Translate.vc / francés → turco / Possible
Possible traducir turco
41,414 traducción paralela
Dès que possible.
Bir an önce.
Au bout de 46 jours, il est possible que d'autres personnes aient apporté des traces d'ADN depuis l'entrée, la salle de bains, la cuisine ou ailleurs, dans la chambre de Meredith.
46 gün içinde baska insanlarin koridordan, banyodan, mutfaktan veya diger odalardan Meredith'in odasina DNA izleri getirmis olmasi mümkün.
Est-ce que c'est possible?
Bunu yapabilir miyim?
On enquête sur une possible meurtre.
Olası bir cinayeti araştırıyoruz.
Jess, faites noter en bas que Kara Danvers peut entrer ici dès que c'est possible?
Jess, Kara Danvers'ın merdivenlerden çıkışının mümkün olduğunu not eder misin?
Comment c'est possible? 25 octobre 1996
Hiç mantıklı değil.
Comment est-ce humainement possible de regarder plus de 100 fois "Glory"?
Cidden mi? "Glory" filmini 100 kereden fazla izlemek bir insan için nasıl mümkün olabilir ki?
Possible, d'accord.
Tamam, peki. iyi.
Mais serait-il possible que vous aimeriez voir une pièce épouvantable?
Ama korkunç bir gösteriyi... izleme şansınız var mı?
Je ne m'y connais pas trop en brevet. Mais voici mon conseil : Écoutez-les, donnez aussi peu d'informations que possible, et peu importe ce que vous faites, ne signez rien.
Yani patent hukuku hakkında pek bilgim yok ama tavsiyem bir dinleyin, olabildiğince az bilgi verin ve ne yaparsanız yapın hiçbir şeyi imzalamayın.
Je ne suis pas sûr que ce soit possible.
Onun mümkün olduğundan bile emin değilim.
Est-ce au moins possible d'y arriver en deux mois?
Bunu iki ayda tamamlamak mümkün mü bari?
Je t'assure que c'est tout à fait possible.
İnan bana mümkün.
Nous allons aller à une école pour barmaid pour... et ne me frappe pas... être le meilleur... ne me pince pas, pas le nez... bar possible!
Bir barmenlik kursuna gideceğiz ve böylelikle lütfen tekme atma, işletmemizi burnumu cimcikleme, daha iyi bir yere götürebileceğiz!
C'est possible de récupérer cette poupée?
Bebeği geri alma şansım var mı?
- Personnellement, j'aimerais passer le moins de temps possible avec toi.
- Biliyor musun? Bana kalsa.. ... seninle olabildiğince az vakit geçirmek isterim.
On fait tout notre possible pour aider les vétérans à reprendre une vie normale.
Gazilerin zihnen geri gelebilmeleri için elimizden geleni yapıyoruz.
Aussi vite que possible.
Evet mümkün olduğunca...
- Comment est-ce possible?
- Bu nasıl mümkün olabilir ki?
Aussi vite que possible.
Koşabildiğim kadar hızlı koştum.
Et c'est pourquoi nous devons trouver un moyen de le dire à Toby et Paige aussi vite que possible.
İşte bu yüzden olabildiğince hızlı şekilde Toby ve Paige'e haber uçurmanın yolunu bulmalıyız.
Je vais faire tout mon possible pour le suivre.
Uymak için elimden geleni yapacağım.
Tu devras faire en sorte que Thomas soit prêt à partir le plus tôt possible.
Muhtemelen Thomas'ı almalısın, çantayı hazırlamalı ve olabildiğince çabuk hazır olmalısın.
T'es pas possible, vraiment.
İnatçı keçinin tekisin.
Si vous négligez cet appel, je résisterai le plus longtemps possible et mourrai en soldat n'oubliant jamais ce qui est dû à son honneur, et à celui de sa patrie :
Eğer bu çağrımın gereği yerine getirilmezse... Fiziksel ve zihinsel olarak hazır olup bir asker gibi ölmeye kararlıyım. Kendimin ve vatanımın onurunu korumam gerektiğini asla unutmayacağım.
