Translate.vc / francés → turco / Pretty
Pretty traducir turco
440 traducción paralela
Précédemment...
Pretty Little Liars'da önceki bölümlerde...
Vous l'aurez, Jolie Femme.
Pretty Lady senin olacak.
C'est pourquoi Jolie Femme... doit être un succès.
Onun için Pretty Lady'yi yapıyorum. Başarılı olmalı.
Je compte sur ce spectacle... pour me faire vivre pendant longtemps.
Siz bana, ben de Pretty Lady'ye güveniyorum... ... çünkü beni uzun süre ayakta tutacak.
La première, c'est pour bientôt, ne l'oubliez pas.
Pretty Lady'nin turne açılışının yakında olduğunu hatırlatabilir miyim?
Êtes-vous bien "Jolie Femme"?
Bu Pretty Lady kumpanyası, değil mi?
La jolie primevère
Pretty little primrose
Mais qu'est-ce que je vais dire à propos d'une bande de nanas? "Les rubans blancs vont vous chanter A Pretty Girl"?
Ama etrafta dolanıp'A Pretty Girl'ü söyleyen bir grup beyaz kurdeleli... aptal kadın hakkında ne diyebilirim?
La lune brille au-dessus de Red Wing
# Oh, the moon shines tonight on pretty Red Wing
l whisper in her little ear What pretty hair you have
Kulağına usulca fısıldadım,'Saçların ne güzel'diye
l whisper in her little ear What a pretty blouse you have
Kulağına usulca fısıldadım,'Bluzun ne güzel'diye
Ce n'est pas si simple...
Well, that looks pretty complicated.
Esau Pretty.
Esau Pretty.
Amicalement, Capitaine R.H. Pretty. "
Saygılarımla, Yzb. R. H. Pretty.
Vous suivrez les lieutenants Punchy, Limey, Beau-gosse, Doc, le Poète, Pretty boy et Slattery dans le plus fascinant film de guerre jamais tourné.
Teğmen'i, Punchy'i, Limey'i, Bebek Surat'ı, Doktor'u, Şair'i, Tatlı'yı ve Pasaklı'yı, şimdiye kadar yapılmış en güzel savaş filmlerinde izleyin.
Will I be pretty?
# Güzel olacak mıyım?
Y vit une bergère
" Chanced on a pretty maid
Qui menait ses brebis Auprès de la rivière
"And as the sunlight played " He wooed the pretty lady
Leur enleva la vie
" Both knight and pretty lady
Pretty Boy Floyd trouvait le braquage de banques plus rentable.
Arka sokakların en iyisi Alvin, buranın en iyisi olduğunu söyledi.
Out of Africa rencontre Pretty Woman.
Doğru. Out of Africa ve Pretty Woman karışımı.
BONNE VLLLAGE Jolie FLAME.
PRETTY VILLAGE PRETTY FLAME
Ce truc est devenu lourd.
The sucker got pretty heavy.
Ce n'était pas si mal - Je devenais assez pruneau mais -
Aslında çok da kötü değildi - Well, you did get pretty pruney, but -
Dans Pretty in Pink, elle se fait larguer. Dans Sixteen Candles, tout le monde oublie son anniversaire.
Pembe içineki güzelde balodan önce terk ediliyor... 16 Mum'da herkes doğumgününü unutuyor..
Et puis, Pretty in Pink, que je peux plus regarder avec ce petit con... parce que quand la rousse se met à la colle avec le gars de ses rêves... il se met à chialer comme un petit con qui s'est égratigné le genou.
Ve bundan sonra, bodur orospu Prettyin Pink'i izlemiyeceğim. Çünkü ne zaman o kızıl kafalı, rüya erkekle biraraya gelse dizlerinin üzerine çöküp küçük or.spular gibi ağlamaya başlıyor.
Je me sens comme Julia Roberts dans "Pretty Woman".
Kendimi "Pretty Woman" daki Julia Roberts gibi hissediyorum.
Une autre séance de torture entre les mains de Miss Penny Pretty.
Bayan Penny Pretty'nin ellerinden başka bir öğleden sonra işkencesi daha.
J'ai vu ça dans "Pretty Woman".
Pretty Woman'da görmüştüm.
Tu as encore loué "Pretty Woman"?
Yine "Özel Bir Kadın" ı mı kiraladın?
- Ces 20 dollars disent que c'est Pretty Woman.
- 20 ye PretryWoman.
T " as pas vu Pretty Woman, connard?
Sen Özel Bir Kadın'ı seyretmedin mi?
Tu n " as pas vu Pretty Woman.
Sen Özel Bir Kadın'ı seyretmedin mi?
Tu sais, l'éternel faire-valoir.
Molly Ringwald'ın " Pretty In Pink'teki en iyi arkadaşı.
Billy Pretty, un point c'est tout! Entrez.
Bir sorun mu var?
M. Billy Pretty, vieux renard et célébrité locale.
Ah, Bay Billy Pretty, eski bir balık avcısı ve yerel bir simge gibi.
Billy Pretty m'a tout raconté.
Billy Pretty bana her şeyi anlattı.
mais en les combinant, on obtient une poule plus que potable.
But combined, those two make up one pretty decent chick.
- C'est dans Rose Bonbon.
- That's Pretty in Pink.
C'est bien.
- Çok pretty.
Mon reve de devenir professionel au base-ball s'est vite evanoui.
My dream of playing pro baseball ended pretty early.
There's a thousand pretty women waiting out there
There's a thousand pretty women waiting out there
Rêve pas. C'était pas Pretty Woman.
Aç gözünü, Özel Bir Kadın'ı çekmiyoruz burada.
The talent pool s pretty deep.
Bir sürü kız var.
Pretty Woman.
Hoş kadın.
- Il s'est cultivé, comme Pretty Woman.
Peter kültürünü geliştirdi. Pretty Woman'daki Julia Roberts gibi.
Pretty?
.. Pretty? ( sevimli )
Peut-on voir monsieur Washington embrasser brièvement une Pretty Woman dans une "affaire pélican" qui roule?
Ama Bay Washington... Pelican Moon'un altında az da olsa... Pretty Woman'ı öperken görülemez mi?
Oui une Pretty Huge - Très bien!
- Pekala.
Dois-je vous rappeler que Pretty Lady ouvre en province très bientôt? On a annoncé une comédie musicale et dansante!
Size "Pretty Lady" nin turne galasının çok yakında olduğunu hatırlatmam mı gerekiyor?
Tu es prête? "Pretty Woman".
"Özel Bir Kadın."