Translate.vc / francés → turco / Prët
Prët traducir turco
510 traducción paralela
"Et souviens-toi que je suis toujours la... pret a t'aider."
Şunu da unutma sana yardım etmeye hazır bir şekilde her zaman yanındayım.
Peut-étre qu'iI est amoureux? On peut verser Ie plomb, iI est prét?
Kurşun yeterince sıcak mı dökmek için?
Je suis prét a perdre ma vie pour toi aujourd'hui.
Senin için, bugün yaşamımı ziyan etmeye hazırım. Ama yarın...
AI UN SCOOP GÉNIAL BIENTÔT PRÊT À PARAÎTRE
Çok dehşet haberlerim var. Tekrar ediyorum, şaka yapmıyorum.
AUX PREMIERS TEMPS DU JOURNALISME... UN REPORTER, POUR AVOIR UN SCOOP ÉTAIT PRÊT À TOUT, HORS LE MEURTRE.
GAZETE OYUNUNUN "KARANLIK ÇAĞLARI" NDA "BÜYÜK HABER" İÇİN BİR MUHABİR CİNAYET HARİÇ HER ŞEYİ YAPABİLİRDİ.
Tout est pret!
- Her şeyi hazırlamıştık.
Zan, elle dit que ton cotillon est pret a etre ajuste.
Zan, annem kombünezonun hazır olduğunu söyledi.
- Alexandra, ton dejeuner est pret.
- Alexandra, kahvaltın hazır.
- S'il est pret, maman.
- Hazırsa anne.
Un pret pour trois mois, peut-etre quatre.
Üç aylık borç olsa, yada dört aylık.
Nous prendrons le pret de l'ami de Leo.
Leo'nun arkadaşından tahvilleri alacağız.
Je leur laisse les obligations, comme un pret de ta part.
Tahvillerin onlarda kalmasına izin vereceğim, sana ödenmek üzere borç olarak.
Un pret, pas un investissement.
Borç, yatırım değil.
Un pret n'est que rembourse.
Borç ise geri ödenir.
Ecoute-le, Oscar. ll est pret a tout blamer sur toi et Leo.
Baksana, Oscar. Leo'yla senin yaptığına yemin bile edecek.
- Tu te sens vraiment pret a écrire?
- Gerçekten de yazmak istiyor musun?
Mon frere doit me trouver a la maison... pret et les bagages faits. N'oubliez pas, six heures mois le quart.
Unutma, altıya çeyrek kala.
Le public n'était pas pret pour ça.
Toplum onun için henüz hazır değildi.
PRET SUR GAGE 2O MAGN I FIQU ES FILLES
EMANETÇİ 20 GÜZEL KIZ
- Pret pour emmener le bétail?
- Sürü pazara götürülmeye hazir mi?
- Pret.
- Kesinlikle.
II n'est pas prét.
Belki uzun süre sonra.
Le jour ou vous serez pret a etre soldat, vous le deviendrez.
Hazir oldugunuzda, sizi asker yaparim.
Le groupe pour l'eau est pret a partir.
Su mangasi gitmeye hazir efendim.
- Le cafe est pret, monsieur. - Messieurs.
Beyler.
Le tracteur est pret, commandant.
- Çekme aracı hazır. - Sağ ol.
Excusez-moi, commandant. Etes-vous pret a punir le cuistot?
Affedersiniz komutanım, aşçının disiplin sorgusuna hazır mısınız?
- Le dispositif d'alerte est pret?
- M.A. alarmı bitti mi?
- Il est pret, commandant.
- Hazır, efendim.
Le dîner sera pret des que tu seras lave.
Sen temizlenene kadar yemek hazır olur.
Je n'oublierai pas que vous etiez pret a tirer sur Debbie.
Onu kendi ellerinle vurmak için her şeyi yaptığını da unutmadım.
Me feriez-vous un prét contre ceci?
Buna karşılık ödünç verir misiniz?
On est prét à dénicher l'or qui se cache ici depuis des millions d'années.
Burada milyonlarca, milyonlarca yıldır saklı olan altını çıkarmağa hazırız.
Tu es pret?
Hazır mısın?
- Pret.
- Hazırım.
Tout est pret, Effendi.
Her şey hazır efendi.
Je voulais etre pret a son attaque.
Biz hazır olmadan harekete geçmek istemedim.
Le monde a l'air souriant pour les passagers gentil, pret à rendre service pas trop curieux de savoir d'où ils viennent ou pourquoi ils voyagent
Dünya yolcuları güler yüzle karşılar. Dostane, hizmet etmeye hazır... Nereden geldikleri ya da neden seyahat ettiklerini çok merak etmez.
Tout est pret.
Her şey hazır.
Es-tu pret?
Sevgilim, hazır mısın?
Tout est pret?
- Evet efendim, her şey hazır.
rien qu'un entrainement, pour etre pret en cas d'urgence.
Acil durumlara hazırlıklı olmak için idman yapıyorum.
Tout est pret, M. Ie Divisionnaire.
Saygılar, Müdür Bey. Her şey hazır. Bu taraftan lütfen.
Vous êtes un de ces petits malins de nègres beaux parleurs... prét à saisir tout ce que vous pouvez, avec votre Pouvoir Noir... et toutes ces autres bêtises, qui créent des ennuis.
"Siyah devrimi" gibi palavralarla alabildiğini almaya çalışıyorsun.
Maintenant, je suis prét à le dire.
Şimdi söylemeye hazırım.
- Tout est prét pour- -
- Her şey hazır...
Tenez-vous pret a rapporter ca.
Bunları hazır tutun.
Si ca vous chagrine, je suis pret moi aussi..
Eğer bu sizi üzüyorsa, ben de bir sözleşme imzalamaya hazırım.
Alors, seriez-vous pret.. .. a les lui cultiver?
Öyleyse, geliştirmesi için hazır mısınız?
Quand je serai pret, Parker!
Ben hazır olduğumda, Parker.
PRÊT
HAZIR