Translate.vc / francés → turco / Regrets
Regrets traducir turco
1,331 traducción paralela
Il a eu des regrets!
Yanılıyorsun! Bay Fadlan, kararından ötürü pişman oldu.
C'est mieux que de vivre avec des regrets.
Belki de bu, hayat boyu pişmanlıkla yaşamaktan daha iyidir.
La solitude, la douleur, la peur et les regrets...
Tüm yalnızlıklar! Tüm acılar! Tüm kuşkular!
La solitude, la douleur, la peur et les regrets!
Tüm yalnızlıklar! Tüm acılar! Tüm kuşkular!
George vous fait part de ses regrets.
George üzüntülerini iletti.
Très chère Becky, une lettre de Jos est arrivée d'Inde ce matin... remplie de regrets au sujet d'une certaine personne.
"Sevgili Becky, bu sabah Jos'un Hindistan'dan bir mektubu geldi. Biri hakkında pişmanlıkla dolu."
Oui, et il a eu des regrets.
Evet, pekala, görünüşe göre kendini bu konuda iyi hissetmemiş.
Vous ferez un beau couple et vous n'aurez pas de regrets lors de votre nuit de noces.
Siz birbirinize çok yakıştınız. Düğün gecende pişman olmayacaksın.
T'es un anxieux, un égocentrique perfectionniste, incapable d'arrêter, et qui crève seul avec un million de $ et mille regrets.
Tedirginsin, A-tipi, ben odaklı, mükemmeliyetçisin. Kıpır kıpırsın. Milyon dolarlar ve binlerce pişmanlıkla ölürsün.
"Tous mes regrets, Lucius Hunt."
"En derin üzüntülerimle. Lucius Hunt."
Mais, debout dans le froid, je me découvre des regrets.
Ama soğukta kalarak, kendimi pişmanlıklarımın içinde buldum.
Je n'ai pas de regrets.
Ama pişman değilim.
S'il ne le fait pas, ses regrets le rongeront.
Öldürmezse, bu onu kanser gibi yiyip bitirecek.
Vaughn éprouvera les mêmes regrets.
Vaughn da böyle hissedecek.
Sa Grâce, l'Immortel, tient à vous exprimer ses regrets pour vous avoir enfermés ici.
- İyiliksever Ölümsüz sizi alıkoyduğu için üzüntülerini belirtti.
Tu as des regrets?
Pişman mısın?
Mais après seulement 2 jours dans la forêt, il était submergé de regrets.
Ama ormanda iki gün geçirince pişmanlıkla dolmuştu.
plutôt à cause de ses regrets que du cancer, en apprenant que vous et Purdy ne faisiez pas de miracles.
Kanser olduğuna bile bu kadar üzülmemişti. Çünkü senin ve Purdy nin mucizeleri artık tükenmişti.
"Chers M. et Mme Taylor, " En tant qu'officier commandant de Jane, " c'est avec mes plus profonds regrets que je vous informe de sa mort.
Sevgili Bay ve Bayan Taylor, Jane'in komuta subayı olarak... size onun ölümünü bildirmekten derin üzüntü duyuyorum.
- Allez, pas de regrets.
- Hadi, pişmanlığa gerek yok.
- Pas de regrets?
- Şüphen yok mu?
Je ne veux pas avoir de regrets quand je mourrai.
Her hangi bir pişmanlıkla ölmek istemiyorum.
Si par excité, tu entends pétrifié et plein de regrets
- Öyleyim... Eğer heyecanlanmak dediğin, sersemleşmek ve pişman olmaksa...
Mais j'essais de te sauver d'une vie de regrets.
Ama seni hayatın boyunca duyacağın bir pişmanlıktan korumaya çalışıyorum.
C'est drôle, figure-toi que je commençais à avoir des regrets et à hésiter puis je me suis souvenue du monstre d'égoïsme que j'ai subi si longtemps.
Hayır, aslında oturmuş, kararımı bir daha düşünüyordum... sonra evliliğimiz boyunca çoğunlukla nasıl korkunç bir canavar olduğunu hatırladım.
Oui, pas de regrets.
Evet. Pişman olmak yok.
Je voulais te souhaiter une buona fortuna, et te faire part de mes regrets.
Neyse, sana iyi şanslar dilemek ve sana sitemlerimi yollamak istedim.
Mais nous ne nous pouvons pas nous payer le luxe d'avoir des regrets.
Zamanım olsaydı. Fakat bizim pişman olmak gibi bir lüksümüz yok.
Mais j'ai le droit d'exprimer mes regrets, n'est-ce pas?
Ama özür dilemeye hakkım var, öyle değil mi?
Tu peux peut-être rendre compte de votre entretien dans une lettre exprimant tes inquiétudes et tes regrets.
Bilemiyorum. Yada bir mektuba isteklerini yazıp belgelersin.
Pas de regrets
Unut pişmanlığı
Pas de regrets
- Unut pişmanlığı - Unut pişmanlığı
Des regrets.
- Neden?
Sir Bernard Pellegrin m'a demandé de vous exprimer ses regrets... de ne pouvoir lui-même donner sa conférence en personne.
Sör Bernard Pellegrin, metni kendisi okuyamadığı için çok üzgün olduğunu size iletmemi istedi.
Je suis pas bon pour ces conneries, aveux, regrets.
Ben bu saçmalıklarda pek iyi değilimdir. Bilirsin itiraflar ve pişmanlıklar.
Tout le monde a des regrets.
Herkesin pişmanlıkları vardır.
Alors, je pense que c'est futile d'avoir des regrets.
O yüzden pişmanlık nafiledir.
Vous avez transmis mes regrets à ces dames?
- Bruni'lere özrümü ilettin mi? - Evet.
- Non, je n'ai pas de regrets.
- Hayır, hiç pişman olmadım.
Vous n'y connaissez rien en regrets. Moi, si.
Acı nedir bilmiyorsun, ben biliyorum.
Soit ce sont des rires soit des regrets, le plus horrible sentiment au monde.
Şey, bu kahkaha... ya da pişmanlık, dünyadaki en çirkin his.
À tes regrets aussi.
Ne yazık ki, evet.
Et oublie les regrets de ta vie.
Ve artık hayatında pişmanlık duyacağın şeyler olmasın.
Et ensuite quand j'y pense, j'ai des regrets parce qu'elles allaient être belles et quand je me rends compte qu'elles ne sont pas encore arrivées, et qu'elles n'arriveront sans doute jamais, ça me rend super triste.
İşte o zaman, özlem duyarım, çünkü çok güzel olacaklardı. Ve henüz gerçekleşmediklerini farkettiğimde, hiç gerçekleşmeyeceklerini farkettiğimde, gerçekten çok üzülürüm.
Il ne faut pas avoir de regrets. On a fait un choix.
Sonuç olarak, önemli olan, bir karar aldıysan pişman olmayacaksın.
Avez-vous des regrets?
Pişman mısınız?
- regrets.
Pişmanlıkla.
- Quels regrets?
Ne pişmanlığı baba?
Pétrifié et plein de regrets
Sersemleşmek ve pişman olmak.
Pas de regrets.
Pişman olmak yok.
Tu as très bien joué, pas de regrets.
İyi bir maçtı.