Translate.vc / francés → turco / Protèger
Protèger traducir turco
55 traducción paralela
Il a tenté... il a tenté de protèger les étourneaux que nous sommes.
Amcam çok yakında. Çalışmış...
Il feint l'émotion pour protèger ses richesses. Son don au mendiant n'est qu'un coup de pied. Non, Marat.
Servetini korumak için, duygulanmış gibi yapar dilenciye verdiği tek sadaka da, okkalı bir tekmedir.
"Le jour viendra " D'une sociètè qui met son énergie à défendre et protèger chacun " Et dans laquelle chaque individu bien qu'uni aux autres,
Gün gelecek gücünü herkesi herkese karşı savunup korumak için biriktiren ve her bireyin diğerlerine bağlı olduğu halde sadece kendine itaat ederek özgürleştiği bir toplum doğacak...
Laisse-moi te protèger cette nuit,
Bu gece de ben seninle ilgileneceğim.
Tu devais le protèger.
Senin görevin onu korumaktı.
Ho, je vais le protèger pour toi Alexis.
Ben senin için koruyacağım, Alexei.
N'est-ce pas mon travail de la protèger?
Onu korumak benim görevim değil mi?
Cet endroit est prècieux. ll faut le protèger.
Burası çok değerli. Korunması gerekir.
Je ne pourrai plus vous protèger, toi et ton fils.
Artık ne seni ne de çocuğu koruyamam.
Childers est informé qu'une manifestation s'échauffe devant notre ambassade au Yèmen. Il doit protèger et faire évacuer les lieux.
Childers Yemendeki elçiliğimiz önünde rutin olarak düzenlenen yasal gösterinin kontrolden çıktığına dair bilgi alır.
Regardez attentivement cette photo. Pourquoi un commando surentraîné a-t-il massacré des hommes, des femmes, et des enfants désarmés, alors que ses ordres étaient de protèger et d'évacuer l'ambassade, si nécessaire?
Son derece iyi eğitilmiş üstün özelikleri bir savaş birimi görevleri basit bir şekilde, elçiyi korumak ve gerekirse tahliye etmekken neden silahsız erkek, kadın ve çocukları katletmeliydi.
Ce n'est pas là pour protèger la religion de la main mise du Gouvernement... mais pour protéger notre Gouvernement de la main mise du fanatisme religieux.
Laiklik düzenlemeleri dini hükümetin pençesinden korumak için değil, hükümeti dini fanatizmin pençesinden korumak içindir.
Ouais, ils sont assez précieux, donc il faut les protèger de la lumière.
Evet... Çok değerliler o yüzden ışıktan bile korumak gerek.
Il dit qu'il me protège, mais c'est pas moi qu'il veut protèger
Beni koruduğunu söylüyor ama burada korumaya çalıştığı kişi ben değilim.
L'esprit a une tendance surprenante à se protèger lui-même, Elmer.
Aklın kendini koruması için inanılmaz bir kapasitesi var, Elmer.
Si l'humanité veut l'ouvrir de nouveau, qu'il en soit ainsi, mais les Gardiennes sont supposées la protèger d'être ouverte par des démons.
Ah, sen iyi misin şükür. Kim değil mi?
Nous n'avons pas encore trouvé le moyen de la protèger...
Onları korumanın yolunu hala bulamadık...
Tu es le vaillant héros qui essaye de protèger une damoiselle en détresse, hein?
Küçük hanımı korumaya çalışan yiğit kahraman.
Et ils pourraient tout donner pour protèger ceux qu'ils aiment. Même s'ils viennent d'une autre planète.
Sevdikleri kişiyi korumak için her şeyden vazgeçebilirler, o kişi başka gezegenden olsa bile.
Le temple est sans surveillance parce que tous les moines sont ici pour vous protèger, et votre pureté.
Tapınak korunmuyor çünkü tüm keşişler burda seni korumak için, ve senin saflığın.
Protèger Metropolis en dehors de mon rôle?
Metropolis'i korumak mı kişiliğime aykırı?
Avez-vous confiance dans votre équipe pour protèger la sénatrice si on vous envoie ailleurs?
- Efendim. - Takımının sen olmadan da Senatörü koruyabileceğine emin misin?
Et quand tu as peur, comme maintenant, ton... ton esprit envoye un personnage pour te protèger.