Franchement, ils sont en sous-effectif ils prendraient probablement n'importe quelle aide possible.
Açıkçası yeterli adamları olmadığından muhtemelen her yardımı kabul ederler.
Comment c'est possible?
- Bu nasıI olabilir?
Voyez avec mon assistant. Je m'en occuperai dès que possible.
İhtiyacınız olan şey asistanımda var.
J'aurais dû le bombarder quand c'était possible.
- Fırsatım varken bombalamalıydım.
Tu as pris la meilleure décision possible avec les informations que tu avais.
Mevcut bilgilere göre en iyi kararı verdin Tom.
Vous devez vous éloigner aussi loin que possible de là...
Uzaklaşabildiğiniz kadar uzaklaşın oradan...
Comment est-ce possible?
Nasıl mümkün olabilir?
Il va essayait d'éloigner Meridia aussi loin que possible d'elle.
Meridia'yı mümkün olduğunca uzaklaştırmaya çalışır.
Mais c'est possible de mentir à des personnes tout en les aimant beaucoup.
Ama birini çok sevip bir yandan da yalan söylemek mümkün.
- C'est fort possible.
- Büyük ihtimalle.
Nous avons besoin de bouger... dès que possible.
- Hemen çıkmamız lazım.
Je suis venue dès que possible.
Gelebildiğim kadar çabuk geldim.
Je me suis toujours senti comme un marginal, mais vous m'avez appris que quand les marginaux travaillent ensemble, tout est possible.
Her zaman dışlanmış gibi hissetmiştim ama siz bana dışlanmışlar birlikte çalıştığında her şeyin mümkün olabileceğini öğrettiniz.
Une évaluation plus appropriée serait que vous êtes des équipiers incroyables... et quand nous travaillons ensemble, tout est possible.
Daha uygun bir değerlendirme şöyle olurdu sizler harika takım arkadaşlarısınız ve birlikte çalıştığımızda, her şey mümkün.
Pas possible.
Yok artık.
Parce que je veux que tu te tapes le plus de nanas possible.
Çünkü olabildigince kari kaldirmani istiyorum.
Deux questions. Je serai quand même payé? C'est possible de faire ça?
Bunu yaparsak yine de para alir miyim ve bunu yapabilir miyiz?
J'ai une chance pas possible.
Dünyanin en sansli adamiyim.
Le réalisateur vous adore dedans, mais les patrons de la chaîne à LA vous connaissent peu, alors j'essaie de voir s'il serait possible de vous envoyer à LA pour qu'ils vous voient en personne et vous refassent passer une audition.
Yönetmen bu is için seni çok istiyor. Ama kanal yöneticileri ve Los Angeles'takiler seni pek tanimiyor. O yüzden seni Los Angeles'a yollamanin bir yolunu bulmaya çalisiyorum.
On peut voir si c'est possible de faire un article quand les Beard Awards seront en ville, avec un titre genre :
Beard Ödülleri şehre geldiğinde bunun haberini yapma ihtimalini değerlendirebiliriz.
Faire le voyage jusqu'au Japon n'est pas possible en ce moment.
Japonya'ya seyahat şu anda mümkün değil.
Vous devez le lui faire avouer le plus tôt possible.
O yüzden en kısa sürede bunu itiraf etmesini sağla.
- Comment est-ce possible?
- Nasıl olmaz ya?
Je ne sais plus quoi croire, mais après tout ce qu'il s'est passé, c'est possible.
Neye inanacağımı bilmiyorum, ama olanlardan sonra, bu mümkün.
Et le Bureau fait tout son possible.
Ve Büro elinden geleni yapıyor.
Un visage complètement symétrique, ce qui n'est d'ailleurs pas possible, mais ça nous avance assez pour lancer une reconnaissance faciale.
Tamamen simetrik bir yüz, ki kimsede böyle bir yüz yok ama... bir arama başlatmak için bize yeterli şeyi veriyor.