English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Preparation

Preparation traducir turco

1,290 traducción paralela
C'etait juste une preparation pour Ies conversations a venir.
- Hayır, henüz yağmadı. Anlıyorum. Olası bir sohbetin provasını yapıyordunuz.
Je suis juste inquiète qu'il n'ait pas eu une bonne preparation pour entrer ici.
Beni endişelendiren, onun... bizim ders programımız için yeterli hazırlığı görmemiş olduğu.
Prévoyance et préparation...
Sağduyu ve hazırlık...
J'ai renversé une grande quantité de poudre de cacao dans la préparation, alors, soit ils allaient à la poubelle, soit je trouvais une mutante capable de tolérer une dose toxique de chocolat.
- Yanlışlıkla hamurun içine üç kakao döktüm. Ya atacaktım ya da çikolataya insanüstü bir dayanıklılık gösteren birini bulacaktım.
Je ne prends aucun plaisir en dehors de l'espérance ou de la préparation.
Doğru değil. Hazırlanmak hoşuma gitmiyor.
Préparation pour des scones, wahou.
Çörek karışımı.
Cette petite boutique a ouvert juste en face de notre maison et fait ces merveilleux scones, et ça c'est leur préparation, comme ça tu pourras les faire dans ta cuisine.
Evimizin bulunduğu yolun hemen aşağısında harika çörekler yapılan bir yer açıldı. Bu onların karışımı. Sen de kendi mutfağında yapabilirsin.
C'est mon examen sur l'immobilier. Y a un autre cours de préparation que je vais prendre.
Almak istediğim bir hazırlık kursu daha kaldı.
Il va opérer, il veut pas parler pendant la préparation.
Ameliyata giriyormuş. Hazırlık odasında konuşmak istemedi.
Préparation premier moteur fusée.
Ana roketi ateşlemeye hazırlanıyorum.
Haie d'honneur au hangar côté tribord pour la préparation de la cérémonie.
Tören kıtası, tören bilgileri ve prova için sancak tarafındaki hangara gidin.
Saut spatial en préparation.
Sıçrama hazırlıkları başladı.
Je vais à la salle de préparation des escadrons.
Avcı filosunun odasında olacağım.
Pour pallier son manque de préparation, Tom utilisa sa technique de digression habituelle.
Tom yeterince hazırlanamamasının açığını, kendi geliştirdiği gelişigüzel herkesi eleştirme tekniğiyle kapamaya çalıştı.
- Steve, amène-les en préparation.
- Onları götürür müsün lütfen? - Tabii efendim. Bu taraftan lütfen.
Veuillez suivre Steve en salle de préparation.
Sizi hazırlık odasına götürecek.
Je peux te montrer comment retirer les cernes avec de la Préparation H.
Ben de göz altındaki torbalara iyi gelen solüsyon hazırlamayı öğretebilirim.
Il plaida coupable de divers délits fédéraux, dont une participation à la préparation des meurtres de Wonderland de la nuit du 1er juillet 1981, et condamné à 37 mois de prison.
Federal çetecilik suçlamalarını kabullendi. 1 temmuz 1981 gecesi işlenen... Wonderland cinayetleri'ne azmettirmek de bu suçlamalar arasındaydı.
Préparation maison.
Elma tenisi.
Une préparation maison dont mon père connaissait le secret.
Babamın yaptığı evyapımı bir karışım.
On est en plein milieu de la préparation d'une guerre!
Efendim, burada savaş hazırlığı yapıyoruz.
- Toute sa préparation pour le débat.
Bu geceki toplantı için hazırladığı çalışmaların tamamı.
Son entière préparation pour le débat de ce soir.
Bu geceki toplantı için hazırladığı çalışmaların tamamı. Allah kahretsin!
Le genre de jour où il y a quelque chose dans l'air. Quelque chose qui est en préparation depuis un moment.
Hani havada bir şeyin olduğu, uzun zamandır yolda olan bir şeyin.
Et, peut-être parce que je pense tout le temps à moi, j'étais sûre que quelque chose de bon était en préparation pour moi.
