English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Pétrie

Pétrie traducir turco

108 traducción paralela
Don Rosario, si vous permettez, j'en voudrais une pétrie par les mains de Donna Sofia.
- Bay Rosario, sakıncası yoksa Bayan Sofia'nın yapmasını tercih ederim.
L'lnternationale est pétrie du sang des ouvriers et des paysans, pour elle, les gens respirent la poudre et deviennent très méchants.
Enternasyonel işçi köylülerin kanıyla kuruldu. İnsanlar bunun için uzun süre barut soludu. Ve hoyratlaştı.
Pétrie de spontanéité!
- Ben de aynı şekilde. Kendiliğinden ortaya çıkma kokuları yayar.
Je me demande s'il est possible à un philosophe d'examiner sa nature, et du limon dont elle est pétrie, de deviner qui est le père.
Merak ediyorum, tetkiklerin gücü yetmez mi bebeğin şekli-şemali analiz edilerek babaya kurnazca tahmin etme şansı tanımaya?
Que faites-vous dans la vie, M. Pétrie?
Ne iş yapıyorsunuz Bay Petrie?
- Rob et Laura Pétrié? - Pétrie.
- Rob ve Laura Petrie mi?
- "Pétrie".
Pee-tries.
Une histoire pétrie de morale... mais de là à demander à un adulte d'y croire?
Bu durustlukle ilgili... Ama yetiskin biri buna inanir mi?
Mais l'Espagne est pétrie de superstition.
Ama İspanya batıl inançlarla dolu.
Je suis pétrie de peur.
Neler olduğunu hissetmiyor musun?
3ème bataillon, compagnie B du lieutenant Petrie.
Üçüncü Tabur, B Bölüğü, Bir Numaralı Takım. Antwerp'in dışında yakalanana kadar Teğmen Petrie komuta ediyordu.
- Sascha Petrie l'a volé.
- Sascha Petrie benden önce çalmış.
Des appels, Mlle Petrie?
Beni arayan oldu mu, Bayan Petrie?
- Mlle Petrie.
Bayan Pettrie. Evet Doktor?
- Petrie est ouvert.
- Petrie'nin yeri açık.
Il nous reste sept minutes pour arriver chez Petrie. Allons-y.
Petrie'nin yerine yedi dakikada varmamız lazım.
Petrie...
Petrie!
J'ai vu Petrie avec la gorge tranchée.
Tamam, dinle. Az önce Petrie'yi gördüm, boynunu kesmişler!
Quelqu'un a tué Martin Petrie.
Bakın, size söylüyorum, birisi Martin Petrie'yi öldürmüş.
Où est Petrie?
Petrie nerede?
C'est bizarre que Martin Petrie ne soit pas là.
Martin Petrie'nin burada olmaması garip.
Martin Petrie a également essayé de me parler de cette société, mais ils l'ont tué.
Martin Petrie bana cemaati anlatacaktı ki O'nu da bana bir şey diyemeden öldürdüler.
Hier soir, j'ai vu Petrie à Franklin Canyon, mort.
Petrie'yi dün gece Franklin Kanyonu'nda gördüm öldürülmüştü.
Martin Petrie est mort.
Martin Petrie öldü!
Toi, Petrie, Ferguson. Y a qui d'autre, connard?
Petrie, Ferguson, başka kim var bu işin içinde?
J'ai vu Petrie et Ferguson sortir du bois.
Petrie ve Ferguson'un ormandan çıktığını gördüm.
Petrie était dans une couverture puis un break a déboulé et ensuite, une vieille Ford.
Petrie bir battaniyeye sarılıydı, sonra eski bir steyşın araba çıkageldi daha sonra da eski bir Ford.
On avait pensé à Chuck Petrie pour ramener le bateau des Harvey?
Patti? Tekneyi yönetmesi için Chuck Petrie'yi mi göndereceğiz?
Un épisode de "Dick van Dyke" où Laura Petrie, en short, fait "Oh, Rob..."
Hani şu Dick Van Dyke bölümü vardı, Laura'nın kapri giyip "Oh, Rob" diye...
Petrie.
- Petrie. - Petrie, tamam.
On dirait un petit couple modèle.
İkiniz, Rob ve Laura Petrie gibi davranıyorsunuz.
Vous devez être les Pétrié.
Siz Petrie'ler olmalısınız. Merhaba. Hoş geldiniz.
- Rob et Laura Pétrié.
- Rob ve Laura Petrie.
- C'est "Pétrie", en fait.
- Aslında biz onu "Pee-trie" olarak telaffuz ediyoruz.
- Rob et Laura Pétrié.
- Rob ve Laura Petrie. - Evet. - "Pee-trie."
- Pétrie.
- Win Shroeder, yan komşunuz.
- Ces Pétrié, ils vont coopérer?
Bu Petrieler, basketbol oynayacaklar mı?
Ça s'appelle aussi un Rob Petrie.
- Rob Petrie'de denir. - Oh.
Rob Petrie?
Rob Petrie mi?
"Rob Petrie"?
"Rob Petrie"?
Non, qui c'est Rob Petrie?
Hayır, Rob Petrie de kim?
Chris Petrie, 26 ans.
Neyle karşı karşıyayız? Chris Petrie. 26 yaşında.
Chris Petrie...
- Bu kimin alet çantası?
Notre victime.
- Chris Petrie'nin ; kurbanımızın.
Oui, et il y a 2 semaines, vous avez attaqué votre fuel-man Chris Petrie, n'est-ce pas?
İki hafta önce de yakıtçın Chris Petrie'ye saldırmışsın, öyle mi?
Quelqu'un d'autre était devant l'établi de Chris Petrie.
Charlie Petrie'nin dolabının önüne gelen bir başkasıymış.
Pourquoi ne me dites-vous pas ce que vous faisiez dans le camion de l'équipe American Spirit le jour où Chris Petrie est mort?
Benim daha iyi bir fikrim var Chris Petrie'nin öldüğü gün American Spirit takımının kamyonunda ne aradığını açıklasana.
Peut-être Chris Petrie vous a-t-il vu? Vous deviez le faire taire.
Belki de Chris Petrie buna şahit oldu.
Ce qui signifie que Chris Petrie s'est transformé en fusible.
Yani Chris Petrie kendi kendinin fünyesi olmuş.
Je crois plutôt que ça provient du bec de la pompe qui a tué Chris Petrie.
Sanmıyorum. Bence Petrie'nin ölümüne sebep olan ağızlığı asitle kaplarken olmuş.
Chris Petrie vous a surpris cette nuit-là entrain de déserrer cette wing, n'est-ce pas?
Chris Petrie o gece kanadı gevşettiğini gördü, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]