pinot, pour le flatter jusqu'à sa plus belle expression.
Sadece Pinot'nun potansiyelini gerçekten anlamayı çalışan biri onu tam verim vermeye ikna edebilir.
Tu sais... J'aime d'autres vins que le pinot.
Aslında Pinot dışında başka şarapları da severim.
Steph m'a montré les vignobles de pinot.
Stephanie beni Pinot bağlarına götürdü Miles.
On a mangé le pinot à même la vigne.
Sonra dalından Pinot üzümü yedik.
Le pinot noir est cultivé sans doute depuis l'Antiquité, en Bourgogne. Et c'est cet ancestral savoir-faire, cette connaissance héréditaire du vin...
Pinot Noir üzümü klasik dönemlerden beri Burgundy'de yetişir ve işte bu eski şarapçılık bilgisinin katkısıdır ki...
Écoute, ils ont un Pinot Réserve.
Bak. Reserve Pinot'ları var.
Le magasin ferme à 5 h, une caisse de pinot noir nous attend.
İçki dükkanı 5 : 00'de kapanıyor, benim için bir kasa Pinot Noir ayırmışlardı.
Si on prenait un Pinot Noiraud-Noiraud?
Daha basit bir şeye ne dersiniz?
Intéressant, le docteur qui t'a opérée t'a demandé d'avaler la moitié du flacon et de faire passer ça avec quatre verres de Pinot?
İlginç, silikonları takan doktor sana yarım şişenin hepsini dört bardak Pinot Grigio'yla mı iç dedi?
Non, prends le Pineau.
Hayır, Pinot olsun.
Je prendrai un verre de Pinot Gris.
Aslında ben bir kadeh Pinot Grigio alacağım.
J'ai pris la liberté de commander une bouteille de pinot noir.
Sana sormadan bir şişe Pinot Noir ısmarladım.
Pinot a toujours proposé un risotto aux crevettes
Pino'nun en önemli özelliği karidesli risottodur.
Pinot a peut-être un faible pour les losers, mais pas moi
Pino başarısızlara karşı hoşgörülü olabilir, ama ben olmam.
Je suis à Pinot.
Peki. Pinot Hollywood'dayım.
Pinot, 1993.
93 Pinot.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]