Ve korktuğun zaman, şimdiki gibi zihnin seni korumak için bir karakter ortaya çıkarıyor.
Tu ne vas pas pouvoir me protèger...
İzin vermezsin.
Tu ne peux rien faire pour la protèger.
Bunu önlemek için yapabileceğin hiçbir şey yok.
Peut être qu'elle essayais de te protèger, Jin.
Belki de seni korumaya çalışıyordu.
Après tout, on doit bien protèger la fortune familiale.
Sonuçta aile servetini korumalıyız.
Étant ton père, j'ai fait le serment de te protèger du monde, sans réaliser que j'étais celui qui finirait par te faire le plus de mal.
Baban olarak, seni dünyadan korumak için bir yemin ettim. Seni en çok kıranın ben olduğumu fark etmeden.
On peut te protèger.
Beni koruyabilirler. Biz de seni koruyabiliriz.
soit tu es en train de protèger ton petit ami ou ou tu es la pire interrogatrice du monde tu as raison oui c'etait un terrible interrogatoire j'ai du mal a me concentrer en ce moment et je... je pense que c'est toi
Ya sevgilini korumaya çalışıyorsun ya da dünyadaki en kötü sorgulayıcı sensin. Haklısın. Evet, bu berbat bir sorgulamaydı.
Les nourrir, les protèger, les habiller, les éduquer.
Beslemek, korumak, giydirmek, eğitmek.
Je veux te protèger.
Sadece sizi korumak istedim.
Tu avais juré de me protèger.
Beni koruyacağına söz vermiştin.
Tu dois me promettre de protèger mon fils, J.R.
Oğlumu koruyacağına söz vermelisin, J.R.
Alors on peut essayer de le convaincre qu'il a tord, ou nous devrons trouver un moyen de la protèger.
Bu yüzden ya onu yanıldığına ikna etmeliyiz ya da Lydia'yı koruyacak bir yol bulmalıyız.
Dixon essayait juste de me protèger de ce que Ivy traverse.
Dixon, Ivy'nin yaşadığı şeylerden korumaya çalışıyordu beni.
Crois-moi, le jour où j'aurai besoin d'une loi pour me protèger de Louis sera le jour où je ne serai plus avocate.
İnan bana, beni Louis'den koruyacak bir yasaya ihtiyacım olduğu gün olduğu gün avukatlığı bıraktığım gündür.
J'essaie de te protèger.
Seni korumaya çalışıyorum.
Nous gardions Megan Carr ici our la protèger d'éventuelles représailles.
Megan Carr'ı misillemeden korumak için burada tutuyorduk.
Oui, ils nous ont raconté des histoires... des histoires d'anges qui viennent du ciel et tuent les démons et les envoyent en enfer pour tous nous protèger.
Evet, hikayeler anlattık cennetten inen, şeytanları öldüren ve bizi korumak için onları cehenneme gönderen melekler hakkında yalan söyledik.
Tu as vraiment tiré sur Ryland, ou tu essayes de protèger ta femme qui a la gâchette si facile?
Gerçekten Ryland vurdun mu yoksa sorumsuz karını mı koruyorsun?
Si tu ne me laisse pas te protèger,
Seni korumama izin vermezsen,
Will essayait de protèger le secret de son ami.
Will arkadaşının sırrını korumaya çalışıyordu.
Je suis juste contente que tu seras la pour me protèger d'elle.
Beni ondan korumak için orada olman beni sadece mutlu eder.
Je peux donc plus vous protèger.
Bu yüzden artık seni koruyamam.
Nous devons prendre chaque petite occasion De nous protèger du danger.
Bu fırsatı kullanıp kendimizi tehlikeye atmalıyız.
On peut te protèger.
Seni koruruz.
Nous avons tout intérêt à... veiller à protèger ce bâtiment.
Özellikle bir konuda niyetimizin olduğunu söylemeliyim bu binayı koruma altına almak istiyoruz.
Protèger le monde des PDG bourrés.
Sarhoş CEOlar için dünyayı güvenli tutmaya.
Non seulement Nathalie Prior s'est faite tuer en essayant de protèger les données qui m'appartienne désormais.
Natalie Prior şimdi elimde olan bilgiyi korumak için ölmekle kalmadı...
J'ai vu un masque pour se protèger de la peste.
Bir veba maskesi gördüm.