Translate.vc / francés → turco / Poker
Poker traducir turco
3,105 traducción paralela
Ils étaient tous au poker.
Beraber poker oynuyorlardı.
Par un ami qui m'a dit qu'ils aimaient jouer au poker.
Bir arkadaş tanıştırdı. Poker oynamayı sevdiklerini söyledi.
Pourquoi s'intéresser à des tricheurs au poker?
Ama neden poker sahtekârlarını araştırsın ki?
Et pourquoi ces tricheurs jouent-ils sur le bateau de Duke?
Poker sahtekârları neden Duke'un teknesinde düşük rakamlarla oynasın ki?
Ils sont pas venus pour le poker.
Buraya poker oynamaya gelmediler.
J'irais jouer au poker et je reviendrais :
Gider arkadaşlarımla poker oynar eve dönerdim.
Pourquoi y a-t-il si peu de femmes qui jouent au poker? Elles ne savent pas bluffer.
Blöf yapamıyorlar da ondan.
Tu n'es pas la plus forte au poker.
- Poker sana göre değil.
Ta femme vient de battre l'homme le plus riche du pays au poker.
Karın Danimarka'nın en güçlü adamını pokerde yendi.
Si vous n'arrivez pas à lire ma Poker face, on va passer en revue nos techniques de vente.
Hayır. Suratımdan belli olmayabilir diye söyleyeyim satış politikamızı değerlendireceğiz.
Kevin, combien de fois je vais devoir te poker avant que tu m'acceptes comme ami sur Facebook?
Sana gelirsem, Kevin. Facebook'ta sen, sana gönderdiğim arkadaşlık isteğimi kabul etmeden önce, seni kaç kez dürtmeliyim?
Pourquoi ça?
Salı günkü poker partisinde görüşeceğim zaten.
Et j'ai trouvé un groupe de poker super.
Muhteşem bir poker grubum var.
Des momies jouant au poker, des pingouins sortant de volcans, des dinosaures de l'ère Crétacé traînant avec ceux de l'ère Jurassique.
Mumyalar poker mı oynamadı, penguenler yanardağlardan mı fırlamadı Kretase dönemindeki dinazorlar, Jura dönemindeki dinazorlarla mı takılmadı.
Merci de n'avoir rien dit à mes parents, à propos de la soirée poker.
Evvelki gece bizi poker oynarken bastığınızı annemlere söylemediğin için sağ ol.
Il a commencé à traîner de plus en plus tard. Aux tables clandestines de poker.
Sahnedeki mesaiden sonra bir hayli sert olmaya başladı özellikle de yeraltı poker odalarında.
Tu jouais au poker, c'est ça?
Poker oynuyordun değil mi?
Tu as joué au poker toute la nuit.
Tüm gece poker oynadın.
- Y a du poker, du black-jack...
- Efendim, pokerimiz var, 21 var.
C'est la dernière fois que je joue au poker avec un pilote à la noix!
Bu, yarım akıllı, tarla ilaçlayıcı bir pilotla son kez poker oynayışım olacak. Ah, öyle mi?
- Ouais, mes 20 ans d'expérience en poker me disent que c'est un "oui".
Tabii ya, yirmi yillik poker tecrübem bunun evet oldugunu söylüyor.
Ici même, avant-hier, on faisait notre poker mensuel.
Ayda bir poker oynardık. Bir ay önce buradan çıkıp oraya gitti.
Tu crois que les nanas du strip poker seront là?
O fıstıkları bu sene de görür müyüz dersin? Biraz striptiz poker oynarız.
Peut-être l'assassin prendra t-il des dispositions pour éviter de se trahir, comme un joueur de poker.
Suikastçı kendini ele vermemek için önlem almış olabilir. Elini gizleyen bir kumarbaz gibi.
Il suffit que je parte en Irak, pour que ma banque brade mon ranch au poker.
Irak'a gidip, ülkene hizmet ediyorsun döndüğünde bir bakıyorsun, çiftliğini pokerde kaybetmişler.
Pour jouer au poker.
Poker oynamak için!
Je l'ai perdue au poker.
Bir oyunda kaybettim.
On a retiré une douille de la table.
Kovanı, poker masasından çıkardık.
- Révélateur. - C'est pas un tournoi de poker.
Dünya Poker Ligi değil burası.
- Que faites-vous? Je préviens mes copains de poker que je me réserve le sujet.
Poker ekibini arayıp hikaye haklarını üzerime aldığımı haber vereyim.
La soirée poker.
Poker gecesi.
Tu m'invites à ton poker des auteurs de polars?
Olamaz. Gizemli hikaye yazarlarının poker gecesine mi davet ediyorsun beni?
C'est pas une séance de dédicaces, mais une soirée poker.
Kitap imzasında değiliz, evlat.
Un coup de poker classique.
Bu klasik bir poker hamlesidir.
Tu me parles de stratégie de poker après avoir perdu 50 $?
Ayrıca geçen hafta senden 50 papel kazanmamdan sonra poker stratejisi hakkında konuşan sen misin?
Les Argentins sont calés, mais pas en poker.
Arjantinliler bir çok şey biliyor olabilirler ama pokerden anlamıyorlar.
Pas en poker, mon pote.
Pokerden anlamıyorlar dostum.
Quand on joue au poker, mieux vaut avoir du jeu.
Poker oynamak istiyorsan, kartlarını iyi saymalısın.
Poker.
- Poker.
Pourquoi je joue au Strip-Poker avec toi?
Neden seninle strip poker oynadım ki?
Vous vous êtes senti humilié par le strip poker?
Bu strip poker oyununun sonucu olarak utanmış mıydın?
Vous jouiez au strip poker.
Evet. - Onunla strip poker oynuyordun.
Juste les copains au jeu de poker
Poker oynadığı arkadaşlarına.
- Boire et jouer aux cartes.
İçki içip poker oynamak iş mi?
Super partie de poker!
Harika poker oyunu değil mi?
Ils sont pas venus pour le poker.
Tamam, evet poker için gelmemişler.
Ce qu'on apprend en regardant World Poker Tour à 2 h :
Hemen halledeceğim.
vous jouez l'adversaire, pas les cartes.
Gece 2 : 00'de Dünya Poker Turu'nu izlerken öğrendiğim ilk ders kartlarla değil, rakibinle oynadığındı.
C'est la même chose quand on est "all in" au poker.
Tıpkı pokerde her şeyini ortaya sürmek gibi.
Je le vois jeudi prochain pour notre partie de poker.
Yapmayın!
Je n'aimerais pas vous affronter au poker.
- Size karşı poker oynamak istemem.