English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Proctor

Proctor traducir turco

425 traducción paralela
Albee Koster? . Bial Proctor?
Albee, Coster, Beall ve Proctor...
Désolé de vous déranger, je suis le fondé de pouvoir.
- Rahatsızlık için kusuruma bakmayın hanımefendi. Ben Bay Proctor.
Je te le dis, mon prince, foi de Proctor, jamais je n'ai vu spécimen plus puant.
Evet, efendim Bob! Gözlerimin keseceği kadar lanet olası bir sansar olacağım aksi biri olmazsan.
Capitaine, expliquez au jury ce qu'est une expertise balistique
Yüzbaşı Proctor, bize barıştık incelemelerinin sonuçlarını söyler misiniz.
Merci capitaine Proctor.
Teşekkürler yüzbaşı, oturun lütfen.
Capitaine Proctor, d'après vos expertises, pouvez-vous nous dire si cette balle provient du Colt M. Sacco?
Yüzbaşı, barıştık testlerin sonucunda, bize bu merminin Sacco'nun silahından ateşlenip ateşlenmediğini söyler misiniz?
L'expertise du capitaine Proctor a établi qu'au moins une balle, celle qui a tué le pauvre Berardelli, provient du revolver de Sacco.
Balistik sonuçlar, Berardelli'yi öldüren kurşunlardan en az bir tanesinin Sacco'nun silahından çıktığını doğruladı.
La mort du capitaine Proctor rend notre tâche plus pénible.
Maalesef, Yüzbaşı Proctor artık aramızda değil.
Voici Proctor Est et ses tourbières tout autour.
East Proctor şurası. Burada kırdan başka bir şey yoktur.
Sergent McManus, insinuez-vous que David et Jack furent attaqués par un animal et que les autorités de Proctor Est ont comploté pour tenir le secret?
Çavuş McManus, David ve Jack'e saldıranın... bir hayvan olduğunu ve East Proctor'daki... yetkililerin bir komplo düzenleyerek bunu gizlediklerini mi iddia ediyorsunuz?
Avez-vous parlé à la police de Proctor Est?
East Proctor'daki polislerle konuştunuz mu?
Je suis allé à Proctor Est aujourd'hui.
Bugün East Proctor'a gittim.
Je suis donc allé à ce pub de Proctor Est aujourd'hui et je sais deux choses.
Ben de bugün East Proctor'daki pub'a gittim ve iki şeyin farkına vardım.
J'ai moi-même décelé une sorte de névrose collective à Proctor Est.
East Proctor'daki kitlesel nevrozu gözlerimle gördüm.
Pensez-vous que Greg Stillson battra Le sénateur Proctor?
Sence Greg Stillson, Senatör Proctor'ı koltuğundan edebilecek mi?
Proctor!
Proctor! Proctor!
Proctor!
Proctor!
La centrale de Proctor a identifié l'origine de l'appel : Westwood.
Proctor'da ki dağıtım istasyonu arama Westwood civarından bir yerden.
Tu es un imbécile.
Proctor, sen bir aptalsın.
Eh bien, Proctor. Une, deux! Une, deux!
- Hadi Proctor, çabuk ol!
Lâchez-moi le cul!
Elini kıçımdan çek Proctor.
Allez-vous-en! Allez-vous-en!
Çekil Proctor.
Merci, Proctor.
- Sağol Proctor.
Harris possède bien Proctor.
Harris'in de Proctor'ı var.
C'est une impasse, Proctor.
Proctor, bu bir ara sokak.
Et voici le Lieutenant Proctor! L'idole des ghettos.
Bayanlar baylar, karşınızda Teğmen Proctor, kenar mahallenin sevgilisi!
Je suis Proctor.
Ben Proctor'um.
- Proctor.
- Proctor.
- Proctor, tu sais ce que ça signifie?
- Bu ne demek anlamıyor musun?
Proctor, nous irons tous les deux à Miami Beach.
Sen ve ben Miami " ye gideceğiz.
lci le lieutenant Proctor de l'École de Police.
Ben Polis Akademisi'nden...
C'est Proctor. Il veut 2 billets de première pour Miami et il m'a pris pour l'aéroport.
Proctor telefonda, kendisi ve Harris için Miami " ye iki adet birinci sınıf bilet ayırtmaya çalışıyor.
Le lieutenant Proctor nous a réservés sur un vol très spécial.
Teğmen Proctor bize özel bir uçakta yer ayırtmış.
Bas les pattes!
Gelme üstüme Proctor.
Vous et M. Proctor en êtes les seuls passagers.
Siz ve Bay Proctor " dan başka yolcusu da yok.
Viens, Proctor.
Hadi gel Proctor.
Proctor, pourquoi est-ce que je te supporte?
Neden sana tahammül ediyorum ki?
- La ferme, Proctor!
- Kapa çeneni Proctor!
- Proctor, c'est toi qui me caches le soleil maintenant.
- Proctor. - Emredin. - Şimdi de sen güneşimi kesiyorsun.
Donne-moi de la monnaie, Proctor.
Bozukluk. Bana biraz bozukluk ver.
Pas un mot, Proctor!
- Efendim... - Tek kelime etme Proctor.
Merci, Proctor.
Sağol Proctor.
Va les ramasser.
- Proctor, git silahları topla. - Peki efendim.
Utilise l'échelle!
Hayır Proctor, hayır. Merdiveni kullan. Merdiveni!
Où est Proctor?
Proctor nerede?
Me voilà!
- Geldim! - Proctor.
T'as une semaine pour te plier à l'ordonnance du juge Proctor.
Yargıç Proctor'un emrine uymak için bir haftan var.
Prenez Proctor vs. Proctor, par exemple.
Örneğin "Proctor, Proctor'a karşı" davası...
- Proctor!
- Proctor!
Proctor, avec moi.
O çocukların yerini tespit edin. Proctor, benimle gel.
- Merci.
- Sağol Proctor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]