Translate.vc / francés → turco / Reinhardt
Reinhardt traducir turco
192 traducción paralela
Fritz Reinhardt, Secrétaire d'État au Ministère des Finances du Reich et S.A. Obergruppenführer
Fritz Reinhardt, Reich Maliye Bakanlığında Hükümet Sekreteri ve SA Üstgrup lideri
J'aurais pu jouer la nonne dans Le Miracle, de Max Reinhardt.
Max Reinhardt'ın yanına. The Miracle'daki rahibeyi oynamaya.
Reinhardt et Reinhardt tailleurs sur mesure... qu'ils apportent des costumes... droit, trois boutons, à revers étroit, du gris pale au bleu foncé, taille... 39.
Dükkânlarında ne varsa göndersinler. Tek göğüslü, üç düğmeli, dar klapalı tüm takımları. Açık griden, koyu maviye.
Reinhardt, de Reinhardt et Reinhardt.
Reinhardt ve Reinhardt'tan Reinhardt.
Inspecteur Reinhardt? Me trouvez-vous irrésistible?
Müfettiş Reinhardt, beni fiziksel anlamda çekici ve dayanılmaz buluyor musunuz?
Ce vieux Reinhardt.
Yeteri kadar iyi değilsin yaşlı Reiny.
Si Max Reinhardt venait au Cabaret, sait-on jamais?
Bu günlerde Max Reinhardt Klub'e gelecek. Kim bilir.
Sans doute, Max Reinhardt est venu au Cabaret, lui ou un de ses sous-fifres qui t'aura fait miroiter un bout de rôle!
Sanırım Max Reinhardt Klüp'e geldi. Yoksa ; arkadaşının, arkadaşının, arkadaşı mıydı seni koroya sıkıştırabileceğini söyleyen yardımcı yönetmen?
C'est peut-être du Reinhardt de Rotterdam, d'avant-guerre.
Reinhardt olabilir, Rotterdam işi, savaş öncesinden.
Si cette fiole est un Reinhardt... ce serait un joli coup pour un collectionneur tel que moi.
O şişe gerçek bir Reinhardt ise, benim gibi küçük bir koleksiyoncu için bir milat olacaktır.
- Le Pr Hans Reinhardt a dû être déçu!
Dr Hans Reinhardt için aşağılanmak demek.
- Tu as connu le capitaine Reinhardt?
Komutan Reinhardt ile tanışmış mıydınız?
Il faisait passer sa propre ambition pour un point d'honneur national.
Reinhardt hırslarını ulusal onur meselesi gibi... görme becerisine sahipti.
Hans Reinhardt!
Hans Reinhardt.
Pr Reinhardt...
Dr Reinhardt.
Je me présente, Hans Reinhardt.
Ben Hans Reinhardt.
Rappelez-le, Reinhardt.
Onu geri çağırın, Reinhardt.
M. Reinhardt t'a dit de nous fournir des pièces de rechange.
Dr Reinhardt istediğimiz parçaları karşılamanı söylemişti. Başlayalım.
Pourriez-vous faire une démonstration de cette incroyable énergie?
Dr Reinhardt, bu inanılmaz yeni... - güç kaynağını tanıtabilir misiniz?
Décidément, ce Reinhardt aime se prendre pour Dieu.
Şu Reinhardt Allah'ı oynamayı seviyor, değil mi?
Reinhardt a peut-être menti.
Belki Reinhardt yalan söylüyor.
Garde Armé des Forces Spéciales Le prototype de sentinelle de Reinhardt.
- S-T-A-R. Şeçkin Silahlı Askeri Alay. Reinhardt'ın nöbetçi robot ön çalışması.
C'était le meilleur, avant Maximilien.
Reinhardt Maximilian'ı yapana kadar bir numaraydılar.
Moi, je crois avoir beaucoup à apprendre du Pr Reinhardt.
Ben, benim için, Dr Reinhardt'dan bir hayli öğreneceklerimiz olduğuna inanıyorum.
Avec, je présume, un champ de force antigravitationnel assez résistant.
Dr Reinhardt'ın basınca dayanabilen antiyerçekimsel güç alanı... oluşturduğunu sanıyordum.
Reinhardt n'a allumé que pour protéger le Cygnus.
Reinhardt Cygnus'a zarar gelmesini önlemek için ışıklarını açtı.
Que le Pr Reinhardt est sur le fil du rasoir entre le génie et la folie.
Dr Reinhardt dahilik ve delilik arasında bulunuyor.
Et on n'a que sa parole sur le sort de son équipage.
Reinhardt'ın mürettebatına ne olduğuyla ilgili yalnız onun anlattıklarını biliyoruz.
Si Reinhardt peut défier la gravité au point de rester ici,
Şayet Reinhardt onu burada tutacak yeterli anti yerçekim gücüne sahipse...
Alors pourquoi ne pas rentrer sur Terre avec ce vaisseau et Reinhardt?
- "Yani"? Yanisi niçin bu gemiyi alıp Reinhardt'ı geri götürmüyoruz?
Et à nous trois, on peut maîtriser Reinhardt et son espèce de monstre.
Ve bizim üçümüz Reinhardt'ı ve onun hayvan canavarını halledebiliriz.
- C'est à Reinhardt d'en décider.
- Sanırım karar Reinhardt'da kalmış. - Dan.
Reinhardt va résoudre le mystère qui a toujours échappé à l'homme. Ou il mourra en essayant.
Reinhardt insanlığı kurtaracak son bir gizemi çözecek... yada çalışırken ölecek.
Ils se sont tournés vers lui quand Reinhardt a ignoré l'ordre de retour.
- Dr Reinhardt eve dönüş emrini reddedince onun yanına geçtiler.
Reinhardt a crié à la mutinerie et a tué McCrae.
Reinhardt isyan olarak saydı ve bay McCrae'i öldürdü.
Le bien le plus précieux de tous, la vie de l'esprit... ne signifie rien pour Reinhardt.
Evrendeki en değerli şey... zeki yaşam, Dr Reinhardt için anlamsız.
Vous avez accompli tout ceci seul, Pr Reinhardt... et vous auriez tous les droits de rejeter la requête d'un étranger, mais...
Bütün bunları siz kendiniz başlattınız, Dr Reinhardt... sizden üsütün bir yabancının isteklerini reddetmek için her türlü hakkınız olurdu, ama...
- Reinhardt est un assassin!
- Reinhardt bir katil. - Ne? Evet.
Alex a complètement gobé sa théorie!
Alex, Reinhardt'ın teorisine kapıldı, bağlandı ve gömüldü.
J'aurais aimé que ce soit Reinhardt et Max.
Tek arzum Reinhardt ve Maximilian'ın orada olmalarıydı.
Quoi? Attaquer Reinhardt et faire demi-tour?
Reinhardt'ın peşinden gidip, gemiyi döndürebilir miyiz?
Pour Reinhardt...
Reinhardt'ın yoluna.
Reinhardt... Mon père...
Reinhardt babamı öldürdü, babamı.
Assassin!
Reinhardt katil,...
Son vrai nom est Heymar Reinhardt.
Ben Eric. Gerçek ismi Heymar Reinhardt.
- Django Reinhardt.
Django Reinhardt.
Django Reinhardt jouait avec deux doigts.
Django Reinhardt iki parmağıyla çalıyordu.
Reinhardt Lane.
Reinhardt Lane.
- Django? - Django, oui. Après Django Reinhardt, le roi de la guitare...
Evet Django, gelmiş geçmiş en iyi caz gitaristiydi.
Ici le Lt.
Ben Reinhardt Schmidt,
Suivant! Appelle...
Önce terziler Reinhardt ve Reinhardt'ı ara.