Translate.vc / francés → turco / Postmortem
Postmortem traducir turco
48 traducción paralela
et postmortem, il leur ouvre les poignets - pour accélerer la dégénérescence des organes.
Şimdi, öldükten sonra açılan bilek yaraları.
Eh bien, les mutations ont apparement continué postmortem.
Açıkça mutasyonlar ölüm sonrasında devam ediyor.
Plusieurs à la cage thoracique sont postmortem.
Bir de bu var.
Tu sais, les insectes sont attirés par les hydrocarbones émis postmortem.
Böcekler ölüm sonrası açığa çıkan hidrokarbona gelir.
Le poulet en plastique a été introduit postmortem.
O zaman plastik tavuk o öldükten sonra yerleştirilmiş.
Postmortem.
Ölüm sonrası oluşmuş.
L'absence de sang, sur la surface périostique des fractures, suggère que les côtes ont été cassées postmortem.
Çatlakların kemik zarında kan olmaması kaburgaların, ölüm sonrası kırıldığını gösteriyor.
On dirait que ces abrasions sont postmortem.
Bu sıyrıklar ölüm sonrası oluşmuş.
L'examen postmortem de ses yeux a révélé des formations d'hyperplasiques sur la rétine mi-périphérique.
Ölümünden sonra gözlerinin orta periferik retinasında hiperplazik biçimler oluştu.
Postmortem, le sang coagule et colore la bouche en noir.
Ölüm sonrası kan pıhtılaşır ve ağzının içini karartır.
Ce pourrait aisément être postmortem.
Kolaylıkla otopsi yapılabilir.
De par le manque de tâches, la tête de la victime a été détachée postmortem.
Lekelere bakılırsa kafası ölümden sonra kopmuş.
Une, trauma post-mortem... Deux, trauma post-mortem... J'ai pigé.
Birinci saniye postmortem travma, ikinci saniye postmortem travma...
C'est ce que nous appelons une autopsie.
Postmortem veya kuramsal otopsi olarak bilinir.
Le corps est froid, mais encore rigide. Peu décomposé. Aucune larve d'insecte ni morsure d'animal postmortem.
Ceset soğuk ama hâlâ katı, çok az çürüme var,..... böcek larvası ya da ölüm sonrası hayvan ısırığı yok.
Il y a beaucoup de blessures remodelées perimortem et postmortem.
Bunlar ölüm anında ve sonrasındaki yaralanmaların yeniden şekillendirilmiş hali.
C'est survenu postmortem.
Ölüm sonrası olmuş.
Je n'ai pas dit ça, je dis simplement que malgré les multiples fractures et contusions causées par le chute de Barbera dans les escaliers il n'y a pas de preuve postmortem qu'il a été poussé.
Demek istediğim çok sayıda kırık ve çürüklere rağmen Barbera'nın düşmesine neden olan şeyin itilmesi olduğuna dair bir kanıt yok. Ve cinayet olduğuna dair bir belirti de yok.
J'ai mesuré la quantité de sang qui a imbibé son survêtement et je l'ai comparé au sang toujours présent dans son corps, postmortem.
Yaradan eşofmana akan kan miktarını ölçtüm. Ve otopsi sırasında vücudundaki mevcut kan ile karşılaştırdım.
Non, M'dame. Tous les traumatismes ont l'air postmortem.
Hayır, hanımefendi tüm travmalar ölüm sonrası gibi görünüyor.
Et bien, le minimum de sang suggère que cette oreille a été détaché postmortem.
Kanın az olması gösteiyor ki bu kulak ölüm gerçekleştikten sonra kesilmiş.
Que signifie "pénétration post mortem"?
"Postmortem penetrasyon" ne anlama geliyor?
Les expérimentations postmortem sont plus une activité de troisième rencard.
Ölüm sonrası morluk deneyleri daha çok üçüncü buluşmada yapılır.
Au moins selon le rapport postmortem du Dr Arden.
Dr. Arden'in otopsi raporuna göre.
Non, ce serait plutôt ces trois blessures postmortem, ici dans le torse.
Hayır, gövdede bulunan şu üç ölüm sonrası yarası onlara ait.
Je pourrais parler de similarités après avoir complété la postmortem.
Kesin bir benzerlikten ancak otopsi sonrası bahsedebilirim.
Bien, on pensait que les 2 mains avaient été prises après la mort pour éviter une identification ou possiblement comme trophées.
Peki, biz iki elinizle çıkarıldı kabul postmortem kimlik ya da muhtemelen kupa olarak kabul önlemek için.
La blessure ici est définitivement postmortem.
Burada yaralanma kesinlikle postmortem olduğunu.
J'ai aussi trouvé ça dans la blessure post mortem.
Ben de postmortem yara bu bulundu.
C'est arrivé postmortem.
Ölümden sonra olmuş.
cas numéro 221-222, examen post mortem,
Dava numarası 221-222. Postmortem incelemesi.
Et il n'y a pas de bleus au niveau du larynx ou de la trachée, ce qui signifie qu'ils ont été faits postmortem.
Ayrıca kurbanın gırtlağında ve nefes borusunda yara yok. Bu da ölümden sonra kırıldıkları manasına geliyor.
Par exemple, le... lividité postmortem sur le corps indique que la victime n'a pas été déplacée après le meurtre.
Mesela... Ölüm sonrası morluk kurbanın cinayetten sonra yerinden oynatılmadığını gösterir.
Bien. Maintenant, faites le descendre doucement pour que nous évitions des traumas postmortem aux restes.
Güzel şimdi yavaşça indirin ki kalıntılara ölüm sonrası travma yaşatmayalım.
La décomposition microbienne postmortem active la formation de gaz métaboliques qui, combinés à la décomposition des couches de tissus dermiques, entraîne la remontée du corps à la surface.
Ölüm sonrası mikrobik bozulma metabolik gaz oluşuma yol açar ki deri dokusunun çürümesinin yol açtığı kayganlıkla birleşince cesedin su üzerine çıkmasına yol açar.
Il y a une fracture de la portion supérieure du bassin et une autre postmortem plus haut au niveau de l'iliaque survenue pendant la chute dans le puits.
Acetabulum'un üst kısmında bir kırık ve kuyuya düşüş sırasında ölüm sonrası iliumda yukarı doğru eğim oluşmuş.
Celui de Clark a été mis en bouche postmortem.
Telefon, Clark'ın ağzına ölümden sonra konmuştu.
Tous les signes de prédation sur les os de la main droite, ça sera dur de séparer les blessures perimortem des postmortem.
Hayvanlar sağ el tarak kemiğini kemirdiklerinden ölüm esnasındaki ve ölüm sonrası travmaları ayırt etmek zor olacak.
Le rapport préliminaire du légiste indique que ses doigts ont été cassés postmortem.
Adli tabibin ilk raporuna göre Rivers'ın parmakları öldükten sonra kırılmış.
Ça s'appelle une "autopsie", un examen postmortem.
Buna "otopsi" diyorlar, ölüm sonrası inceleme.
Dans ce cas, il aurait été mis là postmortem.
Eğer öyleyse öldükten sonra koyulmuş olmalı.
En se basant sur l'absence de décoloration des lignes de fractures on peut dire qu'elles sont postmortem.
Kırıklarda renk bozukluğu olmadığı için hepsi ölümden sonra olmuş. Bunun için bir kez daha kırmızı çamura teşekkür et.
- Ça a été fait postmortem? - Oui.
- Ölümden sonra mı yapılmış?
Ça a été fait postmortem.
- Ölüm sonrası yapılmış.
Les 46 autres blessures pénétrantes par objet tranchant ont été administrées postmortem, montrant la violence de l'assaillant, habituellement nommée surextermination et typiquement un signe que l'agression était personnelle.
Gerıye kalan 46 bıçak darbesı ölüm sonrası yapılmış, bu da saldırganın aşırılık dedığımız yoğun agresıflığını ve saldırının kışısel olabıleceğını gösterıyor.
J'ai trouvé des bleus périmortem sur les autres victimes, qu'on appelle hypostases sous-cutanées ou tâches postmortem.
Diğer kurbanlarda ölüm anı yaraları buldum, buna deri altı hipostaz deniyor ya da ölüm sonrası lekeleri.
Toutes les précédentes victimes ont des bleus postmortem, ce qui prouve qu'elles ont physiquement été attaqué juste avant de mourir.
Önceki tüm kurbanlarda ölüm sonrası yaralar vardı, yani ölmeden hemen önce saldırıya uğramışlar.
Environ 90 % d'entre elles sont postmortem et causées par des animaux dans les bois...
Ormandaki hayvanlardan ;