Belki de sürekli kendimi düşündüğüm için benim başıma geleceğinden emindim.
On présente une préparation colique et on fait faire un lavement baryté.
Baryum lavmanı iste. Sen ciddi misin?
La partie la plus difficile est la préparation du minerai.
Zor kısmı en başta oraya kadar pişirmekte.
- La prochaine série de tests est en préparation. - Nous n'accomplirons rien du tout si vous ne faites que des tests.
Yaptığın test yapmaksa hiç bir şeyi başaramayacağız.
Le Transporteur Amiral montre des signes croissants de préparation à la bataille.
Komuta gemisinden gitgide artan şiddette savaşa hazırlık sinyalleri alıyoruz.
La préparation n'est pas terminée.
Hâlâ eksik olan bir kaç şey var.
C'est exactement pareil avec la préparation du parachute.
Paraşüt sararken de öyle.
Sandy a annulé votre rendez-vous. Ils ont un travail de préparation à faire pour notre réunion.
Yarınki buluşma için bazı hazırlıklar yapmaları gerekiyormuş.
Si tu reussis le test de niveau, ce n'est pas un test d'aptitude, c'est juste pour voir ta préparation ce que tu as appris, pas combien tu es intelligent
Yerleştirme sınavını geçersen, bu bir yetenek sınavı değil, ne kadar hazır olduğunu ölçüyor, ne öğrenmiş olduğunu, ne kadar zeki olduğunu değil.
On estime qu'il y a au moins dix bombes sales en préparation, ici à Londres.
Son istihbaratlar Londra'da bir yerlerde olacağını söylüyordu.
Préparation phase 3.
Evre - 3 hazırlanıyor.
Je fais la préparation des corps à la morgue
- Morgda etiket takıyorum.
Cette préparation a beaucoup de succès.
Bu çok satanlardan.
Et après des années de préparation.
Onca yıl bunu planlamıştım.
La préparation des tests se passe comme prévu.
Ekip için seçmeler planlanan şekilde devam edecek.
Oui, cette pub pour mon oncle c'était juste une préparation... - pour le premier film kung fu allemand. - Exactement, c'est moi qui l'ai découvert!
Evet, amcam için yaptığım bu reklam sadece bir başlangıçtı ilk Alman Kung-Fu filmi hazırlığı.
M.Chow, une autre fête en préparation?
- Bay Chow, yeni bir davet mi veriyorsunuz?
" c'est normal que la préparation soit longue.
Sanırım hazırlıkların bu kadar uzun sürmesine şaşırmamalıyım.
Vous insinuez que cette préparation serait inutile?
Sizi asla yaşamayabileceğiniz bir duruma hazırladığımı mı ima ediyorsunuz?
Préparation O, tue les hémorroïdes comme Oscar tue les squales.
Merhem-O. Hemoroidleri, Oscar'ın köpekbalıklarını yok ettiği gibi yok eder.
Eh bien, en ce moment, je l'assiste dans sa préparation aux examens du SAT.
Şey, şu anda kendisine SAT sınav hazırlıkları konusunda yardım etmekteyim.
L'entraînement, la préparation, l'emploi du temps. Quel genre de changements?
Program bile değişmeli.
La chance, c'est la préparation plus l'occasion.
Şans, hazırlığın fırsatla buluştuğu andır.
Comme pour tout grand art il y a 99 % de préparation.
Tüm büyük sanatçılar gibi yüzde 90 hazır olabilirsin.
Vous vouliez partir sans une bonne préparation.
Doğru dürüst hazırlık yapmadan gelmeyi sen istedin.
Dix ans de préparation et enfin le grand soir!
On yıldır süren bir plan ve sonunda o gece geldi.
Les saucisses et les femmes, si vous voulez profiter de mon expérience... n'assistez jamais à la préparation ni de l'une ni de l'autre.
- Sosisler ve kadınlar. Eğer zevk almak istiyorsan.. asla hazırlanmalarını izlemeyeceksin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]