Translate.vc / francés → turco / Prends
Prends traducir turco
65,985 traducción paralela
Tu... Tu prends le volant.
Sen sür.
Tu prends le volant.
Sen sür.
Prends-le.
Al.
Quand tu prends une vie... Elle prend... la tienne.
Bir hayata son verdiğinde o da seninkine son veriyor.
Prends sa pression artérielle, Je vais chercher les bandages.
Kan basıncını ölç ben de bandajlayayım.
Deux ou trois, bien, je les prends.
İki ya da üç yıl güzel. Bana uyar.
Prends tout ce que tu peux porter.
Taşıyabileceğin ne varsa al.
Prends la télé à la fin.
Köşedeki televizyonu kap.
Donc... Prends soin de toi, fils.
Kendine dikkat et oğlum.
Prends ça!
Al bakalım!
Prends son côté droit!
Sağ tarafından tut.
Prends-moi.
Beni al.
Tu laisses mes enfants tranquilles, et tu me prends!
Çocuklarımı rahat bırak, ve beni al!
Je prends surtout des notes.
Genelde not tutuyorum, bilirsin.
Tu ne prends plus le chat, j'espère?
Senin kediyi alman gerekmiyor mu?
Tu ne prends plus le chat, j'espère.
Kediyi almamışsın daha.
Je prends des médicaments, alors, d'accord.
İlaç kullanıyorum, yani, olur.
Si tu prends 500 $, t'en prendras 500 $ de plus.
500 dolar alırsan 500 daha alırsın.
- Prends-moi une bière.
- Bana da bira.
- Prends la fille noire.
- Siyahi kızı seç.
Prends soin de toi.
Orada kendine iyi bak.
- Prends l'argent.
- Parayı al.
Prends l'arme.
Silahı al.
Prends le temps d'en profiter.
Biraz kendine zaman ayır ve bunu hisset.
Tu te prends pour qui, Seabiscuit?
Nesin sen? Seabiscuit falan mı?
Je ne savais pas que tu pensais ça, mais prends-le comme une bonne surprise.
Affedersin. Bu aklıma gelmedi ama bunu güzel bir sürpriz olarak düşün.
Non, je n'en prends pas à l'école.
Hayır, okula uyuşturucu getirmem.
J'en prends avant de venir.
Okula gelmeden önce hallederim.
Prends ça.
Şundan bir çek.
Oui, je prends mon heure de libre.
Evet! Rahat bir nefes alacağım.
- Tu la prends?
- Biraz tutmak ister misin?
Tu prends quoi?
Ne yiyeceğiz?
Tu te prends pour qui, Seabiscuit?
Nesin sen? Seabiscuit mi?
Prends tes chèvres et casse toi.
Basın gidin. - Yanı başında satış yapacağız.
Raees, ne prends pas cet argent.
- Raees, parayı alma. - Jairaj'ın cezasını keseyim derken ölüme koşma.
Laisse-le entrer, mais... prends son arme.
İçeri al. Ve dinle. Silahını al.
J'en prends la responsabilité.
Üstlerime cevap vereceğim. Ateş!
Prends soin de toi.
- Kendine iyi bak. - Götürün onu!
Je prends ça au sérieux!
Alıyorum!
Qu'est-ce qui te fait croire que je ne prends ça au sérieux?
Ciddiye almadığımı neden düşünüyorsun?
Ce n'est jamais bon quand je les prends.
Ben çekince hiç olmuyor.
Donc tu prends toute la gloire, merci beaucoup Merci quand même.
Bütün görkemi sen al, sağ ol. - Tamam! - Teşekkürler.
Je la prends.
Ben alırım.
Prends ma lampe torche, parce qu'il fera nuit
Döndüğümüzde hava kararmış olacak. El fenerini yanına al.
- OK, prends le volant.
- Pekâlâ, direksiyona geç.
Goldar prend le Zeo Cristal. Et moi, je prends l'univers.
Goldar Zeo Kristalinin, ben de evrenin sahibi olacağım.
- Prends à gauche, je prends à droite.
- Sen solu, sen sağı al.
Prends ça. - Non, non, non.
- Hayır.
- Prends ta photo.
- Seç bakalım.
- Prends la boule girly.
- Kız topu kullan.
Prends ton argent et tire-toi.
Bas